Maraş merkezli on bir ili vuran depremlerin üzerinden 12 gün geçerken bilanço giderek ağırlaşıyor. Son resmi rakamlara göre yaşamını yitirenlerin sayısı 40 bine yaklaştı. On binlerce yurttaşın yaralandığı depremlerde 80 binin üzerinde ev yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi.
İktidar, deprem öncesi yeterli önlemleri almadığı gibi deprem sonrasındaki süreci de yönetemedi. Enkaz altında kalan binlerce yurttaş sesini duyurmaya çalışırken havaalanları kullanılamaz hale geldi, yollar çöktü. Depremzedelerin gözleri, kendilerine yiyecek, giyecek, çadır yardımı götüremeyen devleti aradı. Bunca yıkıma rağmen bir kişi bile istifa etmedi.
Depreme ilişkin kurumların öne çıkan bazı başarısızlıklarını hatırlatalım.
•Kızılay: Skandallarla gündeme gelen Kızılay depremde de sınıfta kaldı. Devasa bütçesi olmasına rağmen liyakatsiz AKP’li yöneticiler tarafından işlevsiz hale getirildi. Kızılay’ın görevleri AFAD’a devredildi, kurum bir holdinge dönüştürüldü. Kızılay, depremde afetzedelere yeterli çadır, konteyner, yemek sağlayamadı. Kızılay’ın yöneticileri istifa etmediği gibi, Malatya’da Kızılay’a bağlı konteyner fabrikasına liyakatsiz atamaların yapıldığı, Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın çalışanların sosyal medya hesaplarını incelettiği şeklinde haberler ortaya çıktı.
•AFAD: Depremde geç müdahale nedeniyle eleştirilen AFAD’ın geçen yıl hazırladığı rapor, neden yetersiz kaldığını ortaya koyuyor. Kadrosu yandaş ve liyakatsiz kişilerden oluşan kurumun raporunda "Mühendis yerine, öğretmen ve imamlardan ekip kurduk" ifadesi dikkat çekti. AFAD’ın hiçbir yöneticisi istifa etmedi.
•Belediyeler: 11 ilde büyük yıkıma neden olan depremle birlikte 2018’de çıkarılan imar affı tekrar gündeme geldi. Söz konusu afla birlikte depremin vurduğu 10 ilde toplam 294 bin kaçak yapının affedildiği ortaya çıktı. Hiçbir belediye başkanı istifa etmedi.
•Ulaştırma Bakanlığı: Depreme yeterli müdahalenin yapılamamasının nedenlerinden biri de çöken yollar ve kullanılamaz hale gelen havalimanları oldu. Antakya Demirözü Karayolu’nda oluşan derin yarıklar nedeniyle karayolu ulaşımı aksadı. Hatay Havaalanı kullanılmaz hale geldi. İskenderun Limanı’nda çıkan yangın uzun süre söndürülemedi. Bakan Adil Karaismailoğlu başta olmak üzere hiçbir istifa gerçekleşmedi.
•İçişleri Bakanlığı: AFAD’ın da bağlı olduğu bakanlık da sınıfta kaldı. Bölgede güvenlik sorunu oluştu. Yağmacı bahanesiyle mültecilere yönelik linç girişimleri yaşanırken bölgenin ‘güvenliğini’ eli sopalı, kimliği belirsiz kimi grupların sağlamaya çalıştığı görüldü. Yağmacı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan bir yurttaşın karakolda hayatını kaybettiği iddia edildi. Savcılık soruşturma başlattı. Öte yandan valiler ve kaymakamlar süreci yeterli şekilde koordine edemedi. Yardımlar insanlara ulaştırılamadı. Bakan Süleyman Soylu ya da herhangi bir görevli istifa etmedi.
•Sağlık Bakanlığı: Sağlık hizmetleri verilemedi, İskenderun Devlet Hastanesi depremde yıkıldı. Sahra çadırları kurulamadı, yaralanan yurttaşlara ilk yardım yapılamadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başta olmak üzere hiçbir sorumlu istifasını sunmadı.
•Milli Savunma Bakanlığı: Afet karşısında ordunun seferber edilmesi gerektiği uyarıları yapıldı. Ancak elinde büyük bir insan gücüne sahip ordu devreye geç girdi. Bakan Hulusi Akar istifa etmediği gibi konuyu gündeme getirip eleştiren bazı yurttaşlara soruşturma açıldı.
•Çevre Bakanlığı: Belediyeden alınamayan bazı büyük ihaleleri, otellerin ruhsatını Çevre Bakanlığı verdi. Yıkımdan oteller de nasibini aldı. Yapı ruhsatları ile sunulan zemin raporlarını denetleme sorumluluğu Bakanlığın görevi ancak bunun yapılmadığı görüldü. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ya da herhangi bir görevli istifa etmedi.
"SORUMLULUĞU YİNE VATANDAŞA ATMAYIN"
Gezi tutuklusu Şehir ve Bölge Planlamacısı Dr. Üyesi Tayfun Kahraman sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Erdoğan yıkılan yapıların yüzde 98'i 1999 öncesinde yapılmış dedi. Bu tespiti bu kadar kısa sürede yapma ihtimalleri olmadığı gibi televizyon ve gazetelerden görüldüğü üzere bu ifade tamamen gerçek dışı! 21 yıllık iktidar yine suçu başkalarına atıp sorumluluktan kaçma peşinde!” ifadelerini kullandı. “Yapım yılı ne olursa olsun konutları denetleme sorumluluğunun yerel yönetimler yanında Bakanlıkta olduğunu geçtim, Hatay'da çöken AFAD binası, Havalimanı, duble yollar, 2016’da yapılan Müftülük Binası, İskenderun Hastanesi ve birçok kamu yapısı, onlar kimin sorumluluğundaydı?” diyen Kahraman, “Afet sonrası beceriksizlik ayrı, afet öncesi yapılmayan denetimler ayrı. Bu felaketin sorumluluğunu yine kadere mi havale edeceğiz? Önlem almayan, müdahale edemeyen, krizi yönetemeyen tüm beceriksiz sorumlular o koltuklarda oturmaya devam mı edecekler? Sorumluluğu vatandaşa atmayın! Bu afeti felakete çevirenler derhal istifa edin!” dedi.
BirGün Gazetesi