İşte Ahmet Hakan'ın köşe yazısındaki ilgli bölüm;
Danışıklı dövüş olmadığının 7 kanıtı
-BİR: Ahmet Davutoğlu'nun ısrarlı ve manidar suskunluğu...
-İKİ: Bülent Arınç'ın Erdoğan'ın karizmasını çizmeyi göze alması.
-ÜÇ: Arınç'ın hareketinin bireysel değil kurumsal olması.
-DÖRT: Erdoğan'ın rest çekmesi ve bunu sürdürmesi...
-BEŞ: Melih Gökçek'in "Bülent Arınç istifa" diye haykırması.
-ALTI: Erdoğan medyasında çıkan Bülent Arınç karşıtı yazılar.
-YEDİ: Ak trollerdeki büyük şaşkınlık.
Tek adamlık neden olmaz
OLMAZ, çünkü...
Ne kadar tek adam olsan da bazı işleri mecburen bazıları görecek... O bazıları da bir yere kadar emre itaat ederler... Bir süre sonra "Yetti gayri" demeleri fıtrattandır.
Olmaz, çünkü...
Ahmet gider, Ali gelir... Ali gider, Bülent gelir... Bülent gider, Mehmet gelir... Mehmet gider, Numan gelir... Ama "itaatsizlik" bir problem olarak hep baki kalır.
Olmaz, çünkü...
En muti, en itaatkâr, en söz dinleyen, en saygılı adam bile bir gün gelir, "Ben de bir kafa taşıyorum, benim de fikirlerim var, ben de şahsiyet sahibi bir insanım" der.
Olmaz, çünkü...
"Ben ne dersem o olur" cümlesini içinde mecburen barındıran "tek adamlık", bu devirde Türkiye gibi bin türlü karmaşanın hüküm sürdüğü memlekette imkânsızdır.
Bülent Arınç da 'paralel' ilan edilirse
MELİH Gökçek, Bülent Arınç'ı "paralel" ilan etti.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Eğer Bülent Arınç da "paralel" ilan edilebiliyorsa...
-Ahmet Davutoğlu'nun da...
-Hakan Fidan'ın da...
-Numan Kurtulmuş'un da...
-Ali Babacan'ın da...
-Mehmet Şimşek'in de...
"Paralel" ilan edilmemelerinin hiçbir güvencesi yoktur.