Öğretmenlerin, öğrencilerin ve ebeveynlerin "acil uzaktan eğitim" döneminin en önemli unsurları olduğunu söyleyen Şahin, şöyle devam etti:
"Eğitimin bu sürecinde öğretmenler fedakarca çalıştı. Birçok öğretmen dijital teknolojileri kullanma noktasında asgari yeterliğe sahip olup önemli tecrübe kazandı.
Herkes video konferans ortamında ders işleyebiliyor. Öğretmenlerimizin bu becerilerini daha da üst seviyeye çıkarması gerekiyor. Öğretme ve öğrenme süreçlerine entegre edilebilecek tamamen ücretsiz kullanımlı yazılımlar, Web2.0 yazılımları var.
Bunların nasıl kullanıldığı öğrenilebilirler. Derslerde bu uygulamaları kullanmak için zaman ayırmak, uzaktan öğrenmenin getirdiği birtakım dezavantajlardan kurtulmalarını sağlayabilir.
Öğrenciler derslerde daha etkin olup, daha eğlenceli ders ortamları sağlanabilir. Öğretmenlerin belli yazılım ve donanıma sahip olması gerekiyor. Boğuk bir sese neden olan mikrofon değiştirilmelidir. Yeterli çözünürlüğe sahip kameralar kullanılmalıdır. İnternet bant genişliği iyi olmalıdır."
Monitör ekran parlaklığının düşük kullanılması önemlidir
SODİGEM Müdürü Şahin, uzaktan eğitimin başarıya ulaşmasının öğrenciye bağlı olduğunun altını çizdi.
Öğrencilerin sağlıkla ilgili dikkat etmesi gereken temel kuralların bulunduğunu anlatan Şahin, şunları söyledi:
"Monitörlerinin ekran parlaklığının düşük kullanılması önemlidir. Kulak içi kulaklığının kullanımından kaçınılmalıdır ya da söz konusu kulaklıklarının kullanımına ara verilmelidir.
Ders aralarında birtakım egzersizlerin yapılması gerekir. Uzak noktalara gözün odaklanmasının sağlanması lazım. Ders sırasında göz kırpmalarına dikkat edilmelidir.
Gözün kurumasının önüne geçilmesi için bu nokta çok önemli. Öğrencinin derse mümkün olduğunca aktif katılım göstermesi gerekiyor. Böylece öğrenci-öğrenci etkileşimiyle diğer arkadaşlarının derse odaklanmasını sağlayacaktır."
Ebeveynler uzaktan eğitime saygı gösterdiklerini hissettirmelidir
Doç. Dr. Şahin, "acil uzaktan eğitim" sürecinde ebeveynlerin çok önemli bir noktada konumlandırılması gerektiğine değinerek velilerin öğretmen ve öğrenci arasında adeta köprü rolü üstlendiğini bildirdi.
Öğretmenle verimli iletişim halinde olunması gerektiğini aktaran Şahin, "Çocuklarının ders yapabileceği ortamı da veliler hazırlamalıdır. Öğrencinin ders sırasında kullanabileceği uygun bir ortam sağlanmalıdır.
Ders sırasındaki sürece saygı gösterdiklerini televizyonu kapatarak, sessiz durarak hissettirebilirler. Çocuklarının dersleriyle yakından ilgilenmeliler. 'Bugün ne öğrendin?' sorusu çocuğun o gün işlenen dersleri tekrar etmesini sağlar.
Ders dışı zamanlarında dijital teknolojilerden uzak aile içi etkinlikler planlanmalıdır."
"Gerekli dikkati gösterirseniz herhangi bir tehlikeyle karşılaşmazsınız"
Şahin, dijital toplu ders ortamının çocuğun, öğretmenin ve sınıf arkadaşlarıyla bulunduğu bir mekan olduğunu dile getirerek söz konusu ortamda kötü niyetli birilerinin olmasının ya da dijital anlamda sakınca doğuracak durumların ortaya çıkmasının zor olduğunu söyledi.
Yusuf Levent Şahin sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlar bu ortamdan çok fazla korkuyorlar. Biraz daha rahat davranabilirler. Dijital ortama ayak attığınızda tabii dijital ayak izi bırakırsınız. Özellikle bazı dersler iyi niyetle kaydedilebilir.
Öğrencinin tekrar izlemesi gibi gereksinimlerin karşılanması için ders kayıtları yapılabilir. Bu kayıt nedeniyle daha büyük bir dijital ayak izi bırakıyor olduğunuz düşüncesiyle hareket etmeniz önemli ama gerekli dikkati gösterirseniz herhangi bir tehlikeyle karşı karşıya olmazsınız.
Nasıl göründüğünüz, kamera görüntünüzün açık olup olmadığı, ses bağlantınızın olup olmadığı gibi unsurlara dikkat edilmesi gerekiyor. Görüşme sırasında ne yaptığınıza ve ne söylediğinize dikkat etmek gereklidir. Çünkü bunlar kayıtlı kalıyor. Belki 100 yıllarca kayıtlı kalacak dijital izler bırakıyoruz."
Güncelleme Tarihi: 06 Aralık 2020, 23:00