Türkiye önce Çin, Rusya, Hindistan, Güney Afrika ve Brezilya’nın içinde bulunduğu BRICS toplantısına katılırken şimdi de İstanbul’da Almanya, Rusya ve Fransa’nın yer alacağı kritik bir toplantıya ev sahipliği yapacak.
Güney Afrika ziyareti sonrası zirveye dair mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan 7 Eylül’deki toplantının gündemini ‘bölgeye dair meseleler’ olarak nitelemişti.
ABD’nin neredeyse bütün dünya genelinde başlattığı ‘ekonomik savaş’a karşı alınacak önlemlerin de bu toplantıda konuşulması bekleniyor. Ülkelerin ekonomik yaptırımlara karşılık nasıl hareket etmesi gerektiği, hangi adımların atılabileceği toplantı da gündeme gelecek başlıklar olacak.
YEREL PARA İLE TİCARET MASADA OLACAK
7 Eylül’deki toplantı ayrıca Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa’nın bir araya geldiği nadir toplantılardan biri olacak. Söz konusu toplantıda Suriye’nin yanı sıra İran ile ilgili gelişmeler, mülteci meselesi, ikili ekonomik ilişkiler gibi kritik gündem başlıklarının görüşülmesi planlanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BRICS’te de gündeme getirdiği yerli parayla ticaret konusunu bu toplantıda da gündeme getirmesi bekleniyor. Bu toplantının yanı sıra, Türkiye, Rusya ve İran’ın Suriye’nin geleceğiyle ilgili konuları görüştüğü 3 ayaklı zirvenin son ayağı önümüzdeki zaman Tahran’da yapılacak. Tahran’daki toplantıda bölgesel konuların yanı sıra ABD’nin İran’a yönelik ambargosu masaya yatırılacak.
Türkiye, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) oluşumunun yanı sıra Şangay 5’lisinin de (Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan) dünya ticaretinde yaşanan sıkıntılara karşı devreye alınabileceği görüşünde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika dönüşünde bu konuda sorulan sorulara, “Görüşmeleri zenginleştirerek, temenni ederiz ki bu konuda olumlu adımlar atalım. Ben neden baştan beri, “Şangay 5’lisi, Şangay 5’lisi” deyip duruyorum. Kendilerine de söylüyorum. Şangay 5’lisinde hayırlısıyla hedefe varırsak olay çok daha farklı gelişir.
TİCARET SAVAŞININ FİTİLİ 34 MİLYARLA BAŞLADI
Özellikle ABD ile Çin arasındaki “ticaret savaşı”nın fitili, ABD’nin Çin’in 34 milyar dolar değerindeki ithal teknoloji ürününe yüzde 25’lik gümrük tarifesi uygulamasıyla başlamıştı.
ABD’nin Çin’den ithal edilen 14 milyar dolarlık daha ürüne ek gümrük vergisi getirmesi bekleniyor. Çin’in de aynı değerde ithalat ürününe aynı vergiyi getireceği söylenmişti.
Avrupa Birliği ülkelerin de bu kararlardan etkilendiği ve birtakım karşılıkların verilmesinin planlandığı konuşuluyor. Bu ortamda yapılan çoklu zirve ve görüşmelerin anlamının ticari açıdan önemli olduğu belirtiliyor. ABD’nin aldığı tedbirlerin Türkiye ihracatçısı açısından da fırsat oluşturabileceği söyleniyor.
BRICS-T olur mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BRICS liderlerine “Bizi de birliğinize dâhil edin, ismi BRICS-T olsun” teklifinde bulunmuştu. Üye ülkelerin bu teklife sıcak baktıklarını söyleyen Erdoğan “Burada önemli fırsatlar yakalayacağız. Ayrıca Erdoğan Rusya ile elektronik para ile ticaretin de gündemde olduğunu söyledi.
Haddinizi aşmayın
Dışişleri Bakanlığı, bazı ülke büyükelçilerine, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) hidrokarbon faaliyetlerine dair ifadeleri üzerine, “hadlerini aşmamalarını” tavsiye etti.
Bakanlık Sözcüsü Hami Aksoy, konuya dair soruya cevabında, GKRY’de geçen günlerde yapılan toplantıda bazı büyükelçilerin, Rum yönetiminin Doğu Akdeniz’de tek taraflı sürdüregeldiği hidrokarbon faaliyetleri konusundaki destek beyan eden ifadelerini yersiz bulduklarını belirterek, “Söz konusu ülkelerin temsilcilerine hadlerini aşmamalarını tavsiye ediyoruz.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözümün henüz tesis edilmemiş olduğu bir ortamda, Kıbrıs Rum tarafının Ada’nın yegane sahibi gibi davranmakta ısrar ederek tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürmesinin kabul edilemez bir durum olduğuna dikkati çeken Aksoy, söz konusu faaliyetlerle Rum tarafının, Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını hiçe saydığını söyledi.
Aksoy, Rum yönetimin bu uzlaşma ruhundan uzak tutumunun, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin ulaşmak için yoğun çaba sarf etmekte olduğu muhtemel çözümle Ada’da ve Doğu Akdeniz’de ortaya çıkabilecek “kazan-kazan” temelli ekonomik iş birliği potansiyelini henüz idrak edemediğini gösterdiğini belirterek, GKRY’nin bu sorumsuz adımlarına karşı KKTC makamları ve Türkiye, gerekli uyarıları en başından bu yana yapmış, haklı kaygı ve infialini dile getirmiştir.
Bu çerçevede ifade ettiğimiz üzere ülkemiz, Kıbrıslı Türklerin hak ve menfaatlerini savunmakta ve Kıbrıs Türk tarafına desteğini sürdürmekte kararlıdır.