Değerli arazisiyle de rantçıların iştahını kabartan hastane fiilen kapatıldı. Daha önce kâr etmediği gerekçesiyle kapatılan fakat mahkemenin bu kararı iptal etmesiyle yeniden açılan hastane Sağlık Bakanlığının iki gün önce hastanedeki tüm doktorları çekerek hastanedeki sağlık hizmetini tamamen kesmesi sonucu atıl duruma getirildi.
İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığının da onayıyla, bir yıl önce, cüzzam hastalığının kâr getiren bir hastalık olmadığını bu yüzden Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesinin de gelir getirmediğini gerekçe göstererek hastanenin kapatılması yönünde işlem başlatmıştı. Hastanenin,
MAHKEME KARARINA RAĞMEN FİİLİ DURUM
Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı bir klinik olarak sağlık hizmeti vermesine yönelik bu idari işlem hakkında, Cüzzamla Savaş Derneğinin Ankara 2. İdare Mahkemesinde açtığı karşı davada mahkeme “Cüzzam kâr amacı güdülecek bir hastalık değildir ve özelliğinden kaynaklı mutlaka ayrı bir merkezde tedavi edilmelidir” şeklindeki gerekçeli kararıyla yürütmenin durdurulması yönünde bir karar verildi. Ancak, kararın üzerinden altı ay geçmesine rağmen geri adım atmayan Sağlık Bakanlığı, üç gün önce hastaneyi fiili olarak tamamen kapattı.
11 hemşire ve 6 idari personel dışında hiçbir çalışanın bulunmadığı hastanede, hastalar doktor olmadığı için hastanenin kapısından dönüyor. Hastanenin idari yönetimi tarafından da teyit ettiğimiz bu duruma karşı hem hastane çalışanları hem de hastalar çok tepkili. Günde 150’ye yakın hastanın tedavi olmak için başvurduğu, Türkiye’de cüzzam alanında hizmet veren tek hastane olması sebebiyle ülkenin dört bir yanından da hastaların akın ettiği İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi kapatıldığı için hastalar tedavi olamıyor.
BU MANTIĞA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ
Konuyla ilgili görüş bildiren SES Bakırköy Şube Başkanı Hıdır Doğan, yaşananlar karşısında şaşkına döndüklerini belirtti. “Sağlığa kâr mantığı üzerinden bakarsanız olacağı budur” diyen Doğan, sendika olarak sağlık sektörünün kâr mantığı üzerinden işleyen bir sektör haline dönüştürülmesine karşı çıktıklarını belirtti. Aksi halde verilen hizmetin niteliksiz hale geleceğini ve iş barışının bozulacağının altını çizen Doğan, “SES Genel Merkezi ve İstanbul Tabip Odası olarak muhtemelen hafta sonu burayı ziyarete geleceğiz ayrıca sağlık müdürlüğü ile de görüşme yapacağız” diye konuştu. İlerleyen günlerde konu ile ilgili bir basın açıklaması da yapacakları belirten Doğan, “Bakanlık, burada kalmayı tercih eden çalışanları yalnızlaştırarak ve desteksiz bırakarak onları mağdur etmek ardından buradan göndermek istiyor ama biz sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
DÜNYA ÖRNEK ALIYOR TÜRKİYE KAPATIYOR
İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi, 1981 yılında Sağlık ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, İstanbul Tıp Fakültesi ve Cüzzamla Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan arasında imzalanan üçlü protokol ile kuruldu. 2002 yılına kadar Türkan Saylan’ın başhekimliğini yaptığı Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi, dünyada da cüzzam hastalığının tedavileri noktasında referans alınan, çalışmaları takip edilen bir hastane. Hastanede çalışanı Bakırköy Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İş Yeri Temsilcisi Hemşire Leyla Koç Üzüm, Sağlık Bakanlığının hastaneyi kapatarak cüzzamlı hastaların cildiye servislerinde tedavi edilebileceği şeklindeki tutumunun yanlış olduğunu belirterek, “Bu hastalığın riskli yanı kuluçka süresi uzun olduğu için hastaneye gelindiğinde geç kalınmış olmasıdır. Bu yüzden lepra çok ciddi bir hastalıktır” dedi. Cüzzamın yoksullukla at başı giden bir hastalık oluğunun altını çizen Üzüm, “Cüzzam, yoksullukla devam eden ve bitti diye düşünülse de tekrar hortlayabilecek bir hastalıktır. Ancak Sağlık Bakanlığının yaptığı gibi gözden ırak edilerek bitirilmez” diye konuştu.
Bir gecede hastanedeki 39 çalışandan 4 idari personel hariç 35 kişinin Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine atamasının yapıldığını belirten Üzüm, “Hastalarımız burada 15 gündür hekimsiz kaldı. Dr. Sadi Konuk Eğitim Ve Araştırma Hastanesinden haftada bir doktor gelse de hastalar kendi doktorlarından ve alıştığı sağlık personelinden uzaklaşınca psikolojik yönden etkileniyorlar” dedi.