Milliyet yazarı Cem Kılıç bugünkü köşesinde çalışanlara verilen yemek kartlarına yatırılan ücretin KDV artışı sebebiyle güncellenmesi gerektiğini yazdı.
İşte Kılıç’ın yazısı şöyle:
ÇALIŞANLARIN YEMEK PARASI KDV İLE ERİDİ
"Türkiye ekonomisinin toparlanması ve depremin ekonomik etkilerinin hafifletilmesi adına atılan adımlar önemli. Bu adımlar atılırken gerek ücretler gerekse sağlanan mali haklar bakımından zorluklar yaşanıyor. Son günlerde yaşanan önemli bir zorluk çalışanların yemek parasıyla ilgili.
Hem KDV oranındaki artış, hem de yemek ve gıda fiyatlarındaki artışlardan dolayı en son Ocak 2023 itibariyle 110 TL + KDV olarak açıklanan günlük yemek bedeli istisna tutarı çalışanın düzgün beslenmesi adına yetersiz kalmıştır. Bu konuda ilave bir düzenlemeye ihtiyaç olması söz konusu.
Çalışanların yemek paraları, yüzde 8’den yüzde 10’a çıkan KDV oranı sonucunda erimiş durumda. Örneğin çalışanlar bir porsiyon yemeğe KDV dahil 170 TL verirken aynı yemeğe şimdi artan KDV oranı yüzünden 173 TL verecekler. Tabii bu örnekte yeme içme sektörüne sadece KDV artışının yansıyacağı varsayılırsa bu tablo ortaya çıkıyor.
DIŞARDA YEMEK YEME FİYATI SON BİR SENEDE YÜZDE 91 ARTTI
Geçen hafta İTO Başkanı Şekip Avdagiç’in yaptığı açıklamaya göre, dışarıda yenen yemek fiyatları sadece son bir senede yüzde 91.6 arttı. Akaryakıt zamları sonrasında ise sebze, meyve nakliyesindeki artışlarla birlikte yeme - içme sektöründe fiyatların daha da yukarı doğru hareketi gerçekleşecektir.
Çalışanların, özellikle sanayi, imalat gibi sektörlerde yüksek efor sarf eden çalışanların öğlen yemeğinde alması gereken kalori miktarı yüksek. Diğer yandan bu kalori miktarının dengeli bir biçimde alınması da önemli.
DENGELİ BİR YEMEK ORTALAMA 170 TL
Bugün çorba, etli sulu yemek, pilav ve içecekten oluşan dengeli bir öğle yemeğinin büyük şehirlerde haziran ayı ortalaması yaklaşık 170 TL civarında. Bu koşullar altında işverenlere sağlanan vergi istisnası ve sigorta prim muafiyeti tutarlarının çalışanların günlük dengeli bir beslenme ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalma durumu söz konusu.
İşverenlere, çalışanlara yemek parası vermeleri halinde iki avantaj sağlanıyor. Birincisi vergi istisnası. Bu istisna sayesinde işverenin çalışana yemek parası vermesi durumunda belirlenen günlük limite kadar olan tutarlardan gelir ve damga vergisi alınmıyor. Dolayısıyla çalışanın eline geçen rakam net oluyor.
İkinci avantaj ise sigorta prim muafiyeti. Çalışana yemek kartı ya da nakit olarak verilen yemek parasında yine belirli bir tutara kadar sigorta primi alınmıyor. Böyle olunca da işveren SGK’ya prim ödemeden çalışana yemek parası ödeyebiliyor. Bu muafiyet tutarları pek çok işveren için yemek parasının üst limiti anlamına geliyor. Çünkü bu limitlerin aşılması halinde vergi ve prim maliyeti tutarlara ekleniyor.
VERGİ İSTİSNASI 121 TL
KDV oranındaki artış sonrası günlük yemek bedeli istisnası KDV dahil 121 TL’ye yükseldi. Sigorta prim muafiyeti ise asgari ücret artışı sonrası 105.75 TL’ye yükseldi. Bu şu anlama geliyor: Bir işveren çalışanına yemek kartı ile günlük 105.75 TL yemek parası öderse bu tutar için vergi ve prim ödemiyor. Ancak 105.75 TL’nin üzerinde bir tutar öderse bu tutardan sigorta primi kesilmesi gerekiyor.
Şirketler SGK primi muafiyetini referans alırlarsa yine mağdur olan çalışan oluyor. Bu mağduriyetin giderilmesi için günlük yemek bedelindeki SGK primi uygulamasının, eskisi gibi herhangi bir limite bağlı olmadan ayni yardım statüsünde değerlendirilmesi gerekir. Ve prime esas kazanca dahil edilmemelidir. Yoksa işveren çalışana öğle yemeği sağlamak için bir de ilaveten prim yükü altına girmiş oluyor. Hal böyle olunca bu yardımı layığıyla yapmıyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi çalışan mağdur oluyor.
KDV ARTIŞI YANSITILMALI
KDV artışının yemek bedelinde doğurduğu yükselişin işverenler tarafından telafi edilmesi önemli. KDV artışı sonrası yemek fiyatlarında gerçekleşen farkın işveren tarafından ivedilikle çalışanlara yansıtılması çalışanın mağdur olmaması açısından çok önemli. İş verenler çalışan verimliliğini ve motivasyonunu sağlamak için günlük yemek bedeli istisnası ötesine geçerek reel restoran fiyatlarına göre yemek ödeneği vermeli.
Kaliteli iş gücünü elde tutmak adına çalışanın yanında olmak artık çok değerli. İnsan kaynakları uzmanlarının ortak yorumuna göre; artık günümüzde, yetenekli bir çalışanın işten ayrılıp yerini başka bir çalışana devrettiğinde yeni gelen çalışanın aynı iş verimliliğine ulaşması ortalama 7 ay gibi bir süre alıyor. Özellikle yemek yan hakkı da, çalışanı elde tutabilmek için nispeten az maliyetli ama algısı çok daha yüksek bir unsur.
Geçen sene asgari ücret artışı yapılırken çok doğru bir uygulama ile çalışanın sadece maaşı değil sağlıklı ve dengeli beslenmesi de gözetilmiş ve günlük yemek bedeli istisnası da enflasyon ile paralel yükseltilmişti. Dolayısıyla, şu anki günlük yemek bedeli istisnası ve restoran menü fiyatları karşılaştırıldığında yine böyle bir artışın gerekliliği ortadadır. Zira çalışanın dengeli beslenmesi, iş verimliliğini sağlayan, iş kazalarının önüne geçilmesinde çok önemli etkenlerden bir tanesidir.
YEMEK KARTI YAYGINLAŞMALI
Yemek kartlarının yaygınlaşması çalışanın iş saatlerinde yemek ihtiyacının karşılanması adına çok elzem. Nitekim çalışan kart yerine nakit olarak yemek parasını işverenden alıyorsa, genellikle bu parayı yemeğe harcama yerine başka ihtiyaçları için kullanabiliyor. Özellikle ücretlerin fiyat artışları karşısında alım gücünü yitirdiği ortamda bu durum daha çok hissediliyor. Bu nedenle çalışanın iş sağlığı ve güvenliği ve ayrıca verimliliği bağlamında yemek kartlarının kullanılması çok daha mantıklı görünüyor."
Karar Gazetesi