AİLE HEKİMLERİNİN İSYANI

Aile Hekimleri Feryat Ediyor. SUÇLU BİZ DEĞİLİZ!

AİLE HEKİMLERİNİN İSYANI

Ankara Aile Hekimliği Derneği -ANKAHED yönetim kurulu olarak değerlendirdiğimizde Aile Hekimliği uygulamaları konusunda 2010 yılı Haziran ayından beri oldukça zor geçen bir yapılanma ve kurumsallaşma süreci yaşıyoruz. Bu süreçte iletişim kurma çabaları, güçlükleri, engelleri de bir gerçek olarak yaşanıyor. Her birimiz birimlerimizde, aile sağlığı merkezlerimizde ve il derneğimizde, aile hekimlerinin ve kayıtlı kişilerimizin haklarını savunmak için çabalıyor, her daim hedeflediğimiz halkımızın ve 1300 e yakın aile hekiminin layık olduğu güçlü şekilde temsilini hedefliyoruz.


Her birimiz günlük aile hekimliği iş yükü altında görev yaparken sorumluluk aldığımız diğer ulvi görevlerimizi de ifa ediyoruz. Kimi zaman ailemizden, çocuklarımızdan, dinlenme süremizden çalarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu görevleri yerine getirirken bizlerin de hata yapabileceğini görüyor ve hatalarımızdan ders almayı da biliyoruz.


Ve biliyoruz ki toplumumuz, teşekkür etmekten çok acımasızca eleştirmeyi daha çok benimsiyor. Hatta eleştiri kapsamına asla girmeyecek ağır itham ve suçlamalar da bulunmaktan çekinmiyor ve eleştiri hakkını kullandıklarını ifade edebiliyor, eleştiri kisvesinin arkasına saklanıyorlar. Eleştiri herkesin hakkı ama kurumsal yapılara zarar vermemek için dikkatli davranmak adına Sokrates'in üçlü filtre testini hepimiz kullanmalıyız.

1-Gerçeklik filtresi; Bahsedilen şeyler doğru mu?

2- İyilik filtresi; Bahsedilen iyi bir şey mi?

3- İşe yararlık filtresi; Bahsedilen şey amaçlanan işe yarar mı?

 

Doğruluğunu bilmediğiniz, iyi bir şey olmayan, amaçlanan işe yaramayan bilgileri paylaşmamalıyız. Sadece kulaktan duyma, kendilerine maksatlı aktarılan, doğru olup olmadığını bile bilmedikleri ve bizlere bir telefon açıp sormadıkları, soramadıkları konularda hemen bir değer yargısına varıp eleştiri kisvesi altında yermek, itibarsızlaştırmak ne demokrasiye, ne genel geçer ahlaki normlara, nede tıbbı etiğe uygundur. Bu açıklamalarda ucu açık olarak herkesi ilgilendiren suçlamalar var olarak görülmektedir.

 

Aile hekimliği uygulamaları kanunla belirlenen hükümler ve yönetmeliklerle belirlenen düzenlemeler çerçevesinde yürüyen bir uygulamadır. Uygulama da hekimlerden birçok görev tanımı içine giren veya girmeyen konuda çalışma istenmektedir.Sistem, tüm dünyadaki uygulamaları göz önüne alındığında sevk zinciri üzerine kurulu. Ancak şu andaki kayıtlı nüfuslarla bunun gerçekleşmesi mümkün değil. Ayrıca 2. Ve 3. Basamak kuruluşlar bunu desteklememektedir.
Aile Hekimliği uygulamasının temel evrensel kuralları incelendiğinde Kişiye yönelik bireysel, bütüncül, sürekli ve kapsamlı bakımı içeren bir uygulamadır.Bu bağlamda kişiler ancak kendilerinin kayıtlı olduğu hekimlerden hizmet alırlarsa bu temel ilkeler geçerli olacaktır.Çünkü kendisine kayıtlı olan bir kişiyi en iyi'' hayata yayılan süreçte'' onunla her anlamada ortaklık kuran aile hekimi değerlendirecek ve tedavisini planlayacaktır, bir başka hekim değil..

 

Aile hekimliği dolayısıyla birinci basamak, koruyucu sağlık hizmetleri üzerine kurgulanmıştır. Ancak uygulamada ki aksaklıklar nedeniyle tedavi edici hizmetler ön plana çıkmıştır. Oysa bunların yanında aile hekimlerinin yapmış olduğu koruyucu hekimlik uyguları sayesinde ülkenin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi ölçütlerinde önemli gelişmeler kayıt edilmiştir. Kronik hastalıkların takibi de aile hekimlerinin görev tanımına girmektedir. Ancak aile hekiminin ilaç yazan sekreter gözüyle görülmesi de bu tıp disiplinine vurulacak en ağır darbedir.

 

Sağlık Bakanlığı ve Aile Hekimliği kanunu, Aile Hekimlerine kendi çalışma düzeni içerisinde mesaisini düzenleme ve bu düzenlenen mesai uygulama planının onaylanarak vatandaşa duyurulması konusunda bir düzenleme yapmıştır. Mobil hizmet çalışmaları ve saha çalışmaları da bu nokta belirlenen gün ve saat de icra edilir ve bununla ilgili çalışma planı kişilerin görebileceği bir şekilde asılır. Söz konusu haber içeriğinde geçtiği şekli ile de bu çerçevede ilgili hekim arkadaşımız kendisine kayıtlı olan kişileri değerlendirmek, sağlık bilgilerini güncellemek ve yatalak hastalarını ziyaret etmek üzere belirlenen saat de saha çalışmasına gitmiştir.

 

Burada eksik ya da hatalı bir uygulama yoktur. Zaten ilgili kişi de bunu net olarak belirtmiştir. Sistem kaynaklı bu sorunun ortadan kalkması ile ilgili olarak bağlı bulunduğumuz Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu -AHEF, SGK ile görüşerek kronik ilaç kullanan ve kronik ilaç kullanım raporu olan hastaların bu gibi durumları yaşamaması için reçete düzenlemesi olmaksızın ilaçlarını eczanelerden 6 ay süreyle almalarının uygun olacağı noktasındaki görüşünü iletmiştir. Bundan sonra bu tip sorunların yaşanmaması için bu çözüm önerisin gerçekliliği bir kez daha karşımıza çıkmıştır.

 

Uygulamadan kaynaklanan bir takım aksaklıklar ve eksiklikler olduğunun bizlerde farkındayız. Ancak bilinmelidir ki bu aksaklık ve eksiklikler bizlerden değil, sağlık politikalarına yön veren sağlık idarecileri ve yöneticilerinden ve de onların sahadan gelen seslere kulak tıkayarak çıkarttıkları yönetmeliklerden kaynaklanmaktadır. Ve ANKAHED olarak bu eksikliklerin ve de aksaklıkların giderilmesi için çalışmaktayız. Bu konuda beklentimiz, yönetmelikler, yönergeler ve de en önemlisi Aile Hekimliği kanunu çıkarılırken bizlerinde görüşünün alınması ve uyarılarımızın dinlenmesidir. Aynı paralelde siz sayın mensuplarında beklentimiz Aile Hekimliğini ilgilendiren konularda il derneklerinden veya federasyonumuzdan bilgi talep etmenizdir.

 

Ankahed Yönetim Kurulu

Güncelleme Tarihi: 30 Ocak 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER