Türkiye Kamu-Sen’in yılları kapsayan sözleşmeli memurların kadroya geçirilmesi mücadelesi, sözleşmelileri kadroya geçiren kanun hükmünde kararnamenin yayınlanmasının ardından kısmen de olsa başarı ile sonuçlandı. Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalarımızın başlattığı kampanyalar, yaptığı eylemler, yapılan başvurular ve açılan davalar sonunda, haklılığımız kanıtlandı ve şu anda 657 sayılı kanunun 4/b maddesi ve 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli olarak görev yapan personel kadroya geçirildi.
Bu süreçte bağlı sendikalarımız kadromu istiyorum kampanyası başlatmış, 15 bin sözleşmeli personelin kadro talebini TBMM'ye sunmuştu. Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi için ilgili kurumlara başvuru yapmıştı. 24 Mayıs 2008'de sözleşmeliler için ilk mitingi biz gerçekleştirmiştik. Sözleşmelilerle anketler gerçekleştirerek sorunlarını gündeme taşıdık. 2008 yılı toplu görüşmelerinde eş durumu, becayiş ve askerlik dönüşü işe başlama haklarını almalarını sağladık. Son olarak 16 Nisan’da Ankara’da yaptığımız büyük miting ile sözleşmelilere kadro verilmesi talebimizi tüm kamuoyuna haykırdık. Tüm bu çalışmalarımızın sonucunda sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi yolunda hazırlanan KHK yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddenin (B) fıkrası ve 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca vizelenmiş veya ihdas edilmiş sözleşmeli personel pozisyonlarında bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte çalışmakta olan ve 48 inci maddede belirtilen genel şartları taşıyanlardan otuz gün içinde yazılı olarak başvuranlar," kadroya geçirilecektir.
Yani KHK sadece 4/B ve 4924 sayılı kanuna tabi olarak çalışanları kapsama almıştır. Düzenlemenin ilk fıkrasında yer alan "ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışanlar ile yükseköğretim kurumlarının araştırma-geliştirme projelerinde proje süreleriyle sınırlı olarak çalışanlar" şeklindeki istisnalar, sadece 4/b’nin istisnalarıdır.
Görünen o dur ki; bu KHK kapsamına birçok sözleşmeli personel dahil edilmemiştir. Bunların başında Sözleşmeli personel, “esneklik” adı altında, her türlü güvenceden mahrum, tayin hakkı olmayan, aile bütünlüğünün korunmadığı, her türlü istismara açık şekilde, bir zorlama ile karşı karşıya kalmıştır. Siyasi iktidarın, kamuda özel kesime benzer yapı oluşturma hedefi, son 9 yılda sözleşmeli personel sayısının 10 binler dolayından 300 bine çıkmasına neden olmuştur.
Bugün gelinen süreçte, sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasının mucidi olan hükümetin, yıllardır kamuya doldurduğu sözleşmeli personeli kadroya geçirmesi, yaptığı hatayı kabul ettiğinin en açık göstergesidir. Ancak bu noktada, siyasi iradenin büyük bir ikilem içinde olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl içerisinde hükümet tarafından kamuoyuna açıklanan istihdam stratejisinin, esnek istihdam modeli üzerine oturtulması ve yayımlanan KHK’nin sözleşmeli personel uygulamasına son vermemesi, yapılanların, seçim öncesinde, sözleşmeli çalışanlarımızın gönlünü almak amacı güden bir girişim olduğunu ortaya koyuyor. Çıkarılan kararname, kamuda sözleşmeli personel uygulamasını sona erdirmemekte, yalnızca mevcut sözleşmeli personelin bir kısmını kadroya geçirmektedir. Türkiye Kamu-Sen olarak, sözleşmeli personelin bir kısmının kadroya geçirilmesini, olumlu bir gelişme olarak görmekle birlikte, sorunun tam anlamıyla çözülmediğini kamuoyuna bildirmeyi bir gereklilik olarak görmekteyiz. Bu alandaki mücadelemiz, kamuda güvencesiz, sözleşmeli, geçici, vekil ve kısmi zamanlı personel çalıştırılması uygulaması son buluncaya kadar sürecektir.
İsmail Koncuk
Genel Başkan
Güncelleme Tarihi: 05 Haziran 2011, 00:00