İstanbul'da Sağlık Geçici Çözümlerle Yönetilmeye Çalışılmakta, Tam Bir Karmaşa Yaşanmaktadır!

İstanbul Tabip Odası Toplum Sağlığı Merkezleri’nde görev yapan hekimlerin hastane acil servislerinde 3 aylık geçici görevlendirmelerle oluşan sorunlara dikkat çekmek için(08.04.2011) Kadıköy Toplum Sağlığı Merkezi önünde bir basın açıklaması düzenledi.

İstanbul'da Sağlık Geçici Çözümlerle Yönetilmeye Çalışılmakta, Tam Bir Karmaşa Yaşanmaktadır!
Açıklamaya, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Süheyla Ağkoç ve Dr. Ali Özyurt ve Pratisyen Hekimlik Derneği Başkanı Dr. Rıdvan Yılmaz katıldı.

Kadıköy Toplum Sağlığı Merkezi hekim ve sağlık çalışanlarının da destek verdiği açıklamada İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu kervanın yolda dizilmediğini ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda ciddi sıkıntılar yaşandığını belirtti. Önleyici sağlık hizmetlerinin önemine de değinen Dr. Çerkezoğlu yaşanan bu kaos ortamda hayati önem taşıyan bu hizmetlerin verilemediğini ifade etti.

Hazırlanan basın açıklaması İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Süheyla Ağkoç tarafından okundu.
Dr. Ağkoç İstanbul’un Aile Hekimliği Uygulamasına geçtiği günden bu yana İstanbul Tabip Odası olarak dile getirilen sorunların hiçbirinin yetkililer tarafından düzeltilmediğinin altını çizerken TSM’lerde görev yapan hekimlerin 31 Mart 2011 tarihinden itibaren hastane acil servislerine 3 aylık geçici görevlendirmeler aldıklarını belirtti.  Bu uygulamanın hekimlerin çalışma hayatını eziyete çevirdiğini ifade eden Dr. Ağkoç ayrıca bulaşıcı hastalık salgın kontrolü, okul eğitimleri, bütün sağlık kuruluşlarına yönelik bebek, gebe ve loğusa takipleri gibi toplum sağlığını yakından ilgilendiren önleyici sağlık hizmetlerinde oluşacak aksamalara ilişkin duydukları kaygıları dile getirdi. 

Dr. Süheyla Ağkoç bu uygulama yöntemlerinin günü birlik çözümler olduğunu ve bu gidişata dur demek için 19–20 Nisan’da, iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık, herkese eşit ücretsiz sağlık için bir kez daha “Çok Ses Tek Yürek” olup sağlık hizmeti sunamayacaklarını belirtti




BASIN AÇIKLAMASI METNİ

Değerli Basın Mensupları,

Bilindiği üzere 1 Kasım 2010’da İstanbul’da Aile Hekimliği Uygulamasına geçilmiş; İstanbul Tabip Odası olarak, daha başlarken uygulamada birçok sorun olduğunu ve bunlara zamanla yenilerinin ekleneceği endişemizi, sizler aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmıştık. İstanbul’da Aile Hekimliği Uygulaması altıncı ayındadır. Dile getirdiğimiz sorunlar yöneticiler tarafından gideril(e)mediği gibi, İstanbul’da sağlığın yönetiminde tam bir karmaşa yaşanmaktadır.

İstanbul’da en son yapılan 5. ek yerleştirmede boş kalan 88 Aile Hekimliği pozisyonundan 40’ına yerleştirme yapılmış; ancak açığın en fazla olduğu Sultangazi ilçesinde hala 44 pozisyon doldurulamamıştır. TUS sınavında başarılı olan yaklaşık 100 hekim de ayrılınca açık pozisyon sayısı yaklaşık 150’ye yükselmiştir. Bu birimlerin çoğu binası olmayan sanal Aile Sağlığı Merkezi(ASM)’lerinden oluşmaktadır. İl Sağlık Müdürlüğü bu duruma geçici bir çözüm bulmuş; yasal olmayan bir biçimde bu bölgede yaşayan nüfusu Emanet Aile Hekimliği denen bir uygulama ile yakın ASM’lerde çalışan Aile Hekimlerine zimmetlemiştir.

30 Aralık 2010’da yayınlanan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği ile yapılan düzenlemelerle sözleşmeler iki yıl süreyle imzalanmış, sözleşme vergisi de iki yıllık peşin olarak kesilmiştir. Bu yönetmelikle performans kriterleri oldukça üst sınırlara çekilmiş, ceza puanları getirilmiş, bir dönem boyunca 100 ceza puanı alanların sözleşmelerinin fesih edileceği belirtilmiştir. ASM sınıflandırmasıyla birlikte A ve B sınıfı olabilmek için esnek çalışma modeli özendirilmiş, işletme haline getirilen birinci basmağa rekabet etme yetisi kazandırmak amaçlanmıştır.

Bölge tabanlı hizmetin terk edilmesiyle vatandaşlarımız kayıtlı olduğu hekim dışında diğer hekimlere muayene olamamakta, çocuğunun aşısını yaptıramamaktadır. Hekimler, ASM’lerin ihtiyaçlarını gidermek, kayıtları yapmaktan kalan vakitlerinde çoğunlukla hastaların reçete yazdırma ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Hekimler, rapor, başkalarının reçetelerini kendi üzerine yazdırma, tedavisinin kendi istediği şekilde yapılmasını zorlayan hasta istekleri ve başka hekime gitme tehdidi altında çalışmaktadır. Sanal ASM’lerde derme çatma binalarda, hemşiresiz, tek başına birinci basmak sağlık hizmeti vermeye çalışan aile hekimleri mutsuz, geleceklerinden kaygılıdırlar. Aile hekimleri her türlü sorunu el yordamıyla çözmeye çalışan, bakanlığa yazdıkları dilekçelere yanıt alamayan, tam anlamıyla kıstırılmış bir ortamda birinci basmak hekimliği yapmaya çalışmaktadır. Aile Hekimliğine itibar kazandırıldığı, halk nezdinde güven geliştirildiği gibi söylemler ne yazık ki gerçekleri yansıtmamaktadır.

21 Mart 2011’de 1 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe girmek üzere yayınlanan son Yönetmelik değişiklikleri ile boşalan ve yeni açılan aile hekimliği pozisyonlarına yapılacak yerleştirmeler için tanınan süre bir aydan üç aya çıkarılmıştır. Oysa İstanbul’da pozisyonlara aylarca yerleştirme yapılmamış, idare; sözleşme imzalayarak yerleştirme yapmak yerine, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimleri geçici görevlendirmeler ile oradan oraya adeta savurmuştur. Yine yapılan yeni düzenleme ile adli tabiplik işleri TSM hekimlerine yüklenmiştir.

Son olarak 31 Mart 2011 tarihinde hemen birçok ilçede Toplum Sağlığı Merkezi (TSM)’nde çalışan hekimler, hastane acil servislerinde 3 ay süre ile çalışmak üzere görevlendirilmiştir. Bu uygulama nüfusu 500 binin üzerinde olan ilçelerde bir grup başkanı ve iki hekim bırakılmak suretiyle tüm hekimleri kapsamıştır. Aile Hekimliğine geçiş döneminde Aile Hekimi olmayı seçmeyen hekimler her ilçede bir tane bulunan, hem topluma yönelik sağlık hizmetlerini, hem de ilçelerde sağlığın yönetimini üstlenen TSM’lerde görevlendirilmişlerdir. TSM’ler bulaşıcı hastalık salgın kontrolü, okul eğitimleri, bütün sağlık kuruluşlarına yönelik bebek, gebe ve loğusa takipleri, defin ruhsatları, adli tabiplik hizmetleri, ASM’lerle ilgili sınıflandırma, görevlendirme, denetim işleri, özel tedavi kurumlarının denetimleri, çevre sağlığı hizmetleri, eczane denetimleri gibi hizmetleri yürütmektedir. Bu merkezlerdeki az sayıda hekim, iş yükünün çokluğu, yöneticilerin plansız/programsız iş yönetmeleri nedeniyle ne iş yapacağını, hangisine yetişeceğini bilemez duruma sokulmuşlardır. 860 bin nüfuslu Sakarya ‘da 16 Toplum sağlığı Merkezi, 75 Aile Sağlığı Merkezi, 245 Aile Hekimli Birimi varken 600 binin üstünde nüfusa sahip Kadıköy İlçesinde 1 toplum sağlığı Merkezi, 41 Aile sağlığı Merkezi, 141 Aile hekimliği birimi vardır.  Bu kadar kalabalık bir ilçede bir de mevcut TSM hekimleri hastane acillerine görevlendirilmişlerdir. 1 Kasım öncesinde tüm birimlerdeki pratisyen hekimleri aile hekimliğine seferber eden İl Sağlık Müdürlüğü Ocak ayında TSM hemşirelerini aile sağlığı elemanı olarak ASM’lerde görevlendirmiştir.  Mart sonunda hastane acillerinin çok önemli olduğu düşülmüş olacak ki şimdi de TSM’lerde kalan hekimleri hastane acil servislerine göndermektedir. Mecburi hizmetle İstanbul’a gelen hekimlerin büyük bir çoğunluğu bu görevlendirmeler nedeniyle istifa etmek zorunda kalmıştır.

·         Bu sağlığın günü birlik çözümlerle yönetilmesi çabasıdır.

·         Bu aile hekimliğini seçmemiş hekimler için çalışma yaşamının eziyete dönüştürülmesidir.

·         Bu bilimsel, nitelikli sağlık hizmeti geliştirme anlayışı yerine başta insan gücü olmak üzere kaynakların çar-çur edilmesi çabasıdır.

Bırakın günlük, saatlik görevlendirmeler yapılmakta İstanbul’da sağlık hizmeti bu yolla yönetilmeye çalışılmaktadır. Deneyim, birikim ve mutlaka belli bir uyum süreci gerektiren acil servis hizmeti geçici görevlendirmelerle verilemez. Geçici görevlendirmeler hiç bir zaman hizmete katkı sunmaz.  Bu hem hekimler için hem de vatandaşımız açısından sorunlar doğuracaktır.  

·         Geçici görevlendirmelerle verilmeye çalışılan acil servis hizmetlerinde yaşanacak sorunların, son günlerde hastane acillerinde artan şiddet olayları da dikkate alındığında, meslektaşlarımız için tam bir eziyete dönüşeceğinden endişeliyiz!

·         Sağlık hizmetlerinde yaşanacak aksaklıkların başta çocuklarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımızı etkileyeceğinden endişeliyiz!

·         Getirilen günü birlik çözümlerin sağlık hizmetlerinde kötüye gidişi artıracağından endişeliyiz!

Bu “kervan ne zaman dizilecek” diye merak etmekteyiz. Bir kez daha sağlık Bakanlığı’nı uyarıyoruz. İstanbul gibi kalabalık, büyük bir kentte günübirlik geçici çözümler, geçici görevlendirmelerle sağlık hizmeti yönetilemez. Vatandaşın sağlığı, hekimin iş güvencesi, geleceği tehdit altındadır. Bu yönetim, bu değer bilmez tutum devam edemez. Bizler ekip arkadaşlarımız olan sağlık çalışanları ile birlikte bu gidişe dur demek için; 19–20 Nisan’da, iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık, herkese eşit ücretsiz sağlık için bir kez daha “Çok Ses Tek Yürek” olup SAĞLIK HİZMETİ SUNaMAYACAĞIMIZI bildirmek istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nı bu haykırışı duymaya, sağlıkta kötüye gidişe dur demeye davet ediyoruz.

 

İSTANBUL TABİP ODASI



Güncelleme Tarihi: 08 Nisan 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER