KPSS’deki kopya iddiaları gerekçesiyle geçen yıl istifa eden eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yaklaşık 10 aydır Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturması yürütülen ancak bir sonuç alınamayan “KPSS skandalı” ile ilgili olarak ilk kez yorumda bulundu ve bu olayı “organize örgütlü bir hırsızlık” olarak nitelendirdi.
10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı’nda sonuçlar açıklandıktan sonra 120 soruda 120 doğru yapan 350 kişinin ortaya çıkması üzerine sınavla ilgili şüpheler gündeme geldi ve soruların bir e-mail adresinden yayıldığı iddia edildi. İddialar üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatırken, sınav iptal edilerek, tekrarlandı. Yarımağan da “kurumun yıpranmaması” gerekçesiyle görevinden istifa etti.
SES KAYDI YA DA DİNLEME
Yarımağan Türkiye Bilişim Derneği’nin aylık dergisi “Bilişim”in bu ayki sayısında yazdığı makalesinde ÖSYM’deki kopya önlemlerini, kopya girişimlerini, KPSS skandalını, YGS’deki şifre olaylarını kaleme aldı. Habertürk'te yer alan habere göre; ilk toplu kopya olayının 1978 ÖSS’de saptandığını ve on binlerce adayın sınavının iptal edildiğini hatırlatan Yarımağan, KPSS’ye kadar alınan önlemlerle bu tür olayların yaşanmadığını anlattı. Yarımağan geçen yıl ise eğitim sendikalarının dikkat çekmesiyle Eğitim Bilimleri Sınavı’nda puan dağılımlarını incelediklerinde genel çan eğrisi dışında 2-3 bin kişilik bir grubun başka bir çan eğrisi oluşturduklarını saptadıklarını belirtti.
ÇALAN PROFESYONEL
Soruların matbaaya gönderilmeden önce sesli okunduğuna gönderme yapan Yarımağan’ın KPSS ile ilgili yorumu şöyle oldu: “Sorular sınavdan önce, büyük olasılıkla ses kaydı alınarak veya uzaktan dinleme yoluyla elde edilmiş ve 2-3 bin kişilik bir gruba sınavdan önce, örneğin bir deneme sınavında ulaştırılmış olabilir. Bu adayların tümü sınavda aynı yanıtları vermemiştir. Ancak sınavdan önce soruları çözdükleri için, diğer adaylara göre daha başarılı olmuşlardır. Olayın kesin bu şekilde olduğu tabii ki söylenemez. Ancak bulgular ciddi kuşku uyandıracak niteliktedir. Eğer sorular sınavdan önce elde edilmişse, büyük olasılıkla dinleme yoluyla elde edilmiş, başka bir deyişle çalınmıştır. Soruları çalan kişiler ÖSYM dışından profesyonel kişilerdir. Ancak bu kişilerin ÖSYM içinden işbirlikçileri de olabilir.
AĞZI ÇOK SIKILAR
Sınavdan önce soruları gören ve sayılarının 2-3 bin dolayında olduğu tahmin edilen adayların da ağzı çok sıkı kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Sınav yapılalı 9-10 ay geçmesine rağmen bu adaylar arasından pişman olan, itirafta ya da ihbarda bulunan çıkmamıştır. Gerek kopya olayını organize eden kişilerin, gerekse soruları sınavdan önce gören adayların çok örgütlü oldukları söylenebilir. Kanımca bu örgütlü bir hırsızlık olayıdır. ÖSYM yönetiminin ve çalışanlarının bu olayda belirgin bir kusuru yoktur. Sınav güvenlik önlemleri altında yapılmıştır. Ancak çok örgütlü bir grup bu sınavın güvenliğini kırmıştır. Bunu yaparken, belki de ÖSYM içindeki bir iki kişiden yardım almıştır.”