AK Parti 14 yıllık geçmişine 4 olağan ve bir olağan üstü kongre sığdırdı. Hiç birinde liderlik ya da liste tartışması yaşanmadı. Parti bununla övündü. Ama 12 Eylül 2015’te gerçekleştirilen 5. Olağan Kongreye üç gün kala bu durum ilk kez değişti. Parti’nin doğal lideri, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sene önce kendisinin işaret ettiği Ahmet Davutoğlu’nun yerine bu kez bir başka ismi, Binali Yıldırım’ı öne sürmeye niyetlendiği kulislerde konuşuldu. Yıldırım, Erdoğan ve Davutoğlu’nun son anda uzlaşması ile Genel Başkanlık yarışına sokulmadı. Ama Davutoğlu’na Erdoğan’ın nezdinde bir alternatifinin olduğun hissettirildi. Yıldırım rastgele bir tercih değildi.

Binali Yıldırım’ın adı Erdoğan sonrasında hem partinin genel başkanlığı hem de başbakanlığı üstlenecek olan isimler arasında geçti. O kadar ki, Erdoğan’ın partinin tüm kademelerinde yaptırdığı anketlerde Yıldırım adı Davutoğlu ile birlikte geçti. Ancak Erdoğan, 21 Ağustos’ta Davutoğlu’nun adını genel merkezde düzenlenen toplantıda açıkladı.

Yıldırım, bu şehirden başbakan olan üçüncü isim olacak. Diğer isimler Şemsettin Günaltay ile  Tugut Özal sonrasında bu koltuğa oturan Yıldırım Akbulut.

 

Binali Yıldırım Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden bu yana Erdoğan ile birlikte.
[Fotoğraf: AA]

 

Davutoğlu’nun adının açıklandığı o toplantıya, Yıldırım katılmadı. Erdoğan ve Davutoğlu salona birlikte inerken o üst katta kaldı. Birkaç saat sonra ise Yıldırım’ın Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyeceği duyuldu. Akıllara ilk gelen Yıldırım’ın partiden istifasını duyuracağıydı. Çünkü ilk kez Meclis’te basın toplantısı düzenliyordu. Ama o şöyle dedi:

“Bu basın toplantısında bazılarının ümit ettiği gibi, ellerini ovuşturduğu gibi herkesi şaşırtacak bir açıklama ne yazık ki yapamıyorum. Bunun için bu beklentide olanlar kusura bakmasın. Farklı amaç ve niyet aramak isteyenler, AK Parti içine nifak sokmak isteyenler maalesef bu sefer de elleri boş dönmüşlerdir. AK Parti bugün olduğu gibi yarın da ülkenin daha ileriye gitmesi halkın refahının daha da artırılması için ülkemizde elde edilen güven ve istikrarın devamı için var gücüyle çalışacaktır. “

Binali Yıldırım basın toplantısının amacının teşekkür olduğunu söyledi. Bunu söylerken aslında bir şekilde “bu yarışta ben de vardım” hatırlatması yaptı:

“Şahsıma diğer arkadaşlarda olduğu gibi bu göreve bizi gönüllerinde layık gören milletvekillerimize, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimize, Merkez Yürütme Kurulu üyelerimize, il başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza, kadın örgütlerimize, gençlik örgütlerimize gönüllerinde bize yer verdikleri için bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum. Bugüne kadar partim içerisinde görevlere talip olmadım. Hep verilen görevleri layıkıyla yapmanın gayreti içerisinde oldum. Benim anlayışım partide başbakanlık da çok onurlu bir görevdir, partinin düz bir neferi olmak da aynı derecede onurlu bir görevdir. “

Yıldırım’a ısrarla sorulan soru ise kırgın olup olmadığıydı. Kırgınlık yok derken sarf ettiği sözler ise yine de Davutoğlu’na bir gönderme olarak yorumlandı:

“Eğer ucunda hizmet yoksa, milletin hayatını kolaylaştırmak yoksa, hızlı trenler yapmamışsanız, havayolunu halkın yolu haline getirmemişseniz, bakan olmuşsunuz neye yarar, başbakan olmuşsunuz neye yarar. Bu anlayışla çalıştım. Bu tip konular benim için hiç ama hiç önemli değil.”

Erdoğan ile denizden gelen  yol arkadaşlığı

AK Parti’nin kurucularından olan Yıldırım 58’nci hükümet ile başlayan AK Parti iktidarında üst üste kurulan dört hükümette de görev aldı. 12 yıl aralıksız Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Ulaştırma Bakanlığı için tercih edilmesinde Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Otobüsü İşletmeleri (İDO) Genel Müdürlüğü yapmış olması etkili oldu. Babası da denizci olan Erdoğan, İDO’yu  denizi olmayan bir kentten çıkan denizciye emanet etti.  

Erzincanlı denizci

 

Yıldırım'ın gençlik yıllarından bir fotoğraf (ortada)
 

 

Yıldırım, 1955’te Erzincan’ın Refahiye ilçesinde doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu. Daha sonra aynı bölümde yüksek lisans yaptı.  Türkiye Gemi Sanayi Genel Müdürlüğü ve Türkiye’nin en eski tersanelerinden Camiialtı Tersanesi’nde mühendislik ve yöneticilik görevleri aldı.

1990-1991’de İsveç’te bulunan Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne ait Dünya Denizcilik Üniversitesi’nde Denizde Can ve Mal Güvenliği Yönetimi konusunda ihtisas eğitimi aldı.

Türkiye’ye döndüğünde İDO Genel Müdürlüğü görevini üstlendi.  İstanbul’da toplu taşımacılığın denize kaydırılması için çalıştı. İstanbul-Yalova ve İstanbul-Bandırma hatları onun döneminde açıldı. İstanbul’da 29 iskele/terminal, 22 deniz otobüsü ve 4 feribotu hizmete soktu.

 

Yıldırım'ın gençlik yıllarından bir fotoğraf
 

 

Milletvekilliği İstanbul’dan başladı

3 Kasım 2002 seçimlerinde İstanbul 1. Bölge milletvekili olarak parlamentoya girdi. Abdullah Gül’ün kurduğu 58. Hükümette Ulaştırma Bakanı olarak görev aldı.

Yıldırım’ın kamuoyu tarafından istifasının ya da görevden alınmasının beklendiği olay da ilk bakanlık döneminde yaşandı. Pamukova faciası olarak da bilinen tren kazası  22 Temmuz 2004’te Sakarya’nın Pamukova ilçesinde yaşandı. Ankara – İstanbul arasında ‘hızlandırılmış tren seferini’ yapan 231 yolculu tren raydan çıktı. 41 yolcu öldü. Dönemin hükümeti makinistin tanımlı hız sınırını aştığı için kazanın yaşandığını söyledi. Yıldırım istifa etmedi, görevden alınmadı.

22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde ise bu kez memleketi  Erzincan’dan milletvekili seçildi. 58. ve 59. Hükümetlerde de  Ulaştırma Bakanı oldu.

12 Haziran 2011 seçimlerinde İzmir 2.bölgeden 1.sırada milletvekili seçildi. İzmir’den aday gösterilmesinin en önemli nedeni CHP’nin kalesi olarak görülen ancak altyapı ve işsizlik sorunu ciddi noktada olan şehre mesajdı.  Yıldırım ve o dönem AK Parti’de siyaset yapan CHP kökenli Ertuğrul Günay ile parti İzmir’de oylarını artırdı. Yıldırım  “İzmir’de artık tek kale değil, çift kale maç oynanıyor” dedi.

İzmir’i almak için Yıldırım çabası

AK Parti 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde  Belediye Başkan adayı olarak Yıldırım’ı gösterdi. Yıldırım bu nedenle bakanlık görevinden ayrıldı. Bakanlığı 26 Aralık 2013'te Karaman Milletvekili Lütfi Elvan'a devretti.

Yıldırım yerel seçimde partisinin İzmir’deki  yüzde 30’lar civarındaki oyunu, yüzde 36’ya yükseltti, kazandığı belediye sayısını da birden 6’ya çıkardı ama  seçimi kazanamadı.  Yıldırım’a göre bunun nedeni  ‘genel siyasetti’.

Erdoğan yanından hiç ayırmadı

Binali Yıldırım yerel seçimlerden sonra tekrar bakanlık koltuğuna dönmedi. Ama Yıldırım, Erdoğan’ın yanında görmek istediği isimlerin başında geldi. Başbakanlığı döneminde yatırımlardan sorumlu danışmanı olarak görevlendirdi. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması ile birlikte yine danışmanı sıfatıyla Saray’a  geçti.

Yıldırım bakanlığı döneminde başta Pamukova olmak üzere tren ve uçak kazaları nedeniyle hedefte oldu. Ancak  aynı zamanda AK Parti’ye iktidarı süresince oy kazandıran ekonomi ve sağlığın yanında  ulaştırma yatırımları oldu. Yıldırım da, 12 yıllık bakanlığı süresince hızlı tren, Marmaray, internet alt yapısının güçlendirilmesi, havacılık ve yol projelerinin başındaki isimdi.

Yıldırım 12 yıl süresince milyarlarca liralık bir çok büyük projede söz sahiplerinden biri oldu:

“2003 yılından bugüne kadar ulaştırmaya, haberleşmeye yaptığımız yatırımların tutarı 140 milyar Türk lirasıdır. Bu 140 milyarın yüzde 64’ü kara yoluna, diğeri de diğer bölümlere gitmiştir, detayına girmiyorum. Bunun içinde 21 milyar yap-işlet-devret yani bütçe dışı kaynaklarla yapılan işler, 119 milyar da bütçe kaynaklarıyla yapılan işler vardır. Toplam 3.668 projede çalıştık ve hâlâ da çalışıyoruz. Devam eden projelerimizin tutarı 168 milyar Türk lirasıdır. Bunun 82 milyar lirası bugün itibarıyla tamamlanmış, 86 milyarlık kısmıda hâlen devam etmektedir.”

 Bu kadar büyük rakamların söz konusu olduğu bir yatırımcı bakanlığa yönelik yolsuzluk iddiası da çok oldu. Son olarak  17 – 25 Aralık operasyonları sırasında internette yayınlanan yasadışı bazı ses kayıtlarının odağında da Yıldırım vardı.  Yıldırım ise bundan daha önce seslendirilen yolsuzluk iddiaları için Meclis sıralarında şu yanıtı vermişti:

 “Şimdi, arkadaş, eğer bir yolsuzluk iddian varsa buraya getir. Yolsuzlukla en son itham edeceğin adam karşındadır. Buyurun, hodri meydan! İşte bu kadar

On yıldır alnımın akıyla hizmet yapıyorum, Türkiye’ye 200 milyarlık yatırım yaptım, hepsinin hesabını kuruş kuruş veririm, o kadar söylüyorum. Öyle kabataslak laflarla, muğlak sözlerle beni yolsuzlukla itham edemezsiniz.

Yolsuzluk yapan da yolsuzluğa vesile olan da alçaktır. Bu memleketin haklarına, yetimin hakkına tecavüz etmiş en aşağılık insandır. Burada bu kadar açık söylüyorum.”

Davutoğlu ile karşı karşıya gelişler

Davutoğlu ile Yıldırım son bir yıl içinde aslında birkaç defa karşı karşıya geldi. Kamuoyuna en bariz şekilde yansıyan ise Bakanlar Kurulu’nun Saray’daki ilk toplantısına ilişkindi. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından sonra kurulu ilk ne zaman başkanlığında toplayacağı merak edilirken bir gazetede Yıldırım’ın bu tarihin 5 Ocak 2015 olduğuna dair açıklaması yer aldı. Başbakan Davutoğlu bu açıklamaya tepki gösterdi:

“Cumhurbaşkanı ve başbakan olarak anayasal çerçeve içerisinde ilişkilerimizi tanzim edeceğiz, hangi adımlar ne zaman atılacaksa, cumhurbaşkanı ile istişare eder, birlikte karar veririz, bunun dışındaki fikirlerin karşılığı yoktur"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ta Yıldırım için “İzmir milletvekili olmanın dışında bir sıfat taşımayan Binali Bey’in bu açıklaması yanlıştır” dedi. Yıldırım kendisine dönük sözlere katıldığı bir televizyon programında yanıt verdi:

“Benim kim olduğum sıfatım olup olmadığının takdirini milletim yapar. Benim kim olup olmadığıma 12 yıllık geçmişime bakarak en iyi şekilde verirler. Sıfatlar gelir geçer. Sıfatlar bir kağıtla verilir bir kağıtla geri alınır. Gücünüz iki kağıt arasındadır. Önemli olan milletin gönlünde yer yapmaktır."

Bakanlıktaki ekibi dağıtıldı

Erdoğan Ulaştırma Bakanlığı yapan Yıldırım’ı yanından ayırmadığı gibi, Davutoğlu da, Yıldırım’ın yerine Ulaştırma Bakanlığı görevine getirilen Lütfi Elvan’ı sürekli yanında tuttu. Elvan’ın bakan olduktan sonra Yıldırım döneminde görev yapan bürokratlarda hızla görev değişikliğine gitti. Yıldırım’ın bu değişikliklerden rahatsız olduğu koridorlarda konuşuldu.

4G – 5G tartışması

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4G ihalesine çok kısa bir süre sarf ettiği ve sonuçta ihalenin ertelenmesine de neden olan sözlerinin arkasında ise Yıldırım olduğu konuşuldu. Türk Telekom’un 175. yıl dönümü etkinliğine katılan Erdoğan, “Buraya gelirken kısa bir brifing aldım. Gündemde 4G ihalesi var. Ama dünya 5G’yi konuşuyor. 4G’yle hiç zaman kaybetmeyelim. O zaman 3G’de 2 yıl daha sabredersek, 5G’ye geçeriz. Aksi takdirde 4G’ye geçersek Türkiye çöplük haline döner” dedi. İhale tarihi bu sözlerden kısa süre sonra ertelendi, 4G yerine de 4.5G ihalesi yapıldı.

Bir kez daha Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna oturdu

7 Haziran 2015’te yapılan seçimlerde partisinin üç dönem kuralı nedeniyle milletvekili listesinde yer almayan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlığı görevini sürdürdü. 1 Kasım seçimlerine giderken kuralın kaldırılması üzerine İzmir’den aday gösterildi ve Meclis’e girdi.

Adı Eylül ayında yapılan 5. Büyük Kongre öncesinde Erdoğan ve Davutoğlu arasında yaşanan MKYK listesi anlaşmazlığı üzerine genel başkan adayı olarak öne çıktı. Varılan uzlaşma sonucunda aday olmadı. Ancak Davutoğlu’nun karşısına çıkabilecek bir isim olduğu görüldü. 

Davutoğlu’nun başkanlığındaki 64. Hükümetin kuruluş çalışmaları sırasında da muhtemel Başbakan Yardımcılarından biri olarak adı öne çıktı. Ancak tekrar Ulaştırma Bakanı olarak görevlendirildi.

Davutoğlu ile ilişkisi ise tüm bu gelişmelerden sonra hep yakından izlendi. İki ismin bir arada bulunduğu ortamlarda kameralar hep daha dikkatli kullanıldı. Partiyi kongreye götüren sürecin hemen başında yaşanan bir protokol kazası da bu dikkat sonucunda kayıtlara geçti.

Davutoğlu’nun 27 Nisan 2016’da, Katar ziyareti öncesinde havaalanında yaptığı  basın toplantısında Yıldırım’a protokolde yer ayrılmadığı görüldü. Bunu fark eden Yıldırım, Davutoğlu’nun da bulunacağı masaya oturmak istemedi. Protokol müdürü ve diğer bakanlar tarafından yapılan ricaları kameraların önünde reddetti. Yıldırım ancak Davutoğlu tarafından iki kez çağrılması üzerine masaya geçti.

Binali Yıldırım evli ve 3 çocuk babası. Yıldırım, İngilizce ve Fransızca biliyor

Kaynak: Al Jazeera