Japonyada'daki deprem ve tsunaminin ardından nükleer santrallerde meydana gelen patlamalarla oluşan nükleer sızıntı, Türkiye'de Sinop ve Mersin'de yapılması planlanan nükleer santrallerle iligili tartışmaları beraberinde getirdi.
Mersin Akkuyu'daki santral yapımı için geçen yıl Rusya ile anlaşma yapılmıştı. Sinop'taki santral için bugünlerde Japonya ile görüşülüyor.
Japonya'da bunlar yaşanırken, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Mersin Akkuyu'ya yapılması planlanan santraller için, geçtiğimiz gün,"Japonya'daki santraller, 1.nesil, bizdekiler 3.nesil" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün "Riski olmayan hiçbir yatırım yoktur. Yani evinize Aygaz tüpü de koymamak gerekir" diyerek nükleer santral yapımının askıya alınmayacağını söyledi.
"Nesil farketmez..."
Okan Üniversitesi'nden Nükleer Mühendisi Prof. Dr.Tolga Yarman, "Hayatımda bu kadar nükleer cehaleti görmedim" diyerek teknik olarak Akkuyu'ya nükleer santral yapılamayacağını söyledi.
Japonya'daki nükleer patlamaların teknolojik bir zaaf nedeniyle meydana gelmediğine dikkat çeken Yarman, " 1. nesil, 3. nesil, 5. nesil farketmez. Japonya'daki deprem ve ardından gelen tsunami, tahayyül sınırlarının ötesinde, ancak korku filmi kurgusunu oluşturabilirdi" dedi.
"Akkuyu'da nükleer, turizmi, üretimi baltalar"
Mersin Akkuyu'ya teknik olarak kesinlikle santral yapılamayacağını vurgulayan Yarman, "10 yıl önce söylediğim gibi, yine tekrarlıyorum, Akkuyu'da bugünkü koşullar zemininde nükleer santral kurulamaz. Bugünkü kadar bilgi ve donanım eksikliğine hiç tanık olmadım" dedi.
Yarman, şubat ayında 2.baskısı çıkan "Geçmişte ve Bugün Nükleer Tartışması" kitabına atıfta bulunarak, "Bugün Akkuyu'ya nükleer santral kurmak; turizmi, oradaki sebze meyve üretimini, son toplamda, ciddi olarak baltalamak demektir" dedi.
"Ecevit kolalisyonu nükleer sevdasından vazgeçmişti"
Yarman, kitabında 12 yıl önce Türkiye'nin Akkuyu'ya nükleer santral yapmaktan neden vazgeçtiğini şöyle yazmıştı:
" 3 Aralık 1999'da, Başbakan Bülent Ecevit'in çağrısıyla, Enerji Zirvesi yapıldı.Ancak koalisyon hükümeti Akkuyu'ya kurulması öngörülen, nükleer santral sevdalanmasından, hep birlikte vazgeçti. Çünkü, yol boyu koşullar çok değişmişti. 1970'lerin ortalarında Akkuyu mevkii gündeme ilk geldiğinde, turizm etki değerlendirmesi, diye bir ölçüt, yoktu. 1970'lerin ortalarında, her şey bir tarafa, ne Three Mile Island Kazası (1979), ne de Çernobil Kazası (1986), gündeme düşmüş, değildi. değildi.
Oysa bilhassa Akdeniz bölgemiz, epeydir, misafir odamız gibiydi. Akdeniz suyu ayrıca, sıcaktı. Bu olgu, santralin termodinamik verimini olumsuz etkileyecekti. 1970'lerin ortalarında, Genelkurmay,Trakya'nın Karadeniz sahiline nükleer santral kurulmasına; buranın, o vakit, Bulgaristan itibariyle, Doğu Bloku'nun dibinde bulunması dolayısıyla, yeşil ışık yakmıyordu. 1999'da, Doğu Bloku göçeli, on yıla geliyordu. Fazla olarak, nükleer enerji, artan enerji talebini karşılamada, yegâne seçenek olarak görülmekten, çoktan çıkmıştı... Bir defa, talebin evvelce öngörüldüğü kadar hızlı yükselmeyeceği idrak edilmişti. Bütün bu olgular, nükleer santral mevkii olarak Akkuyu'da israrcı olunmasını, mazur olmaktan, çıkartmıştı. Ecevit Koalisyonu, geri durdu; nükleer ihale, sonuç vermedi"
Güncelleme Tarihi: 16 Mart 2011, 00:00