Kılıçdaroğlu'ndan "Sığınmacılar ve Kaçaklar" videosu: Ne Suriye ne Irak ne de Avrupa Birliği kalır

Kemal Kılıçdaroğlu, "Sığınmacılar ve Kaçaklar" başlığıyla yeni bir video yayımladı. Kılıçdaroğlu, videoda Türkiye için sorun haline gelen düzensiz göçmenlerin, uluslararası çapta da büyük bir sorun yaratacağına dikkat çekti.

Kılıçdaroğlu'ndan "Sığınmacılar ve Kaçaklar" videosu: Ne Suriye ne Irak ne de Avrupa Birliği kalır

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yeni bir video yayımladı. Kemal Kılıçdaroğlu, "Sığınmacılar ve Kaçaklar" başlığıyla yayımladığı videoda; artan sayıları ile tartışmalara yol açan düzensiz göçmenlerin ülkelerine gönderilmesine dair açıklamalar yaptı.

Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nin de dahil olacağı, Türkiye ve Suriye'deki meşru yönetim arasında imzalanacak bir protokol ile Suriyeli göçmenleri ülkelerine göndermeyi planladıklarını açıkladı.

kk-siginmacilar-tweet.jpg

"NE SURİYE, NE IRAK NE DE AVRUPA BİRLİĞİ KALIR"

"Herkes kendi toprağında huzur içerisinde yaşayacak" diyen Kılıçdaroğlu, "Yoksa ne Suriye ne Irak ne de Avrupa Birliği kalır" sözleriyle düzensiz göçmenlerin uluslararası bir sorun haline geldiğine dikkat çekti.

Sığınmacılar ve Kaçaklar başlığıyla yayımlanan videoda Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

"SIĞINMACILARLA SORUNUMUZ BİR KAYNAK SORUNU"

Sevgili halkım seçime çok az kaldı. Sığınmacılarla ilgili son kez karşınızdayım. Bu işi çözeceğiz demek için bu videoyu çekiyorum. Sığınmacı konusu asla ve asla ırkçı bir zemine taşınmayacak.

Sorun zaten bir ırk sorunu değil.

Bizim zaten sığınmacılarla sorunumuz temelde bir kaynak sorunu. Kimseyi korkutmak değil amacım ancak açık konuşmam gerekiyor. Bütün analizler gösteriyor ki önlem almazsak Fırat ve Dicle önümüzdeki 20 yıl içinde kuruma riski ile karşı karşıya kalacak.

Bu durum sadece Türkiye'nin Gündeydoğu bölgesinde tarımın zarar görmesi hidroelektrik santrallerin işlevini kaybetmesi ve ciddi bir susuzluk yaşanması anlamına gelmiyor. Hem Türkiye hem güney komşularımız Suriye ve Irak'ta yaşayan toplam 60 milyondan fazla insanı kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalması demek.

"ÜLKEMİZ BÖYLE BİR YÜKÜ DAHA FAZLA KALDIRAMAZ"

Önlem almazsak Suriye ve Irak'tan aç mültecilerin Türkiye'ye akın etmesi demek. Türkiye, suyu, enerjisi, altyapıları kendi insanının ihtiyaçlarını yanıt verebilecek durumda değil. Tüm bunların üzerine ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz.

İnanın mümkün değil bunu çözmek zorundayız.

"BÜYÜK RESMİN PARÇASI OLMAK ZORUNDAYIZ"

Eğer Türkiye kendi altyapısını, suyunu kaybederse Avrupa şunu anlamak zorundadır ki bırakın bu sığınmacıları ve kaçakları barındırmayı Türkiye'nin vatandaşlarını dahi tutamayız. Avrupa Birliği rüşveti verdim kurtuldum kafasından çıkmak zorundadır. Açık söylemek gerekiyor ki Türkiye geniş Akdeniz havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır.

Bakın Akdeniz havzası iklim krizini en şiddetli yaşayan bölge. Bu havza tüm dünyadan yüzde 20 daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyondan fazla insandan bahsediyoruz. Bu yüzden Akdeniz havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız.

Sığınmacı, kaçak sorununu da bu büyük meselenin bir parçası olarak okumak zorundayız.

"SURİYELİLERİN EVLERİNİ TÜRK MÜTEAHHİTLER YAPACAK"

Hep beraber oturup bu sorunu çözeceğiz. Önce Suriyelileri en geç 2 yıl içinde Türkiye, Avrupa Birliği ve Akdeniz ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız.

Suriye yönetimiyle görüşeceğiz. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız. Ve Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler bu protokole dahil olacak.

Suriye'ye gidecek sığınmacıların evlerini okullarını, yollarını, kreşlerini, bu iş birliğinden çıkan fonlarla Türk müteahhitler yapacak. Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak.

"NE SURİYE, NE IRAK, NE AVRUPA BİRLİĞİ KALIR”

Ama bu fonların bir kısmıyla da Türkiye'nin iklim direncini arttıracağız. Buna zorunluyuz, buna dahil olmaya mecburlar.

Yoksa ne Irak ne Suriye kalacak. Herkes Avrupa'nın kapılarına dayanacak. Türkiye'nin iklim mültecilerine bir tampon olma ihtimali yok. Türkiye kendi insanını durduramaz. Bu yüzden başlatacağımız bu dönüşümle Akdeniz havzası ülkelerine vizyonumuzla liderlik edeceğiz.

Avrupa Birliği ile birlikte bu sorunu çözeceğiz.

Hem iklim direncimiz arttırılacak hem bölge direncimiz ayağa kalkacak. Hem ticaret gelişecek hem de herkes kendi toprağında huzur içinde yaşayacak. Dediğim gibi yoksa ne Suriye ne Irak ne de Avrupa Birliği kalır. Ben şimdi Avrupa Birliği'ne sesleniyorum.

Akdeniz Havzası ülkelerine sesleniyorum. Ya birlikte çalışmayı, işbirliği yapmayı öğreneceğiz ya da yok olacağız

YENİÇAĞ GAZETESİ 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER