Eğitim Çalışanlarının 'BEY' Sendikası

2011 Yılı temsil yetkisinin Eğitim Bir-Sen’e geçmesiyle Sendikal örgütler için kullanılan terminolojide daha önce rastlamadığımız “bey” sıfatı ile de tanışmış olduk.

Eğitim Çalışanlarının 'BEY' Sendikası
Sahip oldukları pek çok niteliğin yanına mütevaziliği de ekleyen Sayın Eğitim Bir Sen yöneticilerinden Sosyal İşler ve Eğitimden Sorumlu GYK üyesi Teyfik Yağcı, yetkilenmiş sendikasına “Sen Artık Bey’sin” başlıklı yazısında şöyle sesleniyor:

“Dünümüz ve bugünümüz ile en geniş ve en külli anlamda tarih ve medeniyetimizle bugündeyiz, buradayız ve yarınlara doğru giden yolda bir köprübaşıyız. Bugünü böyle görüp, bu şekilde anlayıp gayret ve çabamızı yoğunlaştırarak devam ettireceğiz. Evet,  biz ehl-i hâliz ve namzet-i istikbaliz.”

Yazısını kadro, emek, grev, sendikal haklar gibi gereksiz ayrıntılarla kirletmeyip Şeyh Edebâli’nin öğütleriyle süsleyen değerli büyüğümüz, satırlarını “bey olan sendikama ve beyliğini bilen teşkilatıma selam olsun” şeklinde bitirmiş. Beylikler dönemimiz hayırlı olsun...

Eğitim Bir-Sen’in 2001 Yılı Resmi Üye Sayısı 18 bin, 2011 Resmi Olmayan Üye Sayısı 196 bindir. Bu müthiş büyümenin gerekçelerini, hangi sendikal başarının, kazanımın mükafatı olduğunu sorgulamak, belki de örnek almak gerek. 
Düne,  bugüne ve yarına dair iddialı olan bu sendikanın, yarın bizi nasıl teslim (pardon temsil) edeceğini kestirmek için elimizdeki tek sağlam veriye yani düne bakalım:

Genel Başkanı tarafından “hem bu dünyada hem de ahrette menfaati olmayan bize üye olmasın” şeklinde pazarlanan sendika, kuşkusuz cennet promosyonlu ilk sendikadır. Diğer tarafla pazarlıkları nasıl yürüttükleri meçhul olsa da bu taraftaki menfaatleri 2011 genel seçimlerinde onlarca EBS yöneticisinin topyekun AKP’den aday adayı olmasıyla netleşmiştir.

Bakanımız Sayın Çubukçu tarafından “Sendikacılığı sadece sokakta değil, masada yapan bir sendikadır” şeklinde takdir gören Eğitim Bir-Sen’i biz zaten sokaklarda eğitimciler için yürürken falan göremedik. Bir ara sözleşmeliler için eylem yapacak gibi olan yetkili sendikamızın etkili yöneticileri son olarak bakan hanımefendiyle makamda görüşerek genel seçim öncesi iyi dileklerini sunmakla yetindi. Anayasa referandumundan önce üye aidatlarını harcayarak donattıkları “EVET” temalı reklam panolarını bir kez bile öğretmenler için kullanmadılar. Kongreden iftara, piknikten sempozyuma her etkinlikleri başbakanımız dahil tüm kabinenin ilgisine mazhar oldu, helal olsun.

YGS skandalında ilk tatmin olanlar, YÖK ve ÖSYM’yi yere göğe sığdıramayanlar da onlardı. Aşkları karşılıksız değildi çok şükür. Kongrelerine konuk olan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, "Desteklerini hiç esirgemediler, kendilerine çok teşekkür ediyorum, kendilerine çok müteşekkiriz" diyerek bir hakkı teslim etti.

Tüm sendikaların ortak bir platformla destek olduğu Tekel İşçileri için “çalışmadan ücret alıyorlar” diyebilen sendika, Milli Eğitim Şurasında performansa dayalı kadronun ateşli savunucusu olarak gözlerimizi yaşarttı.

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’na üyelik başvurusu ilk kez 2006 Yılında reddedilen Memur-Sen’in 2010 başvurusu “örgütünüzün yaşadığı gelişmeler, istişare sürecinin olumsuz sonuçları ve Memur-Sen’in bağımsız karakterinin tartışılabilir olması durumu göz önüne alınarak, başvurunuzun dikkate alınmamasına kadar verilmiştir” denerek yok sayıldı.

Uluslararası bir çatı örgütünün sendikadan saymadığı BEY’i baş tacı eden gerçek, sahte, mecbur, bugünlük üyelerine son sözü yine aynı sendika söylesin:

*Sendikal hayatın en zor olanı ise sarı sendikalarla mücadeledir. Bu sendikalar, işveren kesiminin çalışanların kurdukları sendikaları denetimleri altına almak için kendi kontrollerinde oluşturdukları ve çalışanların haklarının gaspında kullandıkları birer araçtır.

*Alıntı: Eğitim Bir-Sen “Sendika İşyeri Temsilcisinin El Kitabı” Sayfa 9


Cansel GÜVEN
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı



Güncelleme Tarihi: 27 Mayıs 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER