Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Dramatik Yazarlık Bölümü Ana Sanat Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Öztahtalı, yaptığı açıklamada, öğrencilerin akademik ve sosyal başarılarının okuma becerisi kazanımından geçtiğini söyledi.
Okuma konusunda gerekli yeterlilikleri sağlayan bir çocuğun, derslerinde başarılı olmasının kolaylaşacağını belirten Öztahtalı, Salgın sürecinde en çok dikkati çeken şey, birinci ve ikinci sınıfların okuma becerisini nasıl kazandığı.
Birinci sınıfların ikinci yarıyılı maalesef pandemi nedeniyle uzaktan eğitime dönmüştü. Yeni eğitim öğretim yılının ilk günleri de yine uzaktan yapılacak.
Bu bağlamda birinci sınıfların okumayı bir beceri olarak kazanması zorlaşıyor. Burada aileye de çok ciddi bir görev düşüyor. Çocuğun okumayla, kitapla tanışması, kitaba karşı bir sevgi beslemesi, çok önemli.
Öztahtalı, evdeki ortamın uygun koşullara getirilmesinin, birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin okumayla ilgili becerisinin gelişmesine ciddi katkılar sağlayabileceğini söyledi.
Geçen eğitim öğretim yılında okumayla ilgili başlangıç yapan, alfabeyi, hece çatmayı, okumayı öğrenen ikinci sınıfların, kitaplara ısınmaya başladıkları sırada uzaktan eğitime geçildiğini hatırlatan Öztahtalı, şöyle devam etti:
Bu çocukların okumayla aralarındaki buzları eritmenin çok basit yolları var. Bunlardan biri, onların kişiliğine, bakış açısına uygun kitaplar seçmelerini sağlamak.
Anne ve babanın seçtiği kitaplar değil, çocuğun kendi zevkine göre seçtiği kitaplarda okuma zevki oluşturmak, işi çok daha basitleştiriyor. İkinci sınıf çocuklarının kitaplarında mutlaka resimler olmalı.
Eğer aileyle bir okuma yapılıyorsa önce resimler üzerine konuşulmalı. Resimden hareketle kitabın içeriğiyle ilgili bir altyapı oluşturulmalı ki çocuk okumaya başladığında konuşulanlardan hareketle okumayı kolaylaştıran bir avantaj sağlasın.
Evde okuma saati yapılmasının okuma becerisini güçlendirdiğine dikkati çeken Öztahtalı, aile bireylerinin tamamının günün uygun bir saatinde topluca kitap okumasının ve bunun alışkanlığa dönüştürülmesinin çok iyi sonuçlar vereceğini anlattı.
Azdan çoğa, kolaydan zora doğru bir yol izlenmeli
Çocuğun kitapla nasıl tanıştığının çok önemli olduğunu dile getiren Öztahtalı, Çocuğun okumayı bir alışkanlığa dönüştürmesi, okumayı zevkle yapmasını sağlayacak şey, kitapla uygun bir şekilde tanışma.
Burada anne ve babalara çok ciddi bir görev düşüyor. Anne ve babanın çocuğun kitapla tanıştığı o ilk aylarda çok hassas olması lazım. Çocuğun kitaba karşı eğilimini artırabilecek ödüller koyması, onunla birlikte okuması, okudukları kitapları birlikte tartışmaları lazım. Aslında okuduğu kitabı, çocuğa yaşatması lazım.
Dr. Öğr. Üyesi Öztahtalı, okumayı alışkanlığa dönüştürmenin basit formülleri olduğunu söyledi.
Özellikle okumaya karşı direnç gösteren çocukların azdan çoğa, kolaydan zora doğru bir yol izlemeleri uygun olacaktır. Önce az sayfalı kitaplarla başlamak, doğru olur diyen Öztahtalı, çocuğun kimliğine, kişiliğine, bakışına, zevkine uygun kitaplar seçilmesinin önemine değindi.
Öztahtalı, Kitap okumayı alışkanlık haline getirmenin en önemli yolu, düzenli ve devamlı okumak. Çocuğun akademik başarıya ulaşmasında okuma becerisinin ciddi derecede gelişmiş olması şart.
Okuma, ders çalışma ortamı için tek bir alan belirlenmeli
Türkçe öğretmeni Sedef Özbayraklar da çocuklar okumaya başlamadan önce uygun koşulların hazırlanması gerektiğini belirtti.
Odanın havalandırılmasını öneren Özbayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Daha sonra uygun bir ışık gerekli. Tavsiye edilen ışık, her zaman için gün ışığıdır. Çocuk, okumayı sessiz bir ortamda yapmalıdır ki rahat odaklanabilsin. Yeni bir kitaba başlanıyorsa çocuğun yazar ve kitabın konusu hakkında kısaca düşünmesi gerekir.
Devam ettiği bir kitapsa kaldığı yere kadar neler anlatıldığı, olayların nasıl ilerlediği hakkında 1-2 dakikalık düşünmeden sonra okumaya başlaması, çocuk için çok faydalı olacaktır.
Çocuklar, masa başında, dik bir pozisyonda oturarak, kitabı göz hizasında tutarak okumalı. Dik oturduğumuzda daha rahat nefes alırız. Bu da okuma için çok önemlidir. Yatarak, uzanarak okumayı tavsiye etmiyoruz.
Psikolog Sezen Tunca ise çocuğun bir rutini olması gerektiğini söyledi
Okuma, ders çalışma ortamı için tek alan belirlenmesinin önemini söyleyen Tunca, Bunun için çocuğun kendi odası tercih edilebilir. Sade bir alan olmalı. Çocukların hafta içi ve hafta sonu günlük rutinleri sürmeli.
Ev ortamı, gerçek bir okul ortamı değil. Çocuklara neden evde eğitim almak zorunda olduğu uygun bir dille anlatılmalı. Eğitimden sonra mutlaka ne hissettiği sorulmalı, 5-10 dakika çocukla konuşulmalı.
Okumayı öğrenme sürecinin zorluğuna dikkati çeken Tunca, velilerin salgınla birleşen bu süreçte oldukça endişelendiğini bu kaygılarını yatıştırmaları gerektiğini sözlerine ekledi.