Gece ve gündüzün dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinden kaynaklandığı ve dünya dönerken güneş ışınlarını alan yerlerin gündüzü yaşarken alamayan yerlerin ise geceyi yaşadığı çok uzun süredir biliniyor. Ancak kutuplarda oruç ve namaz vakitleri üzerine bir araştırma yaptığını söyleyen İstanbul Üniversitesinden bir ilahiyatçı takvimler 2011'i gösterirken gece ve gündüz oluşumuna yepyeni (!) bir açıklama getirdi. Cüretinin cehaletten mi kaynaklandığı bilinmeyen Bayındır, Kuran'a göre dünyayı güneşin aydınlatmadığını, dünyayı aydınlatanın gündüz denilen varlık olduğunu da söyledi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi ve Süleymaniye Vakfı Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır, Norveç’in Tromso kentinde yapılan çalışmaların, kutuplarda güneş batmasa da gece, güneş doğmasa da gündüzün olduğunu gösterdiğini söyledi.
Bayındır, Süleymaniye Vakfında yaptığı basın toplantısında, kutup bölgelerinde güneş hareketlerinin namaz ve oruç konusunun tartışılmasına neden olduğunu belirterek, Ocak ayında vakıftan bir heyetin Norveç’e gittiğini ve heyetin buradaki gözlemlerinin ardından, 5 vakit namazın 5’inin de Türkiye’deki derin vadilerde olduğu gibi tespit edilebildiğini kaydetti.
Kutuplarda binlerce Müslüman’ın bulunduğunu ifade eden Bayındır, "Norveç’in Tromso kentinde yaptığımız çalışmalar, bize kutuplarda güneş batmasa da gece, güneş doğmasa da gündüzün olduğunu gösterdi. Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman da bunu destekleyen ayetler görüyoruz" dedi.
Enbiya Suresi’nin "Geceyi, gündüzü ve ayı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzmektedir" mealindeki 33’üncü ayetini hatırlatan Bayındır, gece ve gündüzün güneşe bağlı bir varlık olmadığını, ikisinin de güneşten ayrı bir varlık olarak hareket ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Bayındır, şunları kaydetti: "Kur’an-ı Kerim şunu da gösteriyor ki Dünya’yı, Güneş aydınlatmıyor.
Dünya’yı aydınlatan, Güneş ışınlarını aydınlığa çeviren gündüz dediğimiz varlıktır. Gündüz dediğimiz varlık ufkun altında da olsa, bunu aydınlığa çevirmektedir. Karanlığın oluşması, Güneş’in batmasından değil, gece denilen varlığın ortaya çıkmasıdır. Resim ve belgeseller üzerinde yaptığımız çalışmalarda da güneşin tepede olmasına rağmen karanlık olduğunu, Güneş’in yok olmasına rağmen gündüz denilen varlığın ortaya çıktığını görüyoruz. Güneş’ten yansıyan ışınları gündüze çeviriyor." "Kutuplarda namaz vaktinin girmemesi gibi bir şey söz konusu değildir.
Vakitler çıplak gözle bile anlaşılabiliyor" diyen Bayındır, 22-26 Haziran’da Norveç’in Tromso kentinde ikinci bir çalışma yapacaklarını ve bunun kamuoyuna duyurulacağını anlattı.
Bayındır, Kur’an-ı Kerim’de namazın ilk peygamberden son peygambere kadar kesintisiz kılındığının anlatıldığını belirterek, bu vakitlerin herkesi kapsadığını kaydetti.
İÜ Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Ökten’in bu çalışmalar sonucunda yeni bir takvimin yapılabileceğini söylediğini aktaran Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır, namaz vakitlerinin bölgesel nitelikte hazırlanması gerektiğini söyledi.
Fantastik açıklamalar
Bayındır, daha önce de katıldığı çok sayıda televizyon programında evrenin işleyişi ve dünyanın evrendeki konumuyla ilgili fantastik açıklamalarıyla dikkat çekmişti.
Prof. Dr. Celal Şengör ile yaptığı tartışma ile ünlenen Bayındır, bilimi reddeden görüşler savunmuştu. Bayındır, sıkı bir evrim karşıtı olarak da biliniyor.
Öncelikle İmam Hatip mezunu inanan bir öğretmen olduğumu söylemek istiyorum. Bana göre Saın Bayındır lüzumsuz işlerle uğraşıyor ve milleti ortaçağ karanlığına götürek istiyor.Allah Kur'an-ı Kerim'de her zaman akla ve bilime atıfta bulunuyor. Aklı olanlar için onda çok ayet (delil) vardır diyor. Yaklaşık 9 yıl önce ve 4 yıl önce yaşadığımız tam güneş tutulmaları dünyamızı aydınlatanın güneş olduğunu tartışmasız ortaya koyarken sayın bayındırın bu açıklamalrı akla da mantığa da ters. Emekli olsun çekilsin köşesine çiçek büyütsün hoca.Zamanı gelmiş