Koronavirüs Sonrası Ülkelerin İlk Hedefi

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dünya ekonomisinde, finansal piyasalarda ve küresel ticarette ezberleri bozarken, hükümetler ve merkez bankaları trilyonlarca dolarlık destek paketleriyle ülke ekonomilerini eski günlerine döndürmek için yoğun çaba sarf ediyor.

Koronavirüs Sonrası Ülkelerin İlk Hedefi

Salgın sonrası süreçte küresel ticaretten piyasalara kadar hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı yönünde görüşler artarken, global kaybın ancak birkaç sene sonra yerine koyulabileceği öngörülüyor.

Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Orkun Gödek, video konferans yöntemiyle ABD ile Çin arasındaki ticaretin geleceğine, ekonomik aktivite ve son dönem gelişmelerine dair sorularını yanıtladı.

ABD'nin Apple, Microsoft gibi büyük organizasyonlarının ülkeler arasında kolay taşınacağını düşünmediğini ülkelerin daha spesifik, güvenlikleri için uygun gördükleri sektörlerin üretimini ülke içine taşıma gibi bir çaba içerisinde olacaklarını değerlendiren Gödek, global ticaretin bitmeyeceğini ancak hizmet ve turizm sektörü üzerinden ticareti kurgulayan ülkelerin toparlanma hızında sorunlar yaşanabileceğini söyledi.

Gödek, insanların salgın sürecinden çekinceyle çıkacağını ve eskisi kadar mobil olunmayacağını dile getirdi.

Salgın öncesinde ülkelerin özellikle savunma sanayisinde millileştirme adımları attığını hatırlatan Gödek, "Savunma sanayisinin yanına ilaç sektörü, sağlık alanında kullanılan ekipman dahil edilecek ve bunların üretimi ülke içinde yapılacak."

Gödek, dünyanın bu sürece hazırlıksız yakalandığını ve büyük görülen birçok ülkenin başarısız olduğunu söyledi.

5-10 sene sonra ticaretle ilgili okuma yapan insanların, araştırmacıların veya öğrencilerin son 10 seneyi ikiye bölerek anlatacağını söyleyen Gödek, "İlki ABD Başkanı Trump ile Çin arasındaki ticaret gerginliği.

Bu küresel ticarete büyük sekte vurdu. Dünya arz zincirinin aksayabileceği fark edildi. Çin'in güvenlik açısından yeteri kadar güvenilir olmadığı fark edildi.

İkincisi de Kovid-19 salgını. Bu salgınla birlikte ülkeler tüm sınırlarını kapatabileceğini hatırladı. Bunu sağlık kaygısıyla yaptılar. Birçok mal gümrüklerde bekledi, bekliyor.

Belki de son dönemde önemi artan demir yolu taşımacılığını daha çok hatırlayacağız. Küresel ticareti, kovid öncesi ve kovid sonrası diye okuyacağız. Tabii yanına ABD-Çin gerginliğini de koyarak.

Global kaybın 1,5-2 seneden önce yerine konması çok zor

Orkun Gödek, "ABD'nin ve Almanya'nın salgın sebebiyle Çin'den tazminat talep etme girişimlerini ticaret savaşlarının farklı bir versiyonu olarak mı okumalıyız?" sorusu üzerine, son iki senelik zamanın kendisine dünya ekonomisine dair konuşurken "olmaz" dememeyi öğrettiğini söyledi.

Bunun kısa vadede olmayacağını belirten Gödek, şunları söyledi:

Dünya ekonomisi çok ciddi bir resesyonun içinde. İçerisinde bulunduğumuz sürecin ne kadar zayıf olduğunu bilmiyoruz, daha bunu ölçemedik. Bunu ölçtükten sonra hangi hasarla ve ne kadar süre sonra bundan çıkacağımızı anlayacağız.

Sonrasında da kaybettiğimizi yerine koyacağız. Global kaybın 1,5-2 seneden önce yerine konması çok zor. Kısa vadede bu kadar kırılgan bir ortam varken, dünya ticaretinin ciddi bir savaşı daha kaldıracağını düşünmüyorum.

Bu çoğu yerde iflas anlamına gelir. 2-3 sene sonra kayıplar yerine konulduktan sonra 'Olmaz diyebilir miyiz?', ikinci dönemine gideceğini düşündüğüm Başkan Trump'la 'hayır' diyemem soruna.

2020 iç talep ağırlıklı gidecek

Gödek, salgın sonrasında ülkelerin mecburiyetten dolayı iç talebe yönelik üretim yapacağını belirtti. Arz zincirinde, teslimat sürelerinde sorunlar yaşandığını söyleyen Gödek, talep tarafında ciddi gerilemelerin görüldüğünü söyledi.

Arz zinciri ve talep kaynaklı sorunlar sebebiyle ülkelerin hep iç talebi artırmaya yönelik adımlar attığına dikkati çeken Gödek, "Dünyada 2. çeyreğin sonundan itibaren canlandırma adımlarının iç talebi destekleyici olarak hızlandırılacağını düşünüyorum.

Şu an atılan adımlar kaybolan talebi yerine koymaktan ziyade işsizliği engellemek ve şirketlerin yaşamasını sağlamak adına. Bir sonraki adımda birçok ülkede iç talebi canlandırmak için vergi indirimleri göreceğiz.

Bu da 2020'nin iç talep ağırlıklı gideceğini düşündürüyor. 4. çeyrekle birlikte tabii ki ihracata dönülecek. Ama bildiğimiz alışageldiğimiz seviyede olması biraz zaman alacak.

Orkun Gödek, Türkiye'yi bu zamanda nerede konumlandırırsınız, sürece hazırlıklı mı yakalandık?" sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:

Döviz borcu, dövize ihtiyaç üzerinden baktığımızda gereksinim olduğu aşikar. Kamuoyunda swap ve repo kavramların tartışılması buradan doğuyor. Özel sektörün ödemek zorunda olduğu döviz borcunun ağırlıklı olarak bankalar üzerinden döndürüldüğünü görüyoruz.

Banklar da yüzde 70-80 oranıyla borçlarını çeviriyorlar. Bankalarımız dışarıda saygın. Çok ciddi ortakları var. Dünyada dolara olan talep dış borçlanmalarda bir miktar maliyet artışına gidecek.

Biz geçen sene daha düşük bir büyüme sergiledik. Bu da hem döviz borcuna gitmemizi engelledi hem de cari dengede fazla verdik. Bu sürece daha az bütçe açığı ile girebilseydik daha çok manevra alanımız olabilirdi. Şu anda bütün dünyada genişleyici maliye politika adımları atılıyor. Bu nedenle gevşemeye giden ülkelerin göze battığı bir dönem değil.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER