Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ömer Faruk Koçak, Ankara'da pilot olarak 1 Ekim 2010 tarihinde uygulamaya başlanan Çocuk İzlem Merkezleri'nin, çocukların istismar sonrasındaki süreçte örselenmesini engellemeyi amaçladığını belirtti.
Cinsel istismara uğrayan çocukların hem ruhen hem de fiziken örselendiğini, defalarca yıpratıcı süreci yaşadığını belirten Koçak, ailesiyle ya da tek başına kolluk kuvvetine müracaat eden çocuğun hem karakollarda hem hastanelerde hem de mahkemelerde defalarca olayı anlatmak zorunda kaldığını ifade etti.
İstismara uğrayan çocukların yaşadıkları sorunlardan bir diğerinin de damgalanma olduğunu dile getiren Koçak, çocuğun zaman zaman medya aracılığıyla kamuoyunda afişe edildiğini, okula gittiğinde bilindiğini anlatan Koçak, bunu engellemek için Çocuk İzlem Merkezi'ni bir hastanenin içerisinde kurduklarını kaydetti. Böylece ilgili kişilerin kolluk kuvvetleri, sağlık çalışanları ya da öğretmenler aracılığıyla çocuğun hastaneye gidiyormuş gibi getirildiğini söyleyen Koçak, polislerin kendilerine başvuran çocukları sivil araçla, sivil görevlilerle hastaneye getirdiğini anlattı.
Hastanede çocuklar için uygun bir mekan oluşturulduğunu ifade eden Koçak, çocuğun ifadesinin aynalı bir odada psikologla konuşurken Cumhuriyet Savcısı tarafından alındığını, gerekirse savcının talimatla içeri soru gönderebildiğini dile getirdi. Çocuğun psikolog eşliğinde alınan ifadesinin kayıt edildiğini de anlatan Koçak, muayenelerin ve gerekiyorsa ilk tedavilerin de bu hastanede uygulandığını söyledi. Koçak, gerektiğinde çocuk psikiyatristlerinin de çocuğun ruhsal açıdan tedavisini yaptıklarını belirtti.
Çocuğun uğradığı istismara yönelik raporların da burada düzenlendiğini kaydeden Koçak, raporun düzenlenmesiyle ilgili Adalet Bakanlığı ve Yargıtay'ın da kendilerine destek verdiğini söyledi. Raporda adli süreçte gereken bilgileri Yargıtay'ın ve Adli Tıp Kurumu uzmanlarının katkılarıyla hazırladıklarını dile getiren Koçak, uluslararası standartlarda, Dünya Sağlık Örgütü'nün rehberlerinden faydalanılarak raporu oluşturduklarını söyledi. Koçak, ''Merkezde ilk rapor buna göre hazırlanıyor. Mahkemelerden raporların iyi hazırlandığı ve tekrar adli tıbba gitmeye gerek kalmayacağı yönünde geri beslemeler alıyoruz. Mahkeme esnasında tekrar rapor alınması kararı verilirse buna yapabileceğimiz bir şey yok ama biz mahkemelerin bütün ihtiyaç duyacağı bilgileri bu rapora koymaya gayret ediyoruz'' diye konuştu.
Bu çalışmanın çocuğu istismara uğramış ailelerin prosedürlerle ilgili uğraşmalarını gerektirmemesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Koçak, ayrıca ailelere de gerektiğinde psikolog ya da psikiyatristler tarafından destek verildiğini bildirdi.
Ankara'da 6 aydır devam eden uygulamanın başarılı sonuçları olduğunu belirten Koçak, ''Merkeze her gün en az bir vaka geliyor, bazen 3 vakaya kadar çıkıyor. Bu vakalar bilinenden çok daha fazla önlenebilir olanları da çok fazla'' dedi.
İMAMLAR KUR'AN KURSLARINDA ÇOCUKLARI BİLGİLENDİRECEK
Projenin bir diğer ayağının da önlenebilir nitelikte cinsel istismarın ilgili kamu personelleri tarafından fark edilerek önlenmesini sağlama olduğunu dile getiren Koçak, bu kapsamda 60 bin kamu personeline cinsel istismar eğitimi verileceğini kaydetti. Koçak, çocuklarla birebir ilgilenen öğretmenler, polisler ve sağlık ve yargı çalışanları ile Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olduğunu bildiren Koçak, kurum içinde hangi branştakilerin eğitim alması gerektiğini kurumların belirleyeceğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı’nın lojistik merkez görevi görerek bu eğitimlerle ilgili şablonu oluşturduğunu dile getiren Koçak, kamu personeline verilecek eğitimlerde ''çocuk istismarı nedir? Hangi olaylarda çocuğa yönelik cinsel istismardan şüphelenilmesi gerekir? Çocuk İzlem Merkezleri'ne nasıl ulaşılmalı? Çocuk istismarını önlemek için neler yapılabilir?'' gibi konuların ele alınacağını kaydetti.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilk etapta rehber öğretmenlerle, okul yöneticilerini eğiteceğini belirten Koçak, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da aile irşat rehberlik bürolarında çalışan personelle, imamlara yönelik eğitimler vermeyi planlandığını ifade etti. Koçak, imamların Kur'an Kurslarında çocukları konuyla ilgili onların anlayabileceği bir dilde bilgilendirmelerini öngördüklerini dile getirdi. Koçak, eğitimlerin bir kısmının da uzaktan eğitim yoluyla verileceğini bildirdi.
'VAKALAR BİLİNENDEN ÇOK DAHA FAZLA'
Eğitimlerin mümkün olduğunca çocuğa yönelik cinsel istismarı azaltma, önleme amacıyla verileceğini anlatan Koçak, ''Çocuğa yönelik cinsel istismar vakaları bilinenden çok daha fazla ama önlenebilir olanları da çok. Bu nedenle kamu görevlileri imkanlarına göre eğitimleri çerçevesinde aileler ve çocuklarda bu konuda farkındalık oluşturacak. Önleyemediğimiz durumlarda ise en azından çocukta defalarca yaşanan örselenmeyi ortadan kaldırma veya asgariye indirmek için Çocuk İzlem Merkezleri'ni kurduk. Bundan sonrası için de çalışmanın rehabilitasyon süreci ayağı olacak. Çocuğun sağlıklı bir birey olarak topluma tekrar kazandırılıncaya kadar takip edilmesi, gerekirse koruma hizmetinin verilmesi konusunda da en önemli partnerimiz SHÇEK ve aileler'' diye konuştu.
'ÇOCUĞUN NEYİN İSTİSMAR OLDUĞUNU BİLMESİ GEREKİR'
Aile içinden bir cinsel saldırı söz konusuysa bunun aile içinde rehabilite edilmesi gerektiğine işaret eden Koçak, şunları kaydetti:
''Çocuğun istismar ortamını tanıması lazım. Neyin istismar olduğunu bilmesi gerekir. Bunun öncül göstergeleri vardır. Bunlar hakkında çocuklar ve aileler bilgi sahibi olacak ve çocukların daha iyi korunması sağlanacak. Bu istismarlar aile içindense buna yönelik çocuklarda bilinç oluşturulacak. Ama burada ince bir çizgi var. Bizim Türk toplumunda çocuklarla münasebet diğer toplumlardan biraz daha samimidir, yakındır. O nedenle toplumda bir paranoya oluşturmadan, anne babanın ve akrabaların çocukla ilişkisini bozmadan cinsel istismara fırsat verecek ortamlara yönelik tedbirler alınmasını amaçlanıyoruz.
Önleyici tedbirler olarak kolluk kuvvetlerinin yapabileceği şeyler var. Bu konuda farkındalığı artırmayı düşünüyoruz. Hüküm giymiş olanlar var. Bunların bilinmesi, riskli olan yerlerde özel tedbirler alması gibi çalışmalar yapılacak. Diyanet personeli de görev aldıkları yerlerde hem ailelere hem de çocuklara bilgiler verecek. Özellikle aile dışından maruz kalınan cinsel istismarda çocukların da ailelerin de çok dikkatli olması lazım. Birçok vaka dikkat eksikliğinden meydana geliyor. Mümkün olduğunca bunların azaltılması lazım.''