YÖK Genel Kurulu, Yusuf Ziya Özcan başkanlığında toplanarak ÖSYM Başkanı Demir hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin hazırlanan ön inceleme raporunu incelemiş ve ''cezai sorumluluk şartları oluşmadığından men-i muhakemesi ile disiplin soruşturması açılması yönündeki taleplerin oy çokluğuyla reddine'' karar vermiştir.
YÖK Genel Kurulunun vermiş olduğu bu karar, sınavlara giren adayların temel insan haklarını zedeleyen ve sistematik bir eziyete dönüştürülen sınav sisteminin, sınavların yapılmasını sadece güvenlik sorununa indirgeyerek kendisi dışında sürekli hata yapan birilerini arayan Ali Demir’in ve ÖSYM Başkanlığı’na akademik hırsızlık yaptığı ileri sürülen birsini getirenlerin aklanması dışında bir anlam taşımamaktadır.
Açıkça belirtmek gerekir ki bugünün gelişi dünden belli olmuştur. Birilerine “dokunanın yandığı” bir dönemden geçerken, Ali Demir’e soruşturma dahi açılsa sonucun tıpkı YGS’de olduğu gibi talimatlar ve tehditler üzerinden şekilleneceği açıktır. “Tatmin olduk” açıklaması yapanların bağımsız olduğu iddia edilen yargı sürecindeki rollerinden daha etkin bir role YÖK üzerinde sahip olduğunu bilmek, tüm gerçeği açığa vurmaktadır.
YÖK Başkanı Özcan’ın devletin üst kademelerinde görevli bir kişiden “LYS soruları çalınacak ve bir AK Parti milletvekilinin e-mail adresinden tüm Türkiye’ye dağıtılacak” şeklinde ihbar aldığını ve sınavın güvenlik önlemlerinin en üst düzeye çıkarıldığını vurgulaması belleklerimizdeki tazeliğini korumaktadır. KPSS ile başlayıp neredeyse tüm sınavlara yayılan kopya şaibelerini ört bas edenlerin, bugüne kadar sınavlarda hiçbir sorun yaşanmamışçasına, AKP’ye yönelik komplo senaryoları üzerinden kendilerini aklamaya çalışmaları, en başından beri sürecin nasıl ve kimler tarafından siyasallaştırıldığını açıkça göstermiştir.
12 Eylül kurumlarından olan YÖK’ü, AKP’nin sahiplenmesinin sebeplerinden birisi böylelikle ortaya çıkmıştır. Siyasi kadrolaşma aracı olarak görülen ÖSYM’nin yetkilerle donatılmış Başkanı Ali Demir, skandalların altına bir bir imza atmakta hiçbir sakınca görmemiştir. Çünkü Ali Demir’in YÖK kalkanıyla koruma ve aklanma altına alınmasında “görevinin gereklerini çok iyi yerine getirmesi” ve dolayısıyla AKP’ye gösterdiği rızanın olduğuna şüphe yoktur. Dolayısıyla AKP’nin adaleti Ali Demir’i de kollarının altına almıştır. Ancak bilinmelidir ki Ali Demir’i asıl aklaması gerekenler, Demir’in sorumluluğundaki sınav sürecinde eziyete ve psikolojik şiddete maruz kalmış milyonlarca insandır. Bu nedenledir ki ÖSYM, sınav güvenliğinden önce toplumun güvenini nasıl kazanacağını düşünmelidir.
Eğitim Sen olarak bu çürümeye teslim olmadan baskı ve sindirme politikalarına karşı dimdik durmaya devam edeceğiz. YGS’deki şifre skandalı ortaya çıkar çıkmaz “şifre yok” ve “tatmin olduk” diyenlerin çelişki, tehdit ve talimatlarını unutmuş değiliz. Sendikamız, genel seçimler sonrasında zafer sarhoşluğuna kapılanlara yaşananları unutturmayacağımızı, ikna olmadığımızı ve geleceğimize sahip çıkacağımızı her defasında hatırlatmayı sürdürecektir. Eğitim Sen olarak gençlerimizi ve geleceğimizi içine düşürüldüğü bu cendereden kurtarabilmek için her türlü adımı atmaya devam edeceğiz.
Ali Demir'i Aklayanlar Milyonlarca İnsana Yaşatılan Eziyetten Sorumludur
Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız’ın “Ali Demir’i Aklayanlar Milyonlarca İnsana Yaşatılan Eziyetten Sorumludur ” başlıklı açıklama metni
YORUM EKLE
NAMAZ VAKİTLERİ
İMSAK
06:25
GÜNEŞ
07:55
ÖĞLE
12:56
İKİNDİ
15:24
AKŞAM
17:46
YATSI
19:11
1
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri...
2
MEB ROTASYONDA GERİ VİTES YAPTI
3
MEB'den İl Dışı Atama Açıklaması
4
Eğitimde Vahim Tablo!
5
MEB; Adaylık sorununu yönetmelik değişikliği...
6
Maaş Promosyonunda Çalışanlar Lehine Karar
7
Rektörün talimatıyla sendika temsilciliğine baskın
8
ÖSYM'ye göre Galata Kulesi Üsküdar'da
9
TÜRK EĞİTİM-SEN: DOÇENTLERİN GASP EDİLEN MALİ...
10
EĞİTİM-BİR-SEN BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISI BOSNA-HERSEK'TE...
ANKETTüm Anketler