MEB’in Tozlu Rafında Bekleyen Mağduriyet! Kurumlararası Atanan Öğretmenlerin Zorunlu Hizmet Mağduriyeti
Kurumlararasından Geçen Öğretmenlerin Zorunlu Hizmet Mağduriyetinin Tozlu Raflardan İnme Vakti Gelmedi mi ?
Kurumlar Arası ilk atama yolu ile Milli Eğitim Bakanlığında öğretmenliğe atananların önceki memuriyetlerindeki zorunlu hizmet sürelerinin MEB’de sayılmamasından kaynaklı mağduriyet, Bakanlığın tozlu raflarındaki yerini koruyor.Peki ama bu mağduriyetin üstündeki tozların alınma zamanı gelmedi mi ?
Başka bir kurumda memur iken Kurumlararası atama yolu ile Milli Eğitim Bakanlığına öğretmen olarak geçenler gerekli resmi düzenlemeler yapılmadığı için neredeyse tamamı ikinci defa zorunlu hizmet yapmaya tabi tutulmaktadırlar. Her devlet memuru bir kez zorunlu hizmete tabi iken sırf kurumlararası geçtiği için bu öğretmenler iki kurumda da zorunlu hizmete tabi olarak mağdur olmaktadırlar.Hem önceki kurumlarında hemde MEB’de tekrar zorunlu hizmet yapmaları haksızlık olarak karşımızda hala durmaktadır. Şu ana kadar zorunlu hizmet yükümlülüğünü iki kere yapmak zorunda bırakılan bu öğretmenlerin sorunu ise bir türlü çözülmüyor.Fakat çözülmemesi için herhangi bir engel de yok.Ayrıca bu şekilde kurumlararası atanan öğretmen arkadaşların önceki hizmet süreleri de göz önünde bulundurulduğunda çoğunluğunun yaşlarının ilk atanan öğretmenlere göre daha fazla olduğu gerçekliğinden yola çıkarak belirli bir yaştan sonra zorunlu hizmetini ekstradan yapmaları zor olduğunu yadsımamamız gerekir.
Herkesin bildiği üzere 06/05/2010 yılındaki “Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği”nde “Zorunlu Çalışma Yükümlülüğü Süreleri” başlıklı Madde 27’nin (2) bendinde “Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra Bakanlık öğretmen kadrolarında göreve başlayanlar” denilerek o andaki tüm öğretmenlere zorunlu hizmet muafiyeti getirilmişti.Bence çok gereksiz bir uygulamaydı.Şimdi ise doğuda öğretmen bulamamaktan yakınılıyor.Hatta hiç doğu yüzü görmemiş on binlerce öğretmen var bile diyebiliriz.Bir tarafta O tarihteki (2010)yönetmelikle zorunlu hizmetten muaf olan öğretmenler bir tarafta önceki memurluklarında zorunlu hizmeti yapmış olan veya yapıyorken MEB’e geçmiş ikinci defa zorunlu hizmete tabi olan ve tek suçları yönetmeliğin yayınlanmasından sonra atanmış olan kurumlararasıyla atanan öğretmenler.
Normalde devlet memurluğunda zorunlu hizmet yapılması esastır fakat ikinci defa yapılması hak gaspına neden olmaktadır.06.05.2010 Tarihinden sonra memurluktan öğretmenliğe geçenlerin suçu sırf bu tarihten önce bakanlığa öğretmen olarak geçememeleri mi ? Öğretmenler de eğitim öğretim sınıfı içinde yer alan devlet memurlarındandır ki diğer memurlarda olduğu gibi öğretmenlerin de bazı yükümlülükleri vardır.Bu yükümlülüklerinden biri Zorunlu hizmet yükümlülüğüdür.Peki Kurumlararası atanan öğretmenlerin memurken yaptığı zorunlu hizmeti öğretmenliğe geçince birden bire nasıl oluyorda sıfırlanmış gibi oluyor bu anlaşılmış değil.Onlar önceki görevlerinde de devletine ve milletine hizmet edip zorunlu hizmet sayılan bölgelerde görevlerini yerine getirdiler.
Ne yazıkki son yayınlanan 17 Nisan 2015 Cuma Günkü 29329 Sayılı Resmi Gazetedeki MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde de bu mağduriyet giderilmedi.Fakat artık MEB’in tozlu rafında bekleyen bu mağduriyetin tozlarının alınma vakti ve çözüme kavuşturulma vakti geldi de geçiyor bile.
Çözüm Önerileri;
1) Kurumlararası atanan öğretmenlerin zorunlu hizmet mağduriyetlerinin giderilememesinin nedeni olarak ilçelerde her zorunlu hizmet sayılan okulun farklı zorunlu hizmet süresi olduğunu bu yüzden önceki kurumlarındaki zorunlu hizmet süreleri ile ilişkilendirelemeyeceği ve Milli Eğitim Bakanlığına geçtikten sonra , 2010’dan önce farklı bir kurumda çalıştıkları için onları ilişkilendirecek okul bulamadıklarından teknik olarak bu sürelerin sayılamadığı gösteriliyor. Ancak bu öğretmenler 2010’dan önce devlet memuruydular o yüzden hukuki karinelere uygun bir şekilde böyle bir düzenlemenin de 2010’dan önceki yönetmelik göz önüne alınması gerekir.Bunun için de 2006 yılında yayınlanan yönetmelikte öngörülen zorunlu hizmet alanı ve sürelerine uygun bir ilişkilendirilmenin yapılması yerinde bir adım olacaktır. 2006’daki yönetmelikte zorunlu hizmet süreleri okul bazlı değil, ilçe bazlıydı. Hatta A, B, C, D, E şeklinde 5 bölgeye ayrılmıştı. Yani örneğin Afyonkarahisar’ın Başmakçı İlçesinin tüm okulları 7 yıllık zorunlu hizmet alanı idi.Dolayısıyla bu öğretmen arkadaşların farklı kurumlarda yaptıkları hizmetleri 2006’daki yönetmelik dikkate alınarak bağlı bulunduğu ilçeye göre zorunlu hizmet süresi olarak değerlendirilebilir.
Kurumlararası atanan öğretmenlerin 2010’dan sonra MEB’e geçmesinin gerekçe gösterilerek “Daha önceki kurumunuzda yaptığınız zorunlu hizmeti sayarken sizi hangi okulla ilişkilendirelim?” sorusuyla oluşabilecek itiraz noktasına da açıklık getirmek gerekirse; bu öğretmen arkadaşlar atanırken daha önceki kurumlarında yaptıkları görevleri zorunlu hizmet puanı verilerek Milli Eğitim Bakanlığına atamaları yapıldı. Yani önceki kurumlarında öğretmenlik yapmış gibi düşünülerek hizmet puanları verildi. O yüzden nasıl ki atamaya esas bile olan hizmet puanları verilirken kurumlararası atanan öğretmenleri hangi okulla ilişkilendirildi ise veya puanları verilirken hangi kriterler göz önüne alındıysa, aynı kriterler göz önüne alınarak, memurken o bölgelerde çalıştıkları süreler de Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki ilçe bazlı zorunlu hizmetten sayılıp bu problem çözülebilir.
2) Bilindiği üzere zorunlu hizmet alanları ve bölgeleri zaman ilerledikçe değişebilmektedir. Kurumlar arası geçen öğretmenlerin, eski kurumlarında çalışırken, Milli Eğitim Bakanlığı’nca Zorunlu Hizmet bölgesi sayılan bazı yerler daha sonradan zorunlu hizmet olmaktan çıktı. Bunun ayırımını yapmak ise bir hayli zor olabilir. Bu durumda olan öğretmenler, öğretmenliğe geçmeden önce zorunlu hizmet bölgesi sayılan bir yerde çalışmışlar ise, çalıştıkları yerin muadili olan en yakın yerleşim birimi ile değerlendirilebilirler.
3) 2010 öncesi Devlet Memuru olma şartı ile ve bu tarihten sonra Öğretmenliğe geçenlerin zorunlu hizmet muafiyeti konusunda ; çıkarılacak olan Ek maddeye, “06.05.2010’dan önce Devlet Memuru olanlar” düzenlemesiyle rahat bir şekilde aşılabilir. Ayrıca her sene ilk atamalarda en az 40.000 öğretmen atanmakta, Bu atanan öğretmenlerin çok büyük bir kısmı da doğuya atanmaktadır. Dolayısıyla Doğu’da öğretmen açığı öncelikle ilk atamalarla giderilmeye çalışılmaktadır. 40-45 yaşındaki bir öğretmenle yeni atanmış bir öğretmenin performansı aynı olamaz. Ayrıca kurumları farklı da olsa, bir devlet memuruna “iki kere” zorunlu hizmet yaptırılmamış olunacaktır.
Lafı açılmışken Milli Eğitim Bakanlığı, 2011’den beri hizmet süresine dayalı Kurumlar Arası İlk Atama yapmıyor. Yani bir devlet memurunun Öğretmen olabilmesi için önce KPSS’ ye girip sonra Kurumlar Arası Atama istemesi gerekir. Yani Kurumlar arası geçiş, 2011 ve öncesi gibi kolay değil. Dolayısıyla böyle bir düzenleme yapılmış olsa bile hizmet süresi esasına dayalı Kurumlar Arası İlk Atama yapılmadığı için herhangi bir sıkıntısı da olmayacaktır.
4) 17/04/2015 tarihli son yayınlanan MEB Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Zorunlu çalışma süresinden sayılmayacak süreler” başlıklı Madde 47’nin (ç) bendinde de aynen eski yönetmelikte olduğu gibi “Bakanlık ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 657 sayılı Kanun ile diğer personel kanunları kapsamında geçen süreler zorunlu çalışma süresinden sayılmaz.” Denilerek yine kurumlar arası atanan öğretmenler yukarıda bahsettiğim durumlardan ötürü ikinci kez mağdur edilmiştir.
O yüzden bu hüküm bu başlık altından kaldırılarak -"Zorunlu Çalışma Süresinden sayılacak süreler" başlıklı Madde 46'ya "06/05/2010 tarihinden önce 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa Bağlı bir devlet memuru iken, bu tarihten sonra Kurumlar Arası İlk Atama ile Milli Eğitim Bakanlığı´na geçenlerden, daha önceki kurumunda Milli Eğitim Bakanlığı´nca Zorunlu Hizmet Bölgesi sayılan yerlerde çalışanların çalıştıkları yıl kadar zorunlu hizmetleri düşülür." hükmünün eklenmesi birçok öğretmenin, memurluk süresince ikinci defa zorunlu hizmet bölgesinde çalışmasının önüne geçecek, böylece bir haksızlık da ortadan kalkacaktır.
Bütün bu teknik çözümlerin yanında, Kurumlar arası İlk atama ile öğretmen olup da gerçekten çok zor durumda olan, emekliliğine sadece birkaç yıl kalmış olmasına rağmen zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan ve hala çalışmaya devam eden, sadece “Öğretmen” olup bu ülkenin evlatlarına faydalı olmak için, eşinden ve çocuklarından ayrı kalmak zorunda kalan birçok öğretmenimizin varlığı ve ÇÖZÜM bekliyor olmaları; meselenin teknik yönünün yanı sıra, hakkaniyet ve insaniyet yönü olarak da durmaktadır.O yüzden Kurumlararası ilk Atama yolu ile öğretmen olanların zorunlu hizmet mağduriyetlerinin MEB’in tozlu rafından inme vakti gelmiştir diyorum.Ve bir an evvel yetkililerce bu çözüm önerileri ışığında bir çözüme kavuşturulacağını ümit ediyorum.
Saygılar
Sedat DEGER
Eğitimci Yazar
https://www.facebook.com/sedat.deger.526
https://twitter.com/sedatdeger09
Güncelleme Tarihi: 14 Mart 2016, 00:00