ORGANİZE İŞLER

Türkiye yine bir skandalla karşı karşıya, üstelik bu kez çok daha büyük,kapsamlı ve organize bir skandal. YGS’deki şifre iddiaları doğruysa ne KPSS skandalıyla kıyaslanabilir ne de Anadolu Liseleri için kimseye haber verilmeden açılan ek kontenjan skandalıyla. 

Bu kez çok daha vahim bir olayla karşı karşıyayız. 1.5 milyon öğrenci hayat memat meselesi olarak gördükleri bu sınav için yıllarca hazırlanıyor. Aileleri, dershane, özel ders derken boğazından kısıp çocuğunun geleceğine yatırım yapıyor. Sonra birileri çıkıp organize bir şekilde 1.5 milyon insanın emeğini, geleceğini çalıyor.

Şifre skandalı ile ilgili iddialar yabana atılır türden değil, bir eğitimci olarak hem araştırdım hem de kendim denedim gerçekten de özellikle matematik sorularının 37 tanesi aynı formül ile soruları dahi okumadan çözülebiliyor. Bu  kadarının tesadüf olamayacağı çok açık.

Düşünsenize önce cevapların içine şifreler yerleştiriliyor,  sonra da bu şifreli cevapların hangi adayın önüne gideceğine karar veriliyor. Karar veriliyor diyorum çünkü bu yıl ÖSYM ilk kez, her aday için farklı bir kitapçık yöntemine başvurdu. Eskiden 10-12 farklı kitapçık türü varken bu yıl sınava kaç kişi girdiyse o kadar farklı kitapçık vardı. Yani kaç adaya şifre ulaştırılmak istendiyse gerçekten tek tek o adayın önüne şifreli kitapçıklar konulmuş olabilir.

İşte olayın bu yönü tam anlamıyla organize bir suçu ortaya çıkarıyor. KPSS skandalında tek bir kişi soruları ÖSYM merkezinden çıkarmış ve birilerine bu soruları servis etmiş diyebilirdiniz. Ancak bu kez bu işi bir değil onlarca hatta belki yüzlerce kişinin organize etmiş olması gerekir. Birileri şifre sistemini hazırlayacak, birileri hangi adaylara gideceğine karar verecek, birileri de kitapçıkları ona göre sıralayacak. Bu iş ÖSYM Başkanından tutun, Milli Eğitim Bakanlığına kadar herkesi kapsar. Kimse bu işte sıyrılamaz. Gelişmiş demokrasilerde bu iş hükümeti bile sallar, sallamalı da.

1.5 milyon adayın hayatını çalmaya teşebbüs edenlerin bu gücü çok yüksek makamlardan almadan yapabilmelerine olanak yok. İddialar ispatlanırsa Türkiye’de artık kimsenin hiçbir sınav sistemine güveni kalmayacak. En basitten en önemliye hiçbir sınavın değeri kalmayacak. Okullar anlamını yitirecek dershaneler gereksiz hale gelecek. Kısacası bir eğitim sistemi göz göre göre çökecek. Bunu önlemenin bir tek yolu var! Bu  skandalı tüm detaylarıyla ortaya çıkarmak ve suçluları en ağır şekilde cezalandırmak. Aksi takdirde Türk Milli Eğitim sisteminde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!




Güncelleme Tarihi: 03 Nisan 2011, 00:00