DARAĞACI'NIN GÖLGESİNDE BAŞBAKANLIK YAPTIM ?

Demirel'den şok sözler. Demirel, darbeleri araştırma komisyonuna neden şapkayı alıp gittiğini şöyle açıkladı: “Siz eğer bir başbakan ile 2 tane bakanı asarsanız ondan sonra işbaşına gelen başbakan odasında darağacının gölgesinde oturur”

DARAĞACI'NIN GÖLGESİNDE BAŞBAKANLIK YAPTIM ?
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun önceki günkü kritik Demirel ziyaretinin detayları ortaya çıkmaya başladı. Meclis komisyonunun sesli ve yazılı olarak tutanağa bağladığı tarihi görüşmeyi bir kamera da Demirel için görüntülü ve sesli olarak kayda aldı. 4 Saat boyunca hiçbir yorgunluk belirtisi göstermeden, masadan kalkma ihtiyacı hissetmeden komisyon üyelerinin sorularını yanıtlayan Demirel, açıklamalarından ziyade güçlü hafızası, kendine has etkili konuşma üslubu ve tecrübesiyle milletvekillerini kendisine hayran bıraktı. Görüşmeye ilişkin VATAN’ın sorularını yanıtlayan komisyon üyelerinin büyük bölümü “Açıklamaları beklediğimiz gibiydi, ama gördüğümüz Demirel bizi şaşırttı. Aktif siyasete geri dönerse hiç şaşırmayız” değerlendirmesinde bulundular.

Edinilen bilgiye göre Demirel’in, tanıklık ettiği darbe dönemlerine ilişkin yaptığı açıklamalar özetle şöyle:

ÇOK KOMPLİKE: Devlet darbeyi kontrol edemiyorsa, darbe devleti kontrol eder. Her zaman uçurumun kenarına gelmiş bir Türkiye’den söz eder darbeciler. Uçuruma geldik, bölünüyoruz, irtica hortladı diye bir imaj oluşturulur. Ardından da müdahale gelir. Darbe çok komplike çok yönlü bir olgudur. Bir boyutunu değerlendirerek darbeyi değerlendirmiş olmayız.

TETİKLEYEN UNSUR: Devlet iki ana temel üzerine oturur. Biri güvenlik diğeri adalettir. Devlet bunları gerçekleştirdiği zaman iyi yönetiliyordur. Eğer yönetenler bunları gerçekleştiremiyorsa yönetilenler ile aralarındaki mesafe açılır. Bu defa yönetilenler klasik yönetimlerle yönetilmek istemezler, onun yerine normal dışı yöntemleri talep ederler bu da darbeyi tetikleyen unsurları ortaya çıkartır.

SEÇİM KANUNU DEĞİŞMELİ: Onun için siyasetçilerin halk ile iç içe girmeleri, siyasi partilerin halkın uzantası haline gelmeleri gereklidir. Sağlıklı siyasi parti yapısını oluşturacak sistemin getirilmesi için Siyasi Partiler Yasası ele alınmalı. Halk kendi vekil adayını kendi seçmeli. O zaman milletvekili bağımsız olur, halka karşı hesap vermeye mecbur olur. Böyle seçim sistemi de olmaz. Seçim kanunları değişmeli. Dar bölge çoğunluk sistemi uygulanmalı.

BAŞKA ORDU YOK: Türkiye’nin bir tek ordusu var. Zayıflatılmaması lazım. İtibarsızlaştırılarak bir yere varılamaz. Cumhuriyeti kuran da askerler. Kurdukları sistemi korumak kollamak istemişlerdir, bunu da görevleri olarak görmüşlerdir. Demokrasinin gelişmesi için siyasete siyasetçilere halk sahip çıkmalı. Ama siyasi yasakların kaldırılması için referandum yapıldı, kılpayı geçti. Eğer yasaklarımızı Meclis kaldırsaydı biz siyasete devam etmezdik. Halk kaldırdığı için siyasete devam ettik. Demokrasinin korunması için taşın altına halkın da elini koyması gerekir.

35. MADDE DEĞİŞMELİ: Darbenin her türlüsü kötü. Bunu önlemek için tedbir alacaksın. İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi değişmeli.

KENDİMİ KURTARAMADIM Kİ! (“İşkenceleri neden önlemediniz? İdam kararı verenleri neden milletvekili yaptınız?” soruları üzerine): Kendimi kurtaramadım ki başkasını kurtarayım... İdamlar yanlış olmuştur. O gençlerin idamı üzücüdür. O günün şartlarında değerlendirmek lazım.

ETKİLENMEMEK MÜMKÜN MÜ? (Siyasetin askeri müdahalelere karşı neden karşı durmadığı soruları üzerine): Siz eğer bir Başbakan ile 2 tane bakanı asarsanız ondan sonra işbaşına gelen başbakan odasında darağacının gölgesinde oturur. Menderes’in asılmış halinin görüntüsünü görüp de etkilenmemek mümkün mü? Yassıada’nın hayali etkili olmuştur alınan kararlarda.

NE YAPALIM BİZ (“Darbelerin geldiğini göremediniz mi? Engelleyemez miydiniz?”): Görseniz ne olacak? Silahlı güç geliyor. Mevcut silahlı güç size karşı harekete geçmiş. Ne yapalım biz? Benim yaptığım Meclis’i açık tutmaya çalışmak ya da Meclis’in yeniden işler hale gelmesine çalışmak oldu. 12 Mart’ta Meclis’in açık kalması için pek çok şeye sabır gösterdim. Bana ‘Şapkasını alıp gitti’ diyorlar. Şapkamı bırakıp mı gitseydim? Elbette alıp gideceğim bırakacak halim yok, bana ait şapka...

FAREDEN KURTULMAK İÇİN (27 Mayıs darbesinde Menderes hükümetinin baskı ve yasaklarının etkisinin olup olmadığı sorusu üzerine): Darbe hiçbir şeyin çözümü değildir. Bir fıkra var; adamın evinde fare çıkmış. Temizlenmesini istemiş. “Temizledik” diye gelmişler. “Nasıl yaptınız?” diye sormuş. “Evi yaktık” demişler. Fareyi temizlemek için evi yakmamak lazım.

YENİ MAĞDURİYETLER: Bugün siz geçmişteki bazı eylemleri yanlışları arştırıyorsunuz. Yarın bugünleri ve yapılanları bir başkası araştırır. Dolayısıyla herkes hukuk içinde kalmalı. Bir süreci araştırırken yeni mağduriyetler yaratmamalı.

İTİRAZIM MUAMELEYE (AK Partili üyelerin Demirel’in bu göndermesi üzerine Silivri’de yargılananların boş yere yargılanmadıkları, haklarında ağır suçlamalar olduğunu anımsatmalarının ardından): Bu süreçlerden en mağdur olmuş insan olarak benim kadar kimse mağduriyeti bilemez. İçerde yatanın halinden ancak içeride yatan anlar. Ateş düştüğü yeri yakar... Benim itirazım muhakemeye değil, muameleye.

Bana bunları sorun

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 4 saatlik görüşmenin ardından konuklarını ellerini tek tek sıkarak uğurladı. Demirel MHP’li Yeniçeri’nin elini sıkarken kendisinin iktidar olduğu dönemde yapılmış barajlar, yollar, köprülere ilişkin duvarlardaki fotoğrafları eliyle göstererek “Bana onları değil, bunları sorun” dedi.
Güncelleme Tarihi: 09 Haziran 2012, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER