Koronavirüs salgını sebebiyle vatandaşların evden çıkmaması ve bazı vatandaşların evde kendi ekmeklerini pişirmesi nedeniyle İstanbul'daki fırınlarda ekmek satışlarının yüzde 35 düştüğünü açıklayan İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin, Ticari manada evde ekmek yapılmasını istemememiz gerekiyor. Fakat içinde bulunduğumuz durumdan ötürü olaylara ticari bakmak istemiyoruz.
Koronavirüs salgını nedeniyle eve kapanan vatandaşlar, gerek hazır maya gerekse ekşi maya gibi yöntemler kullanarak kendi ekmeklerini pişirirken fırınlara olan rağbet azaldı.
Salgın sebebiyle vatandaşların tedirgin olduğunu belirten Çetin, İnsanlar evden fazla çıkmak istemiyorlar. Market ve fırınlarda ekmek satışı şu anda yüzde 35 düştü.
Bunun sebebi, insanlar evlerine un aldı, evde ekmek pişiriyorlar. İkinci bir husus ise okulların tatil olması. İstanbul'dan çıkışların yasaklanmamasından önce bir miktar İstanbullu memleketelerine, yazlıklarına ve ören yerlerine gittiler. Bu iki sebepten dolayı düşüş yaşandı.
Çetin, 24 Nisan'da başlayacak olan Ramazan Ayı'nda, ekmek satışlarının artacağını tahmin ettiklerini dile getirerek, Ramazan kültürümüz farklı. Oruç tutanımız, tutmayanımız pideyi seviyor.
İnsanların evde Ramazan pidesi yapma şansı çok yok. O normal ekmek gibi değil, farklı bir hamuru, yapım şekli, farklı bir lezzeti var. O manada insanların fırınları tercih edeceklerini düşünüyorum.
Belki bu Ramazan, geçmiş Ramazanlara göre biraz daha iyi olabilir fırın tezgahları açısından. Marketlerde, bakkallarda satışlar düşük geçebilir.
Vatandaşların evde ekmek pişirmesini olumlu karşıladıklarını söyleyen Çetin, şunları söyledi:
Vatandaşların evlerinde ekmek yapmalarında bir sakınca yok. Ama tabi fırının yaptığı ekmek kalitesi ve lezzetinde olması zor. Çünkü şartlar ve belki ham madde uygun değil. Fırında yapılan ekmek ile evde yapılan arasında lezzet farkı, tat farkı olacaktır.
İstanbul'daki fırınların yaklaşık yüzde 85'i butik, taş kara fırınlar. Kara fırınla, evdeki fırında veya ocakta yapılan ekmek kalitesinin bir olma şartı çok mümkün değil.
Ben İstanbul Fırıncılar Odası Başkanıyım, üyelerim var. Ticari manada evde ekmek yapılmasını istemememiz gerekiyor. Fakat içinde bulunduğumuz durumdan ötürü, olaylara ticari bakmak istemiyoruz. Vatandaşlarımızın sağlığı sıhhati ekonomiden, paradan daha önce geliyor. Bu insanlar bize her daim lazım. Belki bu süreç 15 gün, 1 ay sonra bitecek. Bittikten sonra biz muhtemelen yine eskisi gibi çalışacağız.
Çetin, fırınların sadece ekmek ürettiğini ve çoğunluğunun da butik işletme olduğuna dikkati çekerek,"3 Bin ekmek üreten bir işletme, işçi, kira, hammadde gibi maliyetlerini buna göre ayarlar. Bu sayı 2 Bin ekmeğe düştüğünde, ekmeğin maliyeti de otomatik olarak yukarı çıkıyor.
Dolayısıyla işletme zarar ediyor. Fırın esnafları genel manada küçük esnaflar. Dolayısıyla bunu çok uzun vadede götüreceklerini düşünmüyorum. Şu an hepsi sağlıkçılar gibi fedakarlık yapıyor.
Fırınlarını 24 saat açık tutuyor, hiçbir şekilde ekmek çıkarmama pozisyonuna girmiyor. Az da olsa hizmetini verme gayreti içindeler. Meslektaşlarıma, üyelerime bu anlamda teşekkür ediyorum.
Fırınların un ve maya stoğuyla ilgili İstanbul'da herhangi bir sıkıntı olmadığını bildiren Çetin, Ne unda ne de mayada bir sıkıntı yok. Halkımız bu konuda hiçbir kaygı duymasın. Diledikleri kadar ekmek üretme pozisyonundayız.
Çetin, evde ekmek pişiren vatandaşlara da şu tavsiyelerde bulundu:
İyi ekmek iyi undan yapılır. Öncelikle iyi unları tercih etmelerini öneriyorum. Halkımız şu an biraz daha duyarlı. Esmer, çavdar, tam buğday, tahıl, sarı buğday gibi ürünleri denemelerini, bu manada çalışmalar yapmalarını öneriyorum.
Bizler endüstriyel üretim yaptığımız için hazır maya kullanıyoruz ama evlerde ekşi mayaları varsa ekşi mayalı ekmek yapabilirler. Ekşi maya yapmak da bir ustalık ister, tecrübe, deneyim ister. Bunu da dengede tutmak gerekiyor. Bu illetin, halkımızın üzerinde çok çabuk ve süratli şeklide kalkmasını temenni ediyorum.
Güncelleme Tarihi: 02 Nisan 2020, 13:02