Her yıl olduğu gibi bu yıl da Mayıs ayının ikinci Pazar günü anneler günü olarak kutlanıyor. Yazılı ve görsel basındaki reklam kampanyaları günlerdir “anneleri mutlu edecek armağan” seçenekleri sunuyor. Bütün değerlerin tüketim ve kar hırsının hizmetine sunulduğu kapitalist toplumda, annelik de bir tüketim vesilesine dönüştürülüyor. Annenize verdiğiniz değer yapacağınız harcamanın büyüklüğü ile ölçülebiliyor. Üstelik sorun sadece tüketim de değil. Annelik bu şekilde bir yandan tüketim kültürünün aracına dönüştürülürken diğer yandan da toplumsal, ekonomik ve politik bağlamlarından koparılıyor; kadınların karşı karşıya oldukları ayrımcılık, dışlanma, baskı ve şiddetten soyutlanmış bir kutsallık halesine büründürülüyor.
Anneleri mutsuz edecek onlarca neden varken bunların tümü görünmezleştiriliyor. Oysa toplumda ne kadar eşitsizlik, sömürü, baskı ve şiddet varsa, anneler tüm bunlardan en az iki misli etkileniyor. Eğer bir anneler günü kutlaması yapılacaksa, bu günde sevgiyi tüketime tahvil etmek yerine, annelerin sorunlarına dikkat çekilmesi, çözüm yolunda çaba harcanması çok daha anlamlı olacaktır.
Biz eğitim ve bilim emekçileri olarak, annelere verilecek en güzel armağanın, sömürüden, şiddetten arınmış bir dünya olduğuna inanıyoruz. Anneler gününü sistemin ikiyüzlülüğünü teşhir ve şiddetten sömürüden arındırılmış bir dünya mücadelesinin önemini bilince çıkarma günü olarak değerlendiriyoruz. Ve diyoruz ki; ey egemenler, anneleri mutlu etmekten mi söz ediyorsunuz, öyleyse;
- Susturun silahları! Artık çözüm bulamadığınız, bulmak istemediğiniz demokratikleşme sorunlarının vebalini gençler ödemesin. Bu ülke toprakları hiç olmaması gerektiği kadar genç bedenleri kucakladı. Artık daha fazla annenin yüreği yanmasın. Vicdanlı ve sorumlu olun. Ülke sorunlarına, halkın demokratik taleplerine, silahla, operasyonlarla yanıt vermek yerine elinizi taşın altına koyun ve tüm toplumun kabul edebileceği çözümler üreterek hayata geçirin. Herhalde annelere hediye etmek için barıştan daha değerli bir armağan yoktur.
- Gözaltı tutuklama dalgalarına son verin! Toplumun sesini çıkaran, hak talep eden, hatta etme ihtimali bulunan kesimlerine, hapsedilme, ailesinden, sevdiklerinden koparılarak belirsiz tarihlere kadar kapatılma tehdidini savurmayın. Anneleri mutlu mu etmek istiyorsunuz, onlara evlatlarının özgürlüğünü armağan edin. Tutsak annelere ise özgürlüğü…
- Kanser hastası Hediye Aksoy ve diğer hasta tutukluları derhal serbest bırakın! Annelere hasta evlatlarının başını okşama hakkını armağan edin.
- Siz ey egemenler, anneleri gerçekten mutlu etmek mi istiyorsunuz, öyleyse genç işsizliği sorununa çözüm bulmak için çaba harcayın. Memlekette herkesin çocuklarının sizinkiler gibi gemicikleri yok. Genç işsizlik oranının dünya ortalamasının iki katı olduğu ülkemizde her dört gençten birinin işsiz olduğunu bilin! Bu çocuklar, halen el açmak zorunda oldukları anne-babalarına karşı daha fazla mahcup etmeyin!
- Anneleri mutlu mu etmek istiyorsunuz, öyleyse çocuklarına insan onuruna yaraşır bir gelecek hazırlamalarına izin verin! Ülke gençlerini şifre skandallarıyla kepazeye dönmüş sınav sisteminiz içinde heder etmeyin. Çocukları sürekli sınavlara koyup akranlarıyla rekabet edecek yarış atı haline getirmeyin. Eğitim sistemini, tek tipçi, baskıcı, otoriter, muhafazakâr değerlerinizden muaf tutun. Çocukların özgürce düşünebilecekleri, kendilerini gerçekleştirebilecekleri, sanatsal entelektüel yeteneklerini geliştirebilecekleri bir eğitim sistemini hak ettiğini bilin!
- Annelere armağan mı vermek istiyorsunuz, onlara çocuklarının kendi dillerini öğrenmesi hakkını verin öyleyse. Bu ülkede milyonlarca çocuğun annesiyle kendi dilinde konuşamadığını anımsayın, bu konudaki sorumluluğunuzu yerine getirin.
- Annelere değer verdiğinizi göstermek mi istiyorsunuz, öyleyse çocuklarını birbirine düşman etmeyin. Irkçı milliyetçi, ötekileştirici ajitasyona son verin. Böyle giderseniz annelere yeni ve çok daha fazla evlat acısı vaat ettiğinizi iyi bilin!
- Anneleri mutlu etmek mi istiyorsunuz, öyleyse onlardan üç çocuk doğurmalarını istemek yerine, doğurdukları çocukları sağlıklı bir şekilde yetiştirmelerine olanak tanıyın; çalışan annelerin çalışma yaşamından kopmamaları, haklarını kaybetmemeleri için gerekli düzenlemeleri yapın. Çalışan kadınların annelikten doğan haklarını koruyacak ve geliştirecek uluslar arası düzenlemeleri onaylamaktan ve hayata geçirmekten kaçmayın!
- Ve annelerin, acılı birer yürekten ibaret olmadıklarını hiç unutmayın! Anneler çocuklarının yaşam hakkı başta olmak üzere haklarına kast edenlere, onlara tutsaklığı, çocuk işçiliğini, istismarı, güvencesizliği, sınav kapılarında umut tüketmeyi, işsizliği, birbirine düşman etmeyi reva görenleri çok iyi tanırlar ve onlara gereken cevabı verebilecek güce de sahiptirler.