Faiz indirme kararları, doların rekor kırması, Türkiye'nin CDS puanının ateşini yükseltirken yaşanan sıkıntıların ülke pasaportunun risk puanını da artırdığı belirtildi. Son dönemde yaşanan vize sıkıntılarının bununla bağlantılı olduğu ifade ediliyor. Duruma dikkat çeken Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz, "Türkiye üzerinden AB’ye iltica etmeye çalışanlarla iş insanları, konferans vermeye giden öğretim görevlileri aynı kefeye konuluyor" dedi.
Türkiye'nin dünyanın aksi yönünde izlediği ekonomi politikaları, verdiği faiz indirme kararları ve enflasyonun rekor üzerine rekor kırması Türkiye'nin iflas risk pirimi olan CDS puanını zirvelere taşıdı. Gelinen durumda ekonomik alım gücünün düşmesi nedeniyle pek çok alanda sıkıntılar oluşturuyor. Batı ülkelerinin Türk vatandaşlarının vize başvurularına 'ret'leri arttı.
Vize bekleme süreleri 1.5 ayı aşmaya başladı. Ankara “Biz burada kasıt görüyoruz” dese de Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz işin ekonomiden kaynaklanan boyutuna dikkat çekti. Temeldeki sorunun ülke kredibilitesinin bozulmasından kaynaklandığını söyledi. Oğuz yazısında şu ifadeleri kullandı:
VATANDAŞLARIMIZA YÖNELİK ALGI BOZULUYOR
Türkiye’nin kredi risk primi zirvelerde dolaşıyor. 5 Yıllık Kredi Risk Primini Gösteren CDS puanı 817 seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin sadece kredi risk primi yükselmedi. Her alanda risk primi arttı. Öyle ki pasaportun bile risk primi tırmanmış durumda. Bunu vizeler üzerinden izleyebiliyoruz.
Öğrenci vizesinden turistik vizeye kadar seyahat akışlarında sorunlar çıkıyor; AB vizeleri problem oluyor. Sorunlar büyüyerek devam ediyor. Türkiye üzerinden AB’ye iltica etmeye çalışanlarla iş insanları, konferans vermeye giden öğretim görevlileri aynı kefeye konuluyor.
Ülkenin risk primi ile pasaport riskinin ne ilişkisi var? Ülkemiz üzerinden Avrupa’ya ciddi bir Suriyeli akını var. Köprü coğrafyamız zaten böylesi bir zemin hazırlıyor, Doğu’dan Batı ülkelerine doğru… Bu da Avrupa’ya seyahatte vatandaşlarımıza yönelik algı bozulmasına yol açıyor.
ÜLKELER SİZİ HER AN 'DÜZEN BOZUCU' VE TEHDİT OLARAK ALGILAR
Bunun için sadece ekonomik parametreler değil, diplomatik ilişkilerin de gelişmesi gerekiyor. Avrupa’da Türkiye algısı, gerek ekonomik durumumuz gerek mülteci hareketliliği sebebiyle eski gücünde değil. Yapılması gereken, sivil toplum örgütlerimiz, bankalar, ihracatçılarımız gibi kurumlarımızın AB’de lobicilik, tanıtım ve imaj düzeltme çalışmalarıdır.
Uluslararası ölçekte her şey, kredibilite üzerinden yürür. Bir kere kaybetmeye başladığında kaçak, göçek göçmen muamelesi görürsün. Diğer ülkeler sizi her an “düzen bozucu” ve tehdit olarak algılar. Bulunduğun her ortamda geriye itilirsin. Katma değerli ürünlerin bile yok pahasına kenara itilir. İhtiyaca cevap vermenin bile bir önemi kalmaz. Ülkeleri var eden, saygın kılan dürüstlük, disiplin, yüksek ahlaki değerler; ekonomiden şirket işleyişlerine kadar sirayet eder. Ülkede bozulan makroekonomik dengeler, yükselen hayat pahalılığı uluslararasındaki itibarı da alıp götürüyor.
KARAR GAZETESİ