Bu çevresel faktörlerin başında; anne –baba çocuk etkileşimi önemli bir yer tutuyor. Anne-babalık davranışları tümüyle doğuştan getirilmiş davranışlar değildir. Anne-babaların, çocuklarla sağlıklı iletişim kurmaları eğitim durumuyla da ilgilidir. Yüzde kaçının anne- babalardan oluştuğu bilinmese de Türkiye’de 15 yaş üzeri okuma yazma bilmeyenlerin oranı %5.08’dir. Yine, ilköğretimde, ortaöğretimde ve yükseköğretimde okullaşma oranının istenen ölçüde olmadığı bilinen bir gerçektir.Bu veriler, öğrencilerin iletişimini olumsuz etkilemesi kaçınılmaz.
Diğer taraftan, kitle iletişim araçları da çocukların iletişim becerilerinde önemli rol oynuyor. Türkçenin kurallarına göre kullanılması önemlidir. Özellikle, bazen kitle iletişim araçlarından televizyon ve radyolarda Türkçe ve dolayısıyla kurulan iletişim, çocuklar
açısından sağlıklı koşullar sunmuyor. Çünkü Türkçenin kurallarına uygun kullanılmadığı durumlarla maalesef karşılaşıyoruz.
Yine, etkili iletişimde, öğretmenin kendi becerisi, öğrencinin sağlıklı iletişim kurma becerilerini geliştirmesinde belirleyici olabiliyor.Özellikle, öğretmenin konuşma, bakışları, ses tonu, konuşma hızı, sesin yüksekliği iletişim açısından önem taşıyor.
Öğretmenin bilgi sahibi olması, etkili iletişimde önemlidir. Maalesef, hizmet içi eğitim yeterli gelmiyor.Öğretmenlerimizin kendilerini geliştirmeleri için maddi durumları da yeterli gelmemesi üzücü. ABD’de öğretmenlerin ortalama 3 bin dolar maaş alıyor; Almanya’da kademesine göre 2-3bin dolar maaş alıyor. Avustralya’da 1. derecedeki bir öğretmen ortalama 2 bin 500 dolar maaş alıyor; İngiltere’de usta öğretmenler ortalama 5 bin dolar; Japonya’da yeni başlayan bir ilkokul öğretmeninin maaşı aylık 2 bin dolar civarında; Türkiye’de ise öğretmenlerimizin aylık ortalama ücreti 750 – 1000 dolar arasındadır.
Bütün bunlara rağmen, öğretmenlerin kendisini tanıması, iletişimde başlı başına rol oynuyor. Öğretmenin kendilerini tanımalarının yollarından biri sosyal bilimlerin değişik alanlarına ilgi gösterip bilgilerini güncellemek ve arttırmak olabilir. Ancak, Eğitim sen’in yaptığı araştırmaya göre, öğretmenlerin %8’i hiç kitap okumuyor, %39’u ise bu konuda bilgi vermek istemiyor. Yüzde 28’i ayda bir kitap okuyor.
Çocukların, gelecekte uyumlu ve mutlu bir yaşam sürdürmeleri için iletişim becerilerinin gelişmesi önem taşıyor. Bu sorumluluğu devlet, öğretmenler, kitle iletişim araçları ve anne-babalar paylaşmalıdırlar.