ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUK ÇOK AMA EĞİTİM YOK !

Üstün zekalı çocuk çok ama eğitim yok!

ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUK ÇOK AMA EĞİTİM YOK !
Nüfusunun yüzde 2'si üstün zekalılardan oluşan Türkiye "dahi" çocuklarına eğitim vermekte yetersiz kalıyor. Bunu biz söylemiyoruz, eski Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer'in başlattığı çalışmanın verileri söylüyor.

Eski Eğitim-Sen Genel Başkanı ve eğitimci Alaaddin Dinçer’in üstün zekâlı çocuklara okul dışı eğitim verilen bilim-sanat merkezleri üzerinde yaptığı çalışma, üstün zekâlıların eğitimi konusundaki eksikleri bir kez daha gözler önüne serdi. BİLSEM’lerde çalışan Eğitim-Sen üyelerinin ve MEB adına raporu hazırlayan komisyonun sorumlularından denetmen Mehmet Davut Demirci’nin bulgularından alıntılanan çalışmanın çarpıcı sonuçları şöyle:


Türkiye’de 66 BİLSEM var. Bu merkezlerde okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki üstün yetenekli çocuklara okul dışında yeteneklerini ve kapasitelerini geliştirecek bilim-sanat eğitimi veriliyor.
TÜİK verilerine göre 0-24 yaş arasındaki 25 milyon nüfusun yaklaşık 627 bininin üstün yetenekli olduğu sanılıyor.
BİLSEM’e başlama sınıfı ilkokul 2. sınıf. Bu süreç 12. sınıfa kadar devam ediyor. Bu sınıflar arasında 13.2 milyon öğrenci bulunuyor. Bunların yüzde 2’si üstün zekâlı ise 260 bin öğrenci ediyor. Ancak şu an merkezlere devam eden öğrenci sayısı 10 bin 807 olduğuna göre geriye kalan 249 bin öğrenci bu olanaktan yoksun.
Bu merkezlerde toplam norm kadro 1200 olmasına karşılık var olan öğretmen sayısı 712. Bunların bir bölümünün yönetici olduğu dikkate alındığında en az 660 öğretmen ataması gerekiyor. Halen bir öğretmene 10 yerine 15 öğrenci düşüyor.
Diğer ilköğretim ve ortaöğretim okullarından görevlendirme öğretmenler derslere giriyor.
Merkezlerin bütçelerinin yüzde 29’u genel bütçe kaynaklarından karşılanıyor. Geriye kalan bütçe velilerin ve okulların kendi buldukları destekleyicilerin payı.
Okulöncesi üstün yetenekli çocukları tanılama faaliyeti yetersiz.
Buralara devam eden çocukların büyük bir bölümü gelir ve eğitim düzeyi yüksek ailelerin çocukları. Gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarına çoğu zaman ulaşılamıyor.
Bilim ve sanat merkezlerinde standart bir program uygulanmıyor. Öğretmen için herhangi bir kılavuz kitap yok. Acil olarak Üstün Zekâlılar Eğitim Programı hazırlanıp tüm bilim ve sanat merkezlerinde ortak eğitim programının uygulanması sağlanmalı.
Bazı illerde yeter sayıda (Wisc-r testinden 130’u geçen) öğrenci bulamadıklarından dolayı 130 puandan daha düşük puanda öğrencileri bilim ve sanat merkezlerine kaydediyorlar.
İzmir ’de üç tane bilim ve sanat merkezi olmasına rağmen milyonlarca öğrencinin bulunduğu İstanbul ’da sadece iki merkez var.
Bireysel eğitim yapılması gerekirken, bina ve öğretmen yetersizliğinden grup eğitimi yapılıyor.
İlkokul 2. sınıftan alınan öğrencilerin liseyi bitirene kadar merkeze devam etme hakları var. Bu süreçten sonra öğrenciler izlenmiyor.

Güncelleme Tarihi: 17 Ekim 2012, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
Melike bozdemir
Melike bozdemir - 12 yıl Önce

Sizin yazdiginiz bu sorunlar inanin devede tüy gibi kaliyor yasananlarin yaninda.özellikle yerel yönetimler okadar duyarsiz ve ilgisiz ki.insan anlamakta zorlanmiyor.cunku yakin gelecekte akillilar söz sahibi olacak seckinler grubu olusacak korkusu sanki onlari duyarsizlastiriyor,bu konuya daha ust yönetimdekiler daha duyarli ve gayretli fakat ilgili ekip cok yavas !!! Hareket ediyor.secilen bazı ögretmenlerde bu cocuklarla nasil saglikli egitim yapariz olgusu yok.hem gonullu muracat ediyorlarhemde sinavla alindik herseyi biliriz havasina giriyorlar.bilgi sahibi olmak demek en iyi verebilmek,iyi iletisim kurabilmek,cocuk ruhunu anlamak degili malesef ki bircogu tecrubesizlikten bilmiyor.aile ile irtibata gecmemek fikir alis verisi yapmamak inadi var olmus.basbakanin bu konuda en kisa zamanda bir sonuca varilmasi gerekiyor talimatlarina ragmen sonuctan vazgectik saglikli bir ortamda ve zamanda egitim almalari bile yerel yonetimler tarafindan saglanamiyor ve poztif paylasim iletisiminide tamamen kapali on yargili yaklasim yolundan hic sasmiyorlar.halbuki ozel egitim yonetmeligine bakildiginda devlet bu cocuklarada her imkani veriyor neden uygulamada yok ve cozulemiyor.turkiye'nin gelecegi olacak bu kucuk bilim insanlarina neden kapilar acilmiyor,sonrasinda da beyin göçü yapanlar kinaniyor anlasilir gibi degil.20 bine yakin cocuk bu durum da yaklasik 66 BİLSEM in her birinde 300 e yakin kucuk bilim insanlarimiz 10-20 yıl sonra somut fikir üretimine baslayacaklar.dusunebiliyormusunuz bunlardan en minimum 50 tanesi Türkiye icin herhangi bir konuda bir bulus yapsa dünya da nekadar daha itibar yukselisimiz olur.ama zeki olmak herzaman kisiye sorun ve yer edinme savasi getirdiginden zekasini havanda su döverek veya akintiya kurek cekmekle kullanmak zorunda kaldirtiyorlar.su anda karsi karsiya duran bazi egitim yetkilileri,bu cocuklarin aileleri ve halk TÜrkiye' nin bu parlak beyinleri icin elele vermek zorunda degil midir?bu cocuklar normal devam etmeleri gereken okullarinin disinda kalan zamanlarda bu kurumlarda egitim aliyorlar.aksam saat 8/9 a kadar devam ediyor.zamansizlik ve yorgunluktan okul derslerindeki akademik basarilari dusuyor bir uzerine cozulemeyen aslinda cok kucuk ama yerel yonetimler tarafindan buyuk mesele haline getirilen sorunlarda eklenince mecburen bir karsi karsiyalik soz konusu oluyor.bekleyelim ve görelim bakalim bu konu ile ilgili bazı ilgisizler ne zaman ellerini uzatacaklar.

SIRADAKİ HABER