Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, toplumların geleceğin dünyasında yer alabilmeleri için eğitim sistemlerinin, eğitimde değişim ve yenilenmenin büyük önem taşıdığını bilmeleri gerektiğini belirterek, 'Çünkü bilimsel düşüncenin ve buna dayalı yaşam biçiminin yerleştirilip geliştirilebilmesi, kuşkusuz bilime ve akla dayalı, evrensel değerlere sahip bir eğitim sistemi ile sağlanabilir' dedi.
Sabancı Üniversitesinin Tuzla Yerleşkesi'nde Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından düzenlenen '8. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı'nda konuşan Çubukçu, Sabancı Üniversitesi bünyesinde 2003 yılında faaliyete başlayan Eğitim Reformu Girişiminin eğitim sistemine ve sorunların tespitine ilişkin çok kapsamlı ve değerli araştırmalarıyla temayüz ettiğini söyledi.
Çubukçu, konferansın, bakanlığın çalışmalarına ışık tutan ve yol gösteren çalışmaların yanında eğitimde iyi örneklerin fark edilmesi ve paylaşılması noktasında çok önemli işlevi olduğunu belirtti.
Bu kapsamda iyi örneklerin paylaşılmasının Avrupa Birliği üyeliği sürecinde okullarda uygulamaya konulan ve öğrencilerin bilgi, beceri, yetenek ve yaratıcılıklarını ortaya çıkaran faaliyet ve projelerin paylaşımını sağlayarak yaygınlaştırılmasına zemin hazırladığını belirten Çubukçu, şunları kaydetti:
'İyi örneklerin paylaşılması ayrıca okullarımızdaki yönetici, öğretmen ve öğrencileri proje hazırlamaya, üretmeye, ürettiklerini paylaşmaya, ekip çalışmaları yapmaya, kendilerini en iyi şekilde ifade etmeye teşvik etmek, öğrencilerin gizli kalmış yeteneklerinin desteklenerek geliştirilmesine ortam sağlamak, okullarda sosyal, kültürel, bilimsel ve sanatsal faaliyetlerin yapılmasını teşvik ederek ülkenin geleceğini yönlendirecek bilim, sanat ve kültürel alanlarda özgün ve farklı düşünceler ortaya koyabilen, öz güveni gelişmiş bireylerin yetişmesine katkıda bulunmak gibi gibi birçok alanda katkı sağlamaktadır.'
Değişimin toplumun her düzeyinde derinden hissedildiği ve henüz kavranmadan tekrar değiştiği bir dönemden geçildiğini ifade eden Çubukçu, böylesi dönemlerde eğitimin izlenmesi, değerlendirilmesi ve eğitim konusunda yapılan tüm araştırmaların sonuçlarının tekrar değerlendirilerek, varsa sonuçların uygulamalarda yararlanmak için kullanılmasının büyük önem arz ettiğini kaydetti.
Çubukçu, bu doğrultuda toplumsal hayatın son zamanlardaki en önemli olgusunun hızla yaygınlaşan iletişim ve küreselleşme olduğunu belirterek, 'Toplumların dünyanın her köşesinde olup bitenlerden giderek daha çok haberdar olmaları diğer toplumların deneyimlerinden daha çok yararlanmalarını zorunlu hale getirmiştir. Ülkeler sosyal hayat ve eğitim gibi alanlarda iyi örnekleri araştıran bulan veya geliştiren stratejiye yönelmişlerdir' dedi.
-TÜRKİYE'NİN ÖNÜMÜZDEKİ 20-30 YILI-
Genç nüfusa sahip Türkiye'nin önümüzdeki 20-30 yılının stratejik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Çubukçu, dolayısıyla daha çok eğitim yatırımı yanında eğitim politikalarının sürekli olarak gözden geçirilmesi, eğitim sistemini iyileştirme çabalarının hiç bitmeyen bir süreç olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
Çubukçu, uygulamakta oldukları projelerle Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin geliştirilmesi ve orta öğretimde öğrencilere değişen ve gelişen küresel yaklaşımlara uygun bir genel kültür vermeyi, esnek ve modüler program uygulamayı, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda etkin rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunmayı, kurumsal ve teknolojik alt yapısı güçlü ve daha çok talep edilebilen nitelikli orta öğretim yapısına ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.
Sosyal ve ekonomik gücün bilgiye dayandığı günümüzde yaygın eğitimin de giderek ön plana çıktığını anlatan Çubukçu, 'Bu alanda üzerinde önemle durduğumuz Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesi ile küresel değişime uyum sağlamak için dinamik iş gücünün, istihdamın, sürekli öğrenmenin ve öğrenme kültürünün toplumun farklı yaş gruplarına, gelişen teknolojiye ve iş gücü piyasasının taleplerine uygun nitelikli bir eğitime erişmek için hayat boyu öğrenmeyi stratejiye dönüştürmekteyiz' diye konuştu.
Çubukçu, çok önem verdikleri diğer bir alanın ise okul öncesi eğitim olduğunu belirterek, bu kapsamda yapılan çalışmalarla 2002 yılında 11 bin 287 olan okul ve kurum sayısının 26 bin 681'e çıktığını, öğrenci sayısının ise 298 bin 118'den 980 bin 654'e yükseldiğini, 4-5 yaş grubunda yüzde 11 olan okullaşma oranının ise yüzde 43,10'a yükseldiğini ifade etti.
Diğer taraftan kadına yönelik pozitif ayrımcılık kapsamında özellikle kız çocuklarının okullaştırılmasının artırılmasının hedeflendiğini anlatan Çubukçu, ayrıca özel eğitim alanında engelli bireylerin eğitime erişimleri ve toplumda bütünleşmeleri için öğrenme ortamlarını olanaklarını artırmaya çalıştıklarını kaydetti.
Çubukçu, bütün bu alanlardaki değişim ve dönüşümlerin bilginin küresel ölçekte yayılımı ve paylaşımıyla ilgili olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Günümüz dünyasında eğitim, çağın eğitim yaklaşımı çerçevesinde, eleştirel düşünmeyi ve çok yönlü zihin gelişimini esas alan, kişisel araştırmaya dayalı yetişkinleri de içine alan bir format kazanmıştır. Okul yoluyla toplumun kültürel mirasının yine topluma aktarılması daha da derinleşerek belirginleşmiştir. Uygulanmakta olan yapılandırmacı eğitimle çocuğun toplumsallaşması, yenilikçi ve değişmeyi sağlayıcı birey yetiştirme gibi işlevler önem kazanmıştır. Bu bakımdan toplumların geleceğin dünyasında yer alabilmeleri için eğitim sistemlerinin, eğitimde değişim ve yenilenmenin büyük önem taşıdığını bilmeleri gerekir. Çünkü bilimsel düşüncenin ve buna dayalı yaşam biçiminin yerleştirilip geliştirilebilmesi, kuşkusuz bilime ve akla dayalı, evrensel değerlere sahip bir eğitim sistemi ile sağlanabilir.'
Nimet Çubukçu, birey odaklı ve bilgiyi araç olarak kullanan, analitik düşünebilen, sentez yapabilen, sorunları çözme ve etkili iletişim kurma gibi becerilere sahip olabilen kişilik modeli yetiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, 'Hızla çoğalan bilgi karşısında her şeyi bilmek yerine hangi bilgiyi nereden, nasıl sağlayacağını ve nerede nasıl kullanacağını bilen, yan öğrenmeyi öğrenen insana gereksinim duyulacaktır. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı'nın bu kapsamda çok önemli bir işlevi olduğunu düşünüyorum' dedi.
-ERG DİREKTÖRÜ PROF. DR. ERGÜDER-
ERG Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder de konferansın üniversite öncesi eğitimde iyi örnekleri bir araya getirmeyi, örneklerin sahiplerini özendirmeyi, birikimlerini paylaşmayı sağlamayı ve bir iletişim-işbirliği platformu oluşturmayı amaçladığını söyledi.
Konferansa 59 ildeki çeşitli okul, üniversite, kamu kuruluşu, sivil toplum kuruluşu ve özel kuruluşlardan toplam 1097 başvuru yapıldığını belirten Ergüder, bu başvurular arasından 69'u sözlü, 40'ı poster olarak sunulmak üzere toplam 109 iyi örneğin jüri tarafından seçildiğini kaydetti.
Gün boyu sürecek konferansta, 'Öğrenme ve Öğretme Teknikleri', 'Ölçme ve Değerlendirme', 'Özel Eğitim, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR)' ve 'Eğitimde Katılımcı İşbirliği' başlıkları altında eğitimdeki en iyi örnekler paylaşılacak.
Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2011, 00:00