Sempozyumla pandeminin hukukun tüm alanlarında yarattığı etkinin kapsamlı bir akademik çalışma ile ele alınmasını amaçladıklarını dile getiren Gümrükçüoğlu, 29 akademisyenin bilim kurulunda yer alarak inceledikleri 41 bildirinin sunulacağı sempozyumun, hem mevcut yasal düzenlemelerin değerlendirilmesi hem de hukuk politikasına yön verilmesinde önemli katkı sağlayacağını belirtti.
Hukukun tüm alanlarında görülen bu etkinin sonuçlarının belki de en çok tartışılan ve medyaya en çok yansıyan alanlarının başında iş hukukunun geldiğine dikkati çeken Gümrükçüoğlu, şöyle devam etti:
Bunun temel sebebi ise iş hukukunda görülen etkinin milyonlarca çalışan ve işveren ile bu kimselerin ailelerini ve ekonomik koşullarını etkilemesidir.
Ülkemizde bu dönemde en çok tartışılan iş hukuku problemleri, kısa çalışma, ücretsiz izin ve fesih yasağı etrafında toplanıyor. Sempozyumda sunacağım bildiri konusunu 'Kovid-19 Pandemi Döneminde Home-Office Uygulaması olarak belirleme sebebim, pandemi öncesinde de dijital çağın imkanlarından yararlanarak kısmen veya tamamen uzaktan çalışma yöntemleri kullanılsa da gerek işçi gerekse işverenlerin büyük bir bölümü bu imkan ve çalışma yöntemi ile ilk defa bu dönemde tanışmış olması ve geçmişte hiç olmadığı kadar yaygınlaşmış olmasıdır.
Gümrükçüoğlu, gerek virüsün yayılımını azaltmak için uyulması gereken sosyal mesafe kurallarına riayet edebilmek gerekse de sokağa çıkma sınırlamaları ve çalışan ebeveynler bakımından okul ve anaokullarının kapalı olması sebebiyle ortaya çıkan bakım yükümlülüklerinin, işverenlerin evden çalışmaya sıcak bakmasını sağladığını ifade etti.
Yöntem işverene yeni sorumluluklar yükledi
Kural olarak işveren tarafından çalışanın herhangi bir sözleşmeye bağlı kararlaştırma olmaksızın işçiyi iradesi dışında evde yahut bir kafede çalışmaya göndermesinin mümkün olmadığını aktaran Gümrükçüoğlu, benzer şekilde işçinin de kendiliğinden iş görme edimini home-office yerine getirme hakkı bulunmadığını belirtti.
Gümrükçüoğlu, pandeminin yarattığı mücbir sebep nedeniyle işçinin de işverence bu yönteme geçiş talebini kabul etmesi gerektiğini düşündüklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Fakat bu durum işverenin tüm sorumluluklarını ortadan kaldırmamakta ve hatta yeni sorumluluklara yol açmaktadır. Kural olarak iş sözleşmesinde işin ifasında kullanılacak araç-gereçlerin sağlanması işverence yerine getirilmesi gereken bir yükümlülüktür.
Home-office çalışma bakımından da aynı esas geçerli olmakla birlikte, gerek bu kapsamda sağlanacak araç gerecin belirlenmesi gerekse de işçinin kendisine ait araç ve gereçleri işin görülmesi amacıyla kullanması veya ek masraflar yapması durumunda işverenden ayrıca bir talepte bulunup bulunamayacağı problem teşkil etmektedir.
İşverenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülükleri bu dönemde de devam edeceğinden, bu çerçevede alınması gereken tedbirlerin de ayrıca belirlenmesi gerekecektir.
Kaldı ki bu halde olası risklerin değerlendirilebilmesi adına işverenin çalışanın evine erişim hakkı sahibi olup olamayacağı ve denetim sağlayıp sağlayamayacağı da çalışmamızda ele alınacak bir başka sorundur.
Mevzuat gözden geçirilmeli
Çalışanın home-office çalıştırılması durumunda, işverenin alması gereken bir diğer tedbirin de kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması olduğuna işaret eden Gümrükçüoğlu, Çalışanların iş yeri dışından erişim sağladıkları veri tabanlarında diğer çalışanların yahut müşteri veya üçüncü kişilerin kişisel verileri yer alabilmektedir. Bunların güvenliğinin temininden işveren sorumludur.
Çalışanların da evde bulundukları sırada yaptıkları iş görüşmelerini evdeki diğer aile fertleri veya üçüncü kişilerle paylaşmama, iş yeri sırlarını gizli tutma yükümlülükleri söz konusudur.
İşletme sırrı niteliği taşıyan bir kağıt parçasının ev çöpüne atılıp atılamayacağı dahi dikkat edilmesi gereken hususlardandır değerlendirmesini yaptı.
Doç. Dr. Gümrükçüoğlu, Pandemi süreci sonrası yeni normalde de daha sonrasında da home-office çalışmaya kanaatimizce sıkça başvurulacak olup, konuya dair mevzuatın gözden geçirilmesini gerektiren durumların ve yargı alanını uzun yıllar meşgul edeceğini düşündüğümüz problemlerin değerlendirilmesi lazım.
Hukuk fakülteleri arasında Kovid-19'a dair bildiri çağrılı ilk sempozyum
Sempozyumda pandemi döneminin ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda ortaya çıkardığı değişimlerin ulusal ve uluslararası hukuk üzerindeki etkilerinin değerlendirileceğini aktaran Gümrükçüoğlu, İbn Haldun Üniversitesinin yanı sıra 13 üniversiteden akademisyenlerin koronavirüs döneminde güncel hukuki meseleleri ele alacaklarını söyledi.
Gümrükçüoğlu, Kovid-19 salgını ulusal ve uluslararası hukukta ne gibi değişimlere yol açabileceğine dair tartışmalar başlığı altında konuşulacak konulara dair de şu bilgileri verdi:
Salgın hastalıkların maaş ve ücretlerin haczine etkisi. Koronavirüs salgın sebebiyle sokağa çıkma yasaklarının ücret ödeme borcuna ve telafi çalışmasına etkileri.
Türkiye'de pandemi sürecinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına dair meseleler. Kovid-19 salgının iş kazası ve meslek hastalığı bakımından değerlendirilmesi. İş yeri kira sözleşmelerinde Kovid-19 salgınının kira bedeli ödeme borcuna etkisi.
Dünya Ticaret Örgütü kuralları ışığında Kovid-19 ihracat yasakları ve gümrük tarifelerinin değerlendirilmesi gibi konularla alakalı güncel araştırmalarını paylaşacaklar.
Doç. Dr. Gümrükçüoğlu, sosyal mesafe döneminde akademisyenlerin online olarak bir araya gelme, tartışma ve fikir üretme imkanına sahip olacağı sempozyumun, Türkiye'deki hukuk fakülteleri arasında koronavirüse ilişkin bildiri çağrılı olarak düzenlenen ilk ve tek sempozyum olduğunu sözlerine ekledi.