İçimizdeki devlet ve millet düşmanlarının dış güçlerle işbirliği yapıp, seçimle gelmiş iktidarı silah zoruyla indirerek ülkemizin anahtarlarını küresel şer odaklarına teslim etmek üzere yola çıktığı hain darbe girişiminin üzerinden 2 sene geçti.
Terör örgütü mensupları, senelerce saf ve temiz duygularını suistimal ederek milletimizin sinesinde sinsi bir yılan gibi beslendiler.
Adaleti, liyakati, ehliyeti ve hakkaniyeti ayaklar altına alarak her türlü gayri ahlaki metodu uygulayıp yandaşlarını kamuda etkili konumlara getirdiler.
Bu milleti gaflet uykusunda zanneden; masum, silahsız, kendi vatandaşlarına dahi namlu doğrultmakta beis görmeyecek kadar gözü dönmüş caniler, ülkemizi kana ve teröre boğdular. Fakat Türk milletinin en büyük vasfı olan birlik, beraberlik ve cesareti karşısında pes edip adeta bozguna uğradılar.
O gün ülkemizi büyük bir badirenin içine düşmekten kurtaran güç; bütün siyasi, ideolojik ve sosyal farklılıklarını bir tarafa bırakarak tek bir amaç etrafında toplanan, vatanına, milletine, devletine ve cumhuriyetine sahip çıkan, vatanın varlığını, milletin geleceğini tehlike altında görerek meydanlara koşan Türk milletinin ortaya koyduğu bağımsızlık ruhuydu.
İstiklal Şairimiz M. Akif Ersoy’un “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” dizelerinde dile getirdiği üzere, tek amaç için sımsıkı bir birliktelik sağlayan milletimiz, ortaya koyduğu çelikleşmiş iradesi ile içerideki ve dışarıdaki düşmanlarımıza tarihi bir ders daha verdi. Dost, düşman herkese bu milletin bir ve bütün olduğunda nasıl zaptedilemez bir kale olduğunu bir kere daha gösterdi.
Ne var ki tarih; geçmişi yalnızca hikaye olarak gören, kahramanlıklarla, efsanelerle yetinip gerçeklerle yüzleşmeyi reddedenler için tekerrürden ibarettir.
Elbette 15 Temmuz, bu milletin devletiyle, siyasetçisiyle, kamu görevlisiyle, işçisiyle, emeklisiyle, güvenlik kuvvetleriyle bir olup belki de tarihin akışını değiştirdiği bir gündür.
Fakat ülkemizi 15 Temmuz alçaklığına taşıyan süreç iyi görülüp, anlaşılmadan bu tehlikenin tam olarak bertaraf edildiğini de söylemek mümkün değildir.
FETÖ’nün senelerce ülkemizdeki ehliyet, liyakat ve adalet sistemini tahrip ederek, değerlerimizi yavaş yavaş aşındırarak, insanları taraf olamaya zorlayarak gelinen nokta mutlak surette görülmelidir.
Benzer acıların bir daha yaşanmamasının anahtarı milli birliğimizin muhafazası, milli birliğimizin anahtarı ise kamu başta olmak üzere her alanda adaletin tesis edilmesi, ehliyet, liyakat ve hakkaniyetin hakim kılınmasındadır.
Bu günden sonra yapılacak olan terör örgütünün toplum ve kamu kurum ve kuruluşları nezdinde açtığı bu yarayı sarmak, ayrılıkların, adam kayırmaların, torpillerin, haksızlıkların üzerini bir daha açılmamacasına kapatmaktır.
Bu duygu ve düşünceler içinde tarih boyunca bu millet için can veren bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, Milli Birlik Gününde, Allah bizleri birliğimizin kıymetini bilen ve koruyanlardan eylesin diyorum. Tüm milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyorum.
Remzi ÖZMEN
Türkiye Kamu Sen İstanbul İl Temsilcisi
Güncelleme Tarihi: 13 Temmuz 2018, 22:10
Kalemine sağlık hocam.