BAŞÖRTÜSÜ EYLEMİNE MÜSLÜMANCA BİR BAKIŞ

BAŞÖRTÜSÜ EYLEMİNE MÜSLÜMANCA BİR BAKIŞ
Bilindiği gibi 18 Mart itibariyle Memur-sen, Kamu-sen ve Aktif-sen kamuda kılık-kıyafet serbestliği hedefiyle sivil itaatsizlik eylemi başlattı. İlk hafta ciddi bir destek alan bu eylem, arkadaşlarımızın  “bugünleri de görecek miydik?” diye terennüm ettiği hisli bir hâl içinde ikinci haftasına girdi. Ancak zaman zaman haber sitelerinden de okuduğumuz ve cesur yüreklerin kaleminden şahit olduğumuz gibi, maalesef yıllardır bu özgürlüğü arzulayan kesim tarafından ciddi bir destek görememiştir. Bu alanda mürekkep yalamış arkadaşlarımız dahi; amirimle aram bozulmasın, arkadaşlarım bana yan gözle bakmasın ve belki de “kişi inandığı gibi yaşamazsa, yaşadığı gibi inanmaya başlar” (Hz. Ömer RA) sözünün bir inkişafı olarak yeni hayat tarzlarından vazgeçemediler. Hala benim Müslüman kardeşim başörtüsünü takmıyor ve “erkek!” arkadaşlar da onlara arkanızdayız diyebilmek adına hala kravatlarını çıkaramıyor. Peki her şey bu kadar örgütlü hala gelmişken niçin “karınca” yürekli olmuyoruz. Yanan bu zülüm ve baskı ateşiyle daha ne kadar yanacağız. Daha ne kadar“haksızlık karşısında susan” olacağız. Daha ne kadar “zulme alkış tutup, zalimi seveceğiz”. “Kızımın iffeti batmakta rezilin gözüne” diye haykıran Akif’in tahayyül ettiği Asım’ın nesli olmanın zamanı değil mi?
Ya da aklımıza şu beyhude kaygılar mı takılıyor:
—Başörtüsünün Allah’ın emri olduğu konusunda güçlü bir delilimiz var mı?
—Evet var. Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. (Nur-31,Ahzap-59)
—Bu sendikal bir eylem katılmam için dini kullanmam doğru mu?
—Haklısınız ama, bildiğim kadarıyla sizler kurum dışında başörtülü geziyorsunuz. Nedeni ise, özgürlüğünüzün elinizde olması. Bunu teyemmüm (kurum)-abdest (ev) ilişkisi olarak da değerlendirebiliriz. Ancak yukarıda mezkur sendikaların genel kurul kararı gereği, sendika üyesi olsun olmasın tüm haklarını savunacağız diye taahhüt vermelerinin ve ek’te sunacağım savunma metninde mansur kanunların bizlere tanıdığı fırsat olarak; bir günde olsa, bir ayda olsa, süresizde olsa dinin gereğini yerine getirmemiz gerekmiyor mu? Bütün bunlara vurdumduymaz olabilir miyiz?
—Kurum amirleri bizleri toplayıp yahut bazı arkadaşlarla tek tek görüşüp böyle devam ederseniz hakkınızda yasal işlem yapacağız diyorlar. Peki, buna ne diyorsunuz?
— Bir defa bu onların görevi. Sizlere ya “kağıt parçası” yönetmeliğin ilgili maddelerini hatırlatırlar ya hakkınızda tutanak tutarlar ya da bütün bu evrakları yazılı olarak sizlere tebliğ edip savunmanızı isterler ki; bu kendi ayağına kurşun sıkmaktır. Çünkü sizler ve bizler çok iyi biliyoruz ki, ilgi yönetmeliğin ilgili maddeleri muhtelif zamanlarda mesai arkadaşlarımız tarafından ihlal ediliyor. Onlar hakkında aynı işlem yapılmamışsa; işte bu, görevi kötüye kullanmaya ve tarafsız davranmamaya girer ve bunların her birinin yasal bir müeyyidesi vardır. Tek tek görüşme konusuna gelince, hiçbir kurum amiri resmi olmayan bir tarz ve üslupla hem de “ikna” yoluyla kendi personeline kendi doğrusunu anlatamaz. Yani; -Senden başka kimse yok, diğer arkadaşların vazgeçti sen hala devam ediyorsun, böyle devam edersen şöyle olur böyle olur diyerek koltuğunun gücüne göre konuşamaz. Bu savunma metninde yer alan kanun maddesinde de açıklandığı gibi sendikal faaliyeti engellemeye teşebbüstür ki; cezası muhkemdir. Yine aycıca bu “psikolojik baskı”dır ki mobbing davası söz konusu olur. Yani bu kaygılarımız da yersizdir.
 
Son olarak:     ” Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes,
                        Ey kahpe rüzgar! Artık ne yandan esersen es.” 
                                                                  Necip Fazıl Kısakürek
 
EK-1: Gerekçe:
 
Anayasa’nın 90. maddesi, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Antlaşmalar kanun hükmündedir” hükmünü içermektedir. Sendikal faaliyetleri güvence altına alan “Sendikal Örgütlenme ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşme”, “Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 sayılı Sözleşme”, “İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme” gibi usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Antlaşmaların, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca iç hukuktaki bir hüküm gibi uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. maddesinde, “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez” hükmü yer almaktadır.
5237 sayılı TCK “MADDE 118-(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklindedir.
Danıştay ve AİHM’nin de sendikal faaliyetlere katılanlar hakkında disiplin soruşturması açılamayacağı ve disiplin cezası uygulanamayacağı yönünde kararları bulunmaktadır.
Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısında, sendikal faaliyetlere katılımın özür olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Yukarıda yer alan hükümler, yargı kararları ve Bakanlığın söz konusu yazısı birlikte değerlendirildiğinde, sendikal faaliyetlerin yasal bir hak olduğu ve bu hakkın engellenemeyeceği açıktır.
Bu nedenle, sendikamızın kararı doğrultusunda yukarıda belirtmiş olduğumuz eylemlere katılacak tüm üyelerimize, sendikal faaliyete katılmalarından dolayı haklarında hiçbir disiplin işlemi uygulanamaz.
 
EK-2: Savunma:
Ek-1
…………………………………………………………MÜDÜRLÜĞÜNE
 
Konu: ……………………………………………………….. ilgi sayılı yazınızın cevabıdır.
Üyesi bulunduğum TÜRK-EĞİTİM SEN’in 15.03.2013 tarih ve 47 sayılı kararı gereğince ülke genelinde  15.03.2013 tarihi itibariyle işyerlerine serbest kıyafetle gidilme eylemi başlatılmıştır.
Ben de üyesi bulunduğum sendikanın almış olduğu karar gereğince, 18.03.2013 pazartesi günü itibariyle, bu eyleme katılma hakkımı yasal olarak kullanıyorum. Yasal dayanaklarım;
1.      Anayasanın 90. Maddesi.
2.      4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. Maddesi
3.      5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi
4.      Danıştay 8. Dairesi’nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı
5.      Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısı
6.      Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesi
 
Bilgilerinize arz ederim.
 
Tarih-Ad-Soyad-İmza
 
EKLER
Türk Eğitim Sendikasının 15.03.2013 tarih ve 47 sayılı karar metni
 
 
TÜRK EĞİTİM SENDİKASININ KARAR METNİ
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul öğrencilerinin kılık kıyafetlerine dair yönetmelikle 2013-2014 eğitim-öğretim yılında serbest kıyafet uygulamasının başlatılarak , kamuda çalışma hayatında “Kamu Kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık-kıyafet kıyafetine dair yönetmelik”te bir değişiklik yapılmaması kabul edilebilir bir durum değildir.
Kamu Kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık-kıyafet kıyafetine dair yönetmeliğin 5.inci maddesinde yer alan sınırlamalar olmaksızın ahlaki kurallara ve milletimizin değer yargılarına uygun bir biçimde kamuda çalışan üyelerimizin serbest kıyafetle isteyen bayanların başörtülü, erkek çalışanların kıravatsız olarak süresiz serbest kıyafetle 15/03/2013 tarihinden itibaren işyerlerine gitmelerine karar verilmiştir.
Ek2
…………………………………………………………MÜDÜRLÜĞÜNE
 
Konu: ……………………………………………………….. ilgi sayılı yazınızın cevabıdır.
Üyesi bulunduğum AKTİF-EĞİTİMCİLER SENDİKASI’nın 13.03.2013 tarih ve 85 sayılı kararı gereğince ülke genelinde  15.03.2013 tarihi itibariyle işyerlerine serbest kıyafetle gidilme eylemi başlatılmıştır.
Ben de üyesi bulunduğum sendikanın almış olduğu karar gereğince, 18.03.2013 pazartesi günü itibariyle, bu eyleme katılma hakkımı yasal olarak kullanıyorum. Yasal dayanaklarım;
1.      Anayasanın 90. Maddesi.
2.      4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. Maddesi
3.      5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi
4.      Danıştay 8. Dairesi’nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı
5.      Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısı
6.      Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesi
 
Bilgilerinize arz ederim.
 
Tarih-Ad-Soyad-İmza
 
EKLER
Aktif Eğitimciler Sendikasının 13.03.2013 tarih ve 85 sayılı karar metni
 
AKTİF EĞİTİMCİLER SENDİKASININ KARAR METNİ
İnançlara özgürlük kampanyası kapsamında; kamu görevlilerinin inançlarının gerektirdiği kıyafetlerle veya sivil/serbest kıyafetle görev yapabilmelerine imkan sağlayacak gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, toplumsal duyarlılığın kararlı bir biçimde ortaya konulması suretiyle kamuoyunun ve ilgililerin dikkatininçekilmesi için 18 Mart 2013 Pazartesi gününden 22 Mart 2013 Cuma günü mesai saati bitimine kadar üyelerimizin görevlerine sivil ve serbest kıyafetle gitmelerine karar verilmiştir.
Ek3
…………………………………………………………MÜDÜRLÜĞÜNE
 
Konu: ……………………………………………………….. ilgi sayılı yazınızın cevabıdır.
Üyesi bulunduğum EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKASI’nın 15.03.2013 tarih ve 197 sayılı kararı gereğince ülke genelinde  18.03.2013 tarihi itibariyle işyerlerine serbest kıyafetle gidilme eylemi başlatılmıştır.
Ben de üyesi bulunduğum sendikanın almış olduğu karar gereğince, 18.03.2013 pazartesi günü itibariyle, bu eyleme katılma hakkımı yasal olarak kullanıyorum. Yasal dayanaklarım;
1.    Anayasanın 90. Maddesi.
2.    4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. Maddesi
3.    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi
4.    Danıştay 8. Dairesi’nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı
5.    Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısı
6.    Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesi
 
Bilgilerinize arz ederim.
 
Tarih-Ad-Soyad-İmza
 
 
EKLER
Eğitimciler Birliği Sendikasının 15.03.2013 tarih ve 197 sayılı karar metni
 
 
 
 
30 MART 2013
GÖNCER DEMİRYÜLEK
DKAB ÖĞRT./MÜDÜR YARD.
Güncelleme Tarihi: 30 Mart 2013, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
fikir deryası
fikir deryası - 11 yıl Önce

Arkadaşımızın yüreğine sağlık. kendisini sonuna kadar alkışlıyorum. öyle değil mi yönetmelik zarureti eylem ile ortadan kalkmışken neden hala mazeret arıyoruz. neden hala birli olamıyoruz. dinimiz birlik olun diye emretmiyor mu. bu arada öğretmene güvenmeyip onlar ne giyeceklerini bilmez edasına düşenleri de Rabbime ve topluma havale ediyorum. Bir kez daha teşekkürle arkadaş.

yıldız
yıldız - 11 yıl Önce

ben başta olmak üzere bir çok kişinin duygularına hitap eden bir yazı olmuş. yıllardır mağdur olduğumuz bir durum için bir günlük de olsa bir aylık da olsa bir fırsatımız var. bu fırsatı değerlendirmemiz gerekir. birlikten kuvvet doğar düşüncesiyle herkesin bu eyleme destek vermsini istiyoruz. teşekkürler yazınız için....

ömer
ömer - 11 yıl Önce

kesinlikle katılıyorum

ayşe er
ayşe er - 11 yıl Önce

inşaallah her şey güzel olacak

Samed Şahin
Samed Şahin - 11 yıl Önce

Ben elazığda bir lisede öğretmenlik yapmaktayım ve daha dün okul müdürüm tarafından önce tatlı dille ve daha sonrada imalı bir tehdit yoluyla yönetmeliğe uygun kıyafet giymem ve sakal traşı olmam yolunda uyarıldım. Ondan bi gün öncede okul müdür yardımcısı tarafından eleştirildim. Bahsetttğim şahıslar ikisi de eğitim bir senin ilçe yönetiminde olan kişilerdir.Biz bu imzaları sadece başörtüsü serbest olsun diye topladık öğretmene böyle giyinmek yakışmaz falan filan gibi ifadeler kullandılar. Sizde kalkmış eyleme katılmayan insanları eleştiriyorsunuz eylemi başlatanlar eyleme katılanları tehdit eder hale gelmiş ama yılmak yok ben eylemimi sonuna kadar devam ettireceğim sakalımıda kesmeyeceğim

Nazım yurdagül
Nazım yurdagül - 11 yıl Önce

kamuda serbest kıyafet her şeyden önce bir insan hakkı ve özgürlüğü meselesidir.medeni her insanın desteğini esirgememesi gerekir.Dünya ülkeleri içinde kıyafete müdahil olan bu komik uygulamanın bir an önce kalkması gerekir.

SIRADAKİ HABER