BAŞBAKANDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor.

BAŞBAKANDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
 

İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI:

Son bir haftada Ankara ve İstanbul'da önemli temaslarımız oldu. Bunlardan birinde son dönemde kamuya yerleştirdiğimiz engelli kardeşlerimizle biraraya geldik.

Marmara bölgemizin milletvekilleri ve bölgenin parti temsilcilerimizle birlikte olduk, istişare yaptık.

6 bölgemizle görüştük, son olarak Ege bölgesi milletvekillerimizle biraraya geleceğiz.

Türkiye genelinde başlattığımız kentsel dönüşüm projesinde İstanbul genelinde 32 bin 205 bağımsız bölümün yıkımını gerçekleştirdik. Türkiye genelinde de 33 bin 529 bağımsız bölümü yıkarak kentsel dönüşümü başlattık. 2013'te 200 bin, 2014 sonunda ise 400 bin hedefini tutturacağız.

Ankara'daki Yunus Emre Çarşısındaki işyerleri yanan vatandaşlarımıza 5 bin TL maddi yardım yapıldı. Mağdur esnafların elektrik ve vergi borcu ertelenecek. 3 ay içinde yeniden yapılıp halkın hizmetine sunulacak.
 

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Dün Ergenekon davasında Silivri'de çıkan olaylar hakkında değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, "Milletin vekaletinde anarşi çıkarmak, terör estirmek, fiziki mekanları terörize etmek gibi bir yetki asla yoktur. Anayasanın hükümleri ortadadır. Ceza Kanunu'nun hükümleri ortadadır. Öyle zannediyorum ki yargı gereğini yapacaktır. Bize de ne düşüyorsa biz de gereğini yaparız" dedi.

Başbakan Erdoğan, çözüm süreci ile ilgili olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları il ilgili olarak, "Güvenlik güçlerimiz yargının rahat çalışabilmesi için her türlü tedbiri almaya devam edecektir. Çözüm sürecine karşı çıkan CHP'yi de tarih yargılamaya devam edecektir. CHP genel başkanı süreçle ilgili kendince sorular üretirken, MHP genel başkanı da sonuçla ilgili olarak korku senaryoları üretiyor" dedi. Erdoğan ayrıca, "Biz zaman zaman CHP'ye ana muhalefet, MHP'ye de yavru muhalefet yakıştırması yapıyoruz. MHP genel başkanı kabalığıyla öne geçti. Hele hele bugünkü konuşmasında ne kadar zirve yaptığını görürsünüz. Gerçekten ülkemizin siyasetine yakışmıyor.MHP kaba muhalefet, CHP'de muavin muhalefet konumuna terfi ettiler" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Ankara Yunus Emre Halk pazarında çıkan yangın ile ilgili olarak, "6 Mart'ta çıkan yangında kullanılamaz hale gelen Yunus Emre Hak Çarşısı yeniden inşa edilerek, 3 ay içinde esnafımızın kullanımına sunulması için gerekli talimatı verdim. Yaşanan yangın sonra Altındağ Belediyemiz, kaymakamlığımız ve valiliğimiz başta olmak üzere ilgili bütün birimler seferber oldu" dedi.

AKİL İNSANLAR HEYETİ

Başbakan Erdoğan geçtiğimiz hafta Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde gerçekleşen Akil İnsanlar Heyeti toplantısına değinerek, "Perşembe günü çözüm sürecine ilişkin olarak son derece önemli bir toplantıyı gerçekleştirdik. Akil insanlar heyeti 63 kişiden oluşuyor" dedi. Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: "Toplantımızda katılımcılardan söz alanlar, soru soranlar oldu. Görüşlerini ifade ettiler. Bu insanlar 9'ar kişilik gruplar halinde 7 coğrafi bölgede çalışmalar yapacaklar. İlk planda 2 aylık bir süreçte raporlarını hazırlarlayacaklar. Biz 1 ay sonra tekrar toplantı yapacağız. Bu arkadaşlarımız sahada çeşitli etkinlikler yapacaklar. Bazılar 'akil insanlar ifadesi yanlış' diyor, 'yiyiciler olur' diyor. Türkçede oturmuş bir ifade var. Biz kalkıp Arapça ders mi vereceğiz. Bir imam hatipli olarak Tayip Erdoğan söyler. Ben aslı neyse ona göre söylersem bu seferde onu eleştiriler. Gaflet bu, cehalet bu. Ama biz kervan yürüsün diyoruz. Bu 63 kişiyi yüzlerce kişi arasında seçtik. Bu insanları aynı çatı altında toplamak kolay bir şey değil. Normal şartlar altında bir araya getiremeyeceğiz bu 63 kişinin ortak bir paydası var. O masanın etrafında teferruata takılan değil, ortadaki yangını söndürmek için can atana insanlar var. Meselenin ciddiyetini bilen ve çözmek için yüreği heyecanla atan insanlar var. Sadece akan kanı, gözyaşını durdurmaya odaklanmış samimi insanlar var. O heyetin bir masa etrafında toplanması aynı karede fotoğraf vermesi, son derece umut verici, barıştırıcı bir olaydır. Ne Bahçeli'nin ne de onun muavini Kılıçdaroğlu'nun bunu sorgulayacak kalibresi yoktur.O 63 kişide olan cesaret, ne Bahçeli'de ne de Kemal Kılıçdaroğlu'nda yoktur. Süreci kenardan izlemeyi tercih ederken, o insanlar taşın altına elini koymayı tercih ettiler."

"KILIÇDAROĞLU, CHP'NİN BAŞINDA OLDUĞU SÜRECE..."

"CHP Genel Başkanı sadece sürece engel olmanın mücadelesini veriyor" diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Son derece art niyetli bir biçimde süreci sorgulamak, art niyettir. Kılıçdaroğlu, 'akil insanlar seçim sürecinde AK Parti'ye zaman kazandıracak' diyor. Hiç endişe etmesin. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin başında olduğu sürece bizim seçim kazanmak için zamana ihtiyacımız olmadı. Bu işin nasıl olacağı konusunda yöntem konusunda biz kırmızı çizgilerimizi kamuoyuna duyurduk. Sonuca ulaşmak için her yöntemin mubah olduğu anlayışında asla değiliz ve olamayız. Ancak kanı durdurmak, gençlerin ölümünü engellemek için çırpındığımız bir süreçte, kenarda durup zihinleri bulandırmak da insani değildir."

"YARGI GEREĞİNİ YAPACAKTIR"

Dün Ergenekon davasında Silivri'de çıkan olaylar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, "Dün CHP marjinal bir partinin kuyruğuna takıldı. Mahkemenin önünü savaş alanına çevirmeye çalıştı. Nerede karanlık örgüt varsa CHP onun arkasına takılıyor. Bunların içinde terör örgütleri de var. Kendileri politika üretemiyor. Başkalarının katarında durumu idare ediyor. Diyarbakır'a gidemeyen, Hakkari'de Türk bayrağı dalgalandıramayan CHP, Şam ve Silivri'nin kapısından hiç ayrılamıyor. Dün duruşma devam ederken, dışarıda CHP milletvekillerinin tahrikleriyle ortaya çıkan saldırılar, CHP'nin yargıya saygısını da ortaya koymuştur. Malum milletvekilleri mahkeme salonunda kendilerine ayrılan, oturmaları gereken yerde değil, kendileriyle ilgisi alakası olmayan avukatların yerinde oturmaya cüret etmeye kalktılar. Bu nasıl milletvekilliği? Milletin vekaletinde anarşi çıkarmak, terör estirmek, fiziki mekanları terörize etmek gibi bir yetki asla yoktur. Anayasanın hükümleri ortadadır. Ceza Kanunu'nun hükümleri ortadadır. Öyle zannediyorum ki yargı gereğini yapacaktır. Bize de ne düşüyorsa biz de gereğini yaparız" dedi.

"MHP KABA MUHALEFET, CHP'DE MUAVİN MUHALEFET"

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çözüm süreci ile ilgili açıklamaları hakkında da değerlendirmelerde bulunarak şunları ifade etti: "Güvenlik güçlerimiz yargının rahat çalışabilmesi için her türlü tedbiri almaya devam edecektir. Çözüm sürecine karşı çıkan CHP'yi de tarih yargılamaya devam edecektir. CHP genel başkanı süreçle ilgili kendince sorular üretirken, MHP genel başkanı da sonuçla ilgili olarak korku senaryoları üretiyor. Bir kere burada öncelikle ifade etmek zorundayım. Biz zaman zaman CHP'ye ana muhalefet, MHP'ye de yavru muhalefet yakıştırması yapıyoruz. MHP genel başkanı kabalığıyla öne geçti. Hele hele bugünkü konuşmasında ne kadar zirve yaptığını görürsünüz. Gerçekten ülkemizin siyasetine yakışmıyor.MHP kaba muhalefet, CHP'de muavin muhalefet konumuna terfi ettiler. Bu kafayla gittikleri sürece her ikisi de müzmin muhalefet, müebbet muhalefetten sıyrılamayacaklar."

"EMEKLİYE AYRILMASINI SAMİMİYETLE TAVSİYE EDİYORUZ"

Başbakan Erdoğan, Bahçeli'nin açıklamaları hakkında ayrıca, "Sayın Bahçeli son derece gergin. Terör biteceği için olsa gerek son derece mutsuz. Allah korusun bu hararetle, kayışın kopması, contaların yanması, motorun su kaynatması durumunda ciddi şekilde üzülürüz. Siyasette ortaya zaten hiçbir başarı koyamadı. Daha fazla gerilmeden emekliye ayrılmasını samimiyetle tavsiye ediyoruz. Sayın Bahçeli'yi edepten adaptan yoksun ifadelerinden dolayı ciddiye almıyoruz. Onu MHP tabanına havale ediyoruz" dedi. "MHP genel başkanını ciddiye almasak da MHP tabanına bir şeyler söylemem gerek" diyen Başbakan Erdoğan şunları kaydetti: "Şu anda kükremiş aslan numarası yapan Bahçeli'nin 1999'da nasıl kuzu kesildiğini, bu millete ne büyük faturalar ödettiğini hatırlatmam gerekiyor. Utanmadan sıkılmadan ihanet hıyanet kelimeyi ağzına alıyor. Kendisine tekrar hatırlatıyorum. Susuyorsak ciddiye almadığımızdan susuyoruz, sabrımızdan susuyoruz. Ama sabrımızın da bir sınırı var. Sadece üç buçuk yıllık iktidarı döneminde bu ülkeye ağır bedeller ödetti ki on yıl boyunca biz bu faturaları ödemek zorunda kaldık. Geliyorum içi boşaltılan bankalara. Bankacılık krizi yaşandı. TMSF'ye kamu bankalarına ve merkez bankasına ihraç edilen devlet iç borçlanmanın bedeli tam 111 milyar lira. Hazinenin yıllık bileşik faiziyle bu ülkenin ödediği fatura 231 milyar lira. Bunları da biz ödedik. Sayın Bahçeli hain görmek istiyorsa önce bu millete ödettiği 231 milyar liraya baksın, sonra da aynaya baksın. Sonra da aradığını görür. Bitmedi. 2001 krizi nedeniyle kamu bankalarına görev zararları için 3,2 milyar lira transfer yapıldı. Milletin, yetimin, öksüzün parasını burada kullanırken, biz kamu bankalarını kâra geçirdik. Zorunlu tasarruf adı altında işçiden memurdan kesinti yaptı. 13,5 katrilyon lira. Devlet işçsine memuruna borçlu olur mu? Onu da kapattık. Aynı şekilde KEY adı altında yine işçiden memurdan kesintiler yaptılar. 3,5 katrilyon. Onu da ödedik, halada makbuzunu bulup getirene ödeme yapıyoruz."

"TARİH BU İKİ GENEL BAŞKANI AFFETMEYECEK"

Başbakan Erdoğan, "Bize devrettiklerinde faiz oranı yüzde 63'tü. Üstelik devlet en fazla 9 ay süreyle borçlanabiliyordu. Aksi takdirde borç bulamıyordu" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda devletin borçlanma faizi yüzde 6'ya indi. Vade 9 ay değil şimdi 69 ay. Vadede buraya çıktı. Bu güvendir istikrardır. Sayın bahçeli çiftçiye yüzde 59 faizle kredi veriyordu. Şimdi çıkıp konuşuyor, biz çiftçiye zulüm ediyormuşuz. Bunlar DSP'nin de ANAP'ın da o DSP'de CHP'nin yavrusu içerisinde. Şu anda Ziraat Bankası'nın faiz oranı 0-7,5 arası. Bakınız nereden nereye. Aradaki fark ortada. Sayın Bahçeli'nin hükümeti esnafa yüzde 47 faizle kredi veriyordu, şimdi ise yüzde 5-8 arasında faizle kredi veriyoruz. Üstelik kredi miktarları mukayese edilemeyecek kadar fazla. Bu ülkenin parasının, pasaportunun, ay yıldızının değerini düşüren Devlet Bahçeli vatansever olacak, ama bu ülkeyi yıldız haline getiren Ak Parti ihanetle suçlanacak. 'Vur de vuralım, öl de ölelim' diyenlere 'Onun da zamanı gelecek' diyen genel başkanın ülkücü gençlere söyleyecek hiçbir sözü yoktur. Söz söyleyecek yüzü dahi yoktur. Tekrar söylüyorum edep yahu diyorum. Böylelerine aynaya bakıp, sağa sola hakaret yağdıranlara en güzel cevabı Mehmet Akif veriyor, "Şarka bakmaz, Garbi bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi". İnanın tarih bu iki genel başkanı affetmeyecek. Terör bittiğinde bu ülke huzura kavuştuğunda, tarih bu iki genel başkanı terör bitmesin diye çırpındıkları için kara bir leke olarak kaydedecek."

Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER