Tam destek
* İHD Hakkâri İl Başkanı İsmail Akbulut: Hiçbir talep şiddetle elde edilemez. Geçen gün Diyarbakır ’da ders sırasında bir okula molotofkokteylli saldırı yapıldı. Öğrenciler yanabilirdi. Radikal gazetesinin başlattığı bu kampanyayı sonuna kadar destekliyoruz ve okulların yakılmasını önlemek için üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız. Gerekirse Hakkâri’de yaşayan her vatandaşımızla yüz yüze görüşerek sorunu çözmeye hazırız.
Hakkâri Barosu Başkanı Kutbettin Bayazıt: Eğitim telafisi olmayan bir haktır ve hiçbir şekilde engellenemez. Biz baro olarak eğitim hakkının kutsal olduğuna inanıyoruz. Okul yakılma eylemlerini kınıyoruz. Baro olarak eğitime eskiden olduğu gibi devam edilmesi için bir takım çalışmalar yapmaya hazırız.
Pazarlık konusu değil
*Hakkâri Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Arif Koparan: Eğitim yuvaları nasıl yakılır anlamıyorum. Bir Müslüman cami bulamıyorsa evinde namazını kılabilir. Ancak aynı durum eğitim için geçerli değil. Eğitim hiçbir şekilde pazarlık konusu olamaz. Okul yoksa eğitim de yok demektir. Okul yakılma eylemlerin bir an önce durmasını talep ediyoruz.
Son bulmalı
*Mazlum-Der Hakkâri Şubesi Başkanı Cengiz Şen: Okullara yönelik yapılanları şiddetle kınıyoruz. Anadilde eğitim haktır. Ve Kürtçe anadilde eğitimi destekliyoruz. Ama anadilde eğitim hakkı okul yakılarak elde edilemez. Bu tarz bir eylem şekli açıkça demokratik mücadeleye de terstir. Mazlum-Der olarak okul yakılma eylemlerin bir an önce son bulunmasını istiyoruz.
Okul yakmaya ‘eylem’ denilemez
Okul yakma olaylarına sanatçılardan da büyük tepki geldi. Sanatçı Tarık Akan , “Bunlara eylem denmez” derken, Pelin Batu, sorunun BDP ’nin de olduğu masada çözülmesi gerektiğini söylüyor. Tuba Ünsal, BDP’den kınama dışında bir yaptırım beklediğini vurguluyor.
‘EYLEM OLARAK GÖRÜLEMEZ
Levent Üzümcü : Elbette doğru bir şey değil bu. Hangi görüşü savunursanız savunun, neye inanırsanız inanın, içinde öğrencilerin, öğretmenlerin olduğu, eğitime hizmet veren bir kurumun yakılması, bunun bir araç olarak kullanılması doğru değil. Bunu bir ‘eylem’ olarak görmek bile yanlış.
KENDİLERİ CEZALANDIRSIN
Tarık Akan: Bunlara eylem denmez. Tamamen saçmalık, bilinçsizlik, cahillik ve aptallıktır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey düşünülemez, eminim yapılmamıştır da. Bunu hangi grup ya da örgüt yapıyorsa, bunu yapanları en başta kendi içindeki insanlar, mutlaka cezalandırmalıdır.
HÜKÜMETİN SAĞDUYULU DAVRANMASI GEREKİYOR
Derya Alabora: Tansiyon tırmandırılmaya çalışılıyor, bu çok üzücü. Ben bunun baskıya gösterilen bir tepki olduğunu düşünüyorum. İnsanlara dillerini kullanma özgürlüğü vermek, sağduyulu olmak gerekiyor. Ben herhangi bir şekilde kimsenin ölmesini istemiyorum. Yapmamız gereken öfkemize kapılmamak, objektif bakabilmek. Her iki taraf için de bu böyle. Bunun sonu komşularla savaşa gidiyor, durum çok fena. Çok üzücü ama herhalde hükümetin, çünkü başka hiç kimse bir şey yapamıyor, sağduyulu davranması gerekiyor.
Çocuklardan uzak dursunlar!
Göksel: Şiddet ve çocuklar... Hepimizin canı yanıyor bu iki kelime bir araya geldiğinde...Ben hâlâ anlamış değilim hangi amaç uğruna okul yakılır? Türkân Şoray’ın yaptığı okulu da yakmışlar. Bazıları yapıyor bazıları yakıyor. Dünyanın başına bütün kötülükleri hep yıkanlar açtı. Çocuklardan uzak dursunlar!
SAVAŞIN KENDİSİ SORGULANMALI
Hüseyin Karabey: Savaşın olduğu bir yerde savaş suçları işlenir; bu bazen devlet tarafından bazen ona direnenler tarafından yapılır. Benim için savaşın kendisi sorgulanmalı, insanlığa karşı işlenen her türlü eylem kınanmalıdır. Bence bölgedeki halkın da göstereceği tepkiyle bu eylem biçimi yargılanacak, bunu yapanlar da bir an önce bundan vazgeçeceklerdir. Çünkü hiçbir şekilde kabul edilebilecek bir tarafı yok. Şiddetle kınıyorum.
BDP’DEN YAPTIRIM BEKLİYORUM
Tuba Ünsal: Okulları yakmak nasıl bir savunma ve protesto şeklidir? Anadilde eğitimi desteklemekse altta yatan sav, bu kadar korkunç ve ilkel bir şekilde nasıl protesto edilebilir ki? Şiddeti okul çağındaki minik zihinlere bu kadar erken yaşta ve bu manzarayla ekmek korkunç ve akıl sınırlarını aşan bir durum. Okullara yönelik saldırıları şiddetle kınıyorum. Ayrıca BDP’li vekillerden bu yapılanları kınamanın dışında başka bir yaptırım bekliyorum.
MASADA KONUŞULSUN
Pelin Batu: Cumhuriyet döneminden beri yapılmış hataların bir cevabı olarak okuyordum ben PKK’nın doğuşunu ve genel stratejisini. Ama okullara, masum çocuklara saldırmak, kesinlikle kabul edilemez bir şey. Oradaki hayatı bir şekilde koparmak istiyor. Masada çözülemedi sorun, olan halka oluyor. Temennim, masada oturup konuşulması... Ve o masada elbette BDP’nin de olması gerekiyor.
TEK AKIL YOLU: REDDETMEK
Orhan Alkaya: Bu bir akıl yitimi. Uzun süredir dalgalar halinde yükselen bir cinnet ortamında yaşıyoruz adeta... Bırakın üzerine konuşmayı, olayı anlamak bile mümkün değil. Ve elbette anlaşılabilir bir yanı olmayan bir eylemi reddetmekten başka akıl yolu yoktur.
TÜYLER ÜRPERTİCİ
Erkan Can : Yakmak düşüncesi çok korkunç, böyle bir zihniyeti kabul edemeyiz. Bunun düşüncesi bile insanın tüylerini ürpertiyor. Söylenecek çok şey var bu konuda...
Teröre inat eğitime devam
Güneydoğu’da okullara saldırılar tedirginlik yaratırken Van ’da deprem sonrası hasar gören Mehmet Akif Ersoy Lisesi’nin bahçesine UNICEF tarafından kurulan ve Türkân Şoray tarafından 10 Aralık 2011’de açılan 20’nin üzerinde konteynir sınıflara önceki gece saldırı düzenlendi. 2500 öğrencisi bulunan okulun prefabrik dersliklerden ikisi kül olurken, onların yerine yeni konteynirler yerleştirilerek sınıfa çevrildi. Yaklaşık 100 öğrenci terörün izinin silinmesinin ardından dün yeniden ders başı yaptı. Öğrenciler, sınıfların neden yakıldığına anlam veremediklerini söylerken, Van Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır ise “Öğrencilerimizin eğitimine katkı sağlamak hepimizin üzerine bir görevken, bunu engellemek yok etmek gerçekten çok üzücü bir olay. Eğitimi engellemek ve bunun gayreti içinde olmak çok daha üzücü. Söylenecek söz bulamıyorum” dedi
Devlet olamayınca maalesef yönetmek herkese görev oluyor,haydi hayırlısı AKP.