31 Mart'ta milletimizin her bir ferdine ulaşıp kendimizi ifade etmeliyiz. Bunun için hizmet siyaseti, gönül belediyeciliği diyoruz: Açıklamadığımız 6 il kaldı
Bu hafta sonu cumadan itibaren Trabzon, Kocaeli ve Sakarya bu şehirlere giderek milletimizin huzuruna adaylarımızı çıkartacağız.
Bir şeyi çok açık net söyleyeceğim. Yapmış olduğumuz bu ittifak konusunda her şeyden önce tüm teşkilat mensuplarımızın partimizin, MYK'nın aldığı kararlara ve yapmış olduğumu istişareler neticesinde verdiğimiz kararlara saygı duymasını özellikle rica ediyorum.
Sizler belki işin bir yanından olaylara bakabilirsiniz. Bizler ise olayları enine boyuna istişarelerini yapıyor kararları ona göre veriyoruz.
Herhalde bizler bu yürüyüş sonrasında kaybetmeyi değil cumhur ittifakı olarak kazanmaya karar vermiş bir davayız.
Aramızdaki bu bağları kimse zayıflatma yoluna gitmesin.
Kimse kalkıp ben diye hareket etmesin. Burada ben yok burada biz var herkes buna uysun.
Aday tanıtım toplantılarımızda ittifakta destekleyeceğimiz MHP'li adaylara kendi adaylarımızla birlikte sahneye yer veriyoruz.
Cumhur ittifakı 31 Mart akşamı inşallah zaferle bu yoldan çıkacaktır.
Karşımızda malum sayın Bahçeli'nin zillet, benim ifademle de illet ittifakı var. Bunlara karşı inşallah zaferimizi ilan edeceğiz.
Bugün Türk siyasetinin en önemli sorunu ana muhalefettir. Sorun ana muhalefetin iktidara talip bir siyasal organizasyon gibi değil de marjinal bir örgüt gibi davranıyor olmasıdır.
Bugün CHP yönetimi cumhuriyetçilikle, halkçılıkla, kültürümüzle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir zihniyetin eline geçmiştir.
CHP adına söz söyleyen bir takım isimlerin açıklamalarına baktığımızda kimi zaman içten içe üzülüyor, kimi zaman öfkeleniyoruz.
Sıkıntının asıl kaynağı bu partinin başındaki zattır. Ön tekerlek nereye giderse arkadaki de onu izlermiş. Bu zat ağzını her açtığında Batı ülkelerinden örnekler verir. 9 yılda 9 seçim kaybetmesine rağmen oraya çivilenmiş gibi yerinden kıpırdamaz.
Koltuğunu kaybetmemek için cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmaya cesaret edemedi, edemez.
Kendisine karşı açtığımız davaların, kazandığımız tazminatların haddi hesabı yok. Onaylanıp daha gelecek olanlar da var.
CHP'nin başındaki zatın öve öve bitiremediği Gezi olaylarında duvarlara ne yazıldığını hatırlıyorsunuz dimi. Zulüm 1453'te başladı sloganı yazılmıştı
Geçen hafta Edirne Belediye Başkanı'nın astığı afişler konuşuldu.
Bu heykeldeki Kıbrıs türkü temsilcisinin yüzünün tahrip edilmiş olması da ayrı bir garabet örneğidir.
Biz Yurtta sulhü öyle sloganla değil demokrasimizi güçlendirerek, sınırlarımızın güvenliğini sağlayarak tahkim edeceğimizi biliyoruz.
Uzunca bir süredir ülkenin hayrına yapılan ne kadar çok iş varsa CHP hepsinin karşısında durmuştur.
Osmanlı döneminde başlayan demiryolu hamlesini Gazi'nin ölümünden sonra durduran CHP yönetimi olmuştur. Boğaz'daki her 3 köprünün inşasına en büyük muhalefeti bunlar yaptı.
Herhalde ben de bir vasiyet yapabilirim, Bay Kemal geçemez.
Kalkınmanın temel unsuru olan enerji santralleri yapan hükümetleri ne yapacaksınız bu kadar enerjiyi toprağa mı vereceksiniz diye sıkıştırıyordu Marmaray'a, Avrasya köprüsüne de bunlar bu şekilde muhalefet ettiler.
Varlık sebebini medeniyetimize ait ne varsa hepsini yok etmek, yeni atılan adımları engellemeye çalışmak olarak belirlemiş bir partiyle karşı karşıyayız
Bu ülkenin meşrebi belli olan cumhurbaşkanını bira içmeye mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alakasıdır
Bu ülkenin başörtülü kadınlarına Suudi arabistana gidin demek faşistliğin en dik alasıdır.
Bir konserden .çıkan başı açık örtülü kızlarımıza suudi arabistan'a gidin diyenlerin halini düşünün. Adı da netmiş, sanatçıymış.
Dert başka.. Bu ülkede insanların yaşam biçimleriyle uğraşan CHP zihniyetidir. AK Parti bu ülkede yaşam çeşitlerini garanti altına aklan bir zihniyettir.
Sosyal yardım alanların elektrik faturasını devlet karşılayacak. 80 liraya kadar olan faturayı devlet karşılayacak.
BİR DİZİ MÜJDEYİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM
Neresinden tutsanız elinizde kalan bu CHP zihniyeti inşallah önümüzdeki seçimlerde milletimizden hak ettiği dersi bir kez daha alacaktır.
Bütçe disiplininden, tasarruflardan taviz vermeden bu yolu yürüyeceğiz.
Bir dizi müjdeyi daha paylaşmak istiyorum.
16 yıllık AK Parti iktidarlarının en önemli özelliği sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirmesidir. Düzenli sosyal yardım alan vatandaşlarımızın aylık 150 kilovat saate kadar olan elektrik tüketimlerini devlet olarak biz üstleniyoruz.
Yaklaşık 2.5 milyonun üstündeki hanede her ay ortalama 80 TL'lik borcunu devlet ödeyecek.
Kredi kartı borçlularına bir imkan sağlıyoruz.
Ziraat Bankası aracılığıyla kredi kartı borcu olanların borçları tek bir banka çatısı altında toplanacak. Ziraat Bankası'ndan alacağı kredisiyle bu borcu kapatacak. Sonra da aylık gelirine uygun şekilde bu borcunu ödeyecek.
BOLTON'UN MESAJINI YUTMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
DEAŞ balonu sayesinde Suriye hızla bu beladan kurtulma sürecine girdi.
Bolton'un İsrail'den verdiği mesajı bizim kabullenmemiz, yutmamız mümkün değil.
Bunlar bu ülkede benim Kürt vatandaşım kimdir, PKK, YPG kimdir herhalde tanımıyor.
PKK terör örgütü benim Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olamaz.
Amerika eğer bunları Kürt kardeşlerimiz olarak değerlendiriyorsa burada çok ciddi bir yanılgı içindeler.
Terörist olacak, bunlar Kürt bunlara dokunmayın. Yok öyle bir şey. Teröre yeni bir tarif mi geliştirdiniz.
Eğer teröristse gereğini yaparız.
Bu konu ile ilgili olarak Bolton yanlış yapmıştır. Kim bu şekilde düşünüyorsa onlar da yanlış içindedir.
Suriye'deki terör koridoru içinde yer alanlar gereken dersi alacaklardır. Bizim için YPG; PKK, DEAŞ arasında en ufak bir fark yoktur
Münbiç'te uzun süre ABD tarafından oyalandık, hala oyalanıyoruz. Orada önemli mesafe kat etmiş durumdayız.
ABD Başkanı Trump ile 14 Aralık'ta yaptığımız telefon görüşmesi tarihi bir görüşmedir. Trump'a memnuniyetsizliği açık bir dille ifade ettim. Kendisinin bu işbirliğini DEAŞ'ın bu bölgedeki varlığıyla ilişkilendirmesiyle ilgili de Türkiye bin ÖSO ile halledebileceğini ilettim.
Trump da zaten Suriye'den çekilme niyeti olduğunu belirtti. DEAŞ bittiğinde ABD'nin Suriye'deki varlığına gerek kalmayacağını söyleyen Trump'a bu konuda her türlü inisiyatifi üstlenme sözü verdim. Bunun ardından da ekiplerimize detayları konuşma talimatı verdim.
Trump'ın kararlılığı referans noktamız olmaya devam ediyor.
Askeri harekat için hazırlıklarımızı tamamladık. YPG içinde adımlarımızı atmaya kararlıyız. Çok yakında Suriye topraklarındaki terör gruplarını etkisiz hale getirmek için harekete geçeceğiz
YANLIŞ YAPMIŞTIR
Bu konu ile ilgili olarak Bolton yanlış yapmıştır. Kim bu şekilde düşünüyorsa onlar da yanlış içindedir.
Suriye'deki terör koridoru içinde yer alanlar gereken dersi alacaklardır. Bizim için YPG, PKK, DEAŞ arasında en ufak bir fark yoktur
Münbiç'te uzun süre ABD tarafından oyalandık, hala oyalanıyoruz. Orada önemli mesafe kat etmiş durumdayız.
ABD Başkanı Trump ile 14 Aralık'ta yaptığımız telefon görüşmesi tarihi bir görüşmedir. Trump'a memnuniyetsizliği açık bir dille ifade ettim. Kendisinin bu işbirliğini DEAŞ'ın bu bölgedeki varlığıyla ilişkilendirmesiyle ilgili de Türkiye bin ÖSO ile halledebileceğini ilettim.
Trump da zaten Suriye'den çekilme niyeti olduğunu belirtti. DEAŞ bittiğinde ABD'nin Suriye'deki varlığına gerek kalmayacağını söyleyen Trump'a bu konuda her türlü inisiyatifi üstlenme sözü verdim. Bunun ardından da ekiplerimize detayları konuşma talimatı verdim.
ÇOK YAKINDA HAREKETE GEÇECEĞİZ
Trump'ın kararlılığı referans noktamız olmaya devam ediyor.
Askeri harekat için hazırlıklarımızı tamamladık. YPG içinde adımlarımızı atmaya kararlıyız. Çok yakında Suriye topraklarındaki terör gruplarını etkisiz hale getirmek için harekete geçeceğiz.
Hassasiyetimizi bildikleri halde terör örgütlerinin arkasında duranlara sözümüz vardır. Türkiye her zaman sözünü tutan bir ülke olmuştur, müttefiklerinden de aynı hassasiyeti beklemektedir. Türkiye'nin inisiyatifi arttıkça yeni yalanlar tedavüle sürülmeye başlandı.
Biz canlarını kurtarmak için gelenlere dinini, meşrebini sormadık, sormayız.
Şu anda Kobani'den ülkemize gelen 200 bin Kürt kardeşimizi bu ülkede kim barındırıyor mu? Batı mı barındırıyor. Bunu görmeyeceksin geleceksin Kürtleri öldürmeyin diyeceksin. Hangi Kürt öldürüldü, teröristlerden başka.
Geçmişte de aynısını yaptık, bundan sonra da aynısını yapacağız. İnlerine gireriz dedim.
Esed yönetimi Suriye'de insanlara baskı yaptığında hepsinin hakkını biz savunduk.
Bizim için bölgemizdeki her bin insan bin yıldır aynı suyu içtiğimiz kardeşimizdir.
Türkiye hiçbir yere masum insanları yok etmeye gitmez. Yaşatmaya gider, güven sağlamaya gider. Tek istisnamız terör örgütleridir, teröristlerdir. Nasıl Arap ülkelerinin içinden çıkıyorsa elbette Kürtlerin içinden de teröristler çıkıyor. Elindeki silahı kime yönelttiğine, döktüğü kana bakarak teröristleri masum halktan ayırt ediyoruz.
bir eğlence yerinde yılbaşı gecesi onlarca insanı öldüren DEAŞ'lı ile Beşiktaş'ta 46 vatandaşımızı katleden PKK'lı ile arasında bizim gözümüzde fark yoktur
Suriye'de Türklerin Kürtleri hedef aldığı yalanı en alçakça, en onursuz iftiradır
Güncelleme Tarihi: 10 Ocak 2019, 19:50