Türkiye’de katlanarak artan enflasyon, azalan alım gücü sonrası, ülkemizdeki vatandaşlar yurt dışına çıkmanın yollarını arıyor. Ülkedeki her meslek grubu geçim sıkıntısı çekerken, doktorluk ve mühendislik yapan vatandaşlar hak ettikleri maaşı alamadıkları için en çok yurt dışına çıkmayı tercih eden grup olmuştu.
Şimdi ise doktorlar ve mühendislerden sonra akademisyenlerin birçoğu da geçim sıkıntısı nedeniyle yurtdışına çıkmaya başladı. Akademik Dayanışma Platformu (ADAP) Üyesi ve Öğretim Görevlisi Zeynep Ardıç, akademisyenlerin Türkiye’deki yaşadığı sıkıntıları anlattı.
DÜNYADA İLK BİN ÜNİVERSİTE ARASINDA TÜRKİYE'DEN SADECE 15 ÜNİVERSİTE VAR.
"İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Genel Kamu Hukuku ana bilim dalında öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Türkiye'deki akademisyenlerin durumlarından bahsetmek istiyorum. Akademi ve bilim bir ülkenin kalkınması için çok önemlidir. Türkiye için de gerçekten refah seviyesine ulaşabilmek ve arttırabilmek için akademisyenlerin üretken olması, sosyal bilimler alanında Türkiye'nin problemlerine çözüm bulabilmesi için akademinin verimli olması gerçekten önemli ama Türkiye'deki durum pek iç açıcı değil maalesef. Çünkü Türkiye'de 200 civarında üniversite var ama verimliliğe baktığınızda gelişmiş ülkelerle rekabet edemeyecek durumdayız. Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında Türkiye'den sadece üç üniversite var. İlk bin üniversite arasında Türkiye'den sadece 15 üniversite var. Akademinin pek çok sorunu var. Liyakat, mobbing var ama şu son geldiğimiz noktada ekonomik sorunlar o kadar ciddi bir boyuta ulaştı ki biz artık diğer sorunları ikinci plana atmak durumunda kaldık. Akademisyenler gerçekten geçinemiyor. Yaşamsal faaliyetlerini bile karşılamakta zorlanıyorlar."
12 BİN CİVARINDA AKADEMİSYENİN YURTDIŞINA GİTTİĞİNİ GÖSTEREN BİR ÇALIŞMA VAR
Örneğin bir araştırma görevlisi 2015'te asgari ücretin dört katına yakın maaş alıyorken şu an ikilere düşmüş durumda. Alım gücümüz ciddi anlamda düştü. Akademik faaliyetler doğaları gereği bir motivasyon, odaklanma ve berrak bir zihin gerektirir. Ama maalesef Türkiye'de akademisyenlerin zihinleri geçim sıkıntısıyla, gelecek kaygısıyla, ayın sonunu nasıl getireceğim, kiramı nasıl ödeyeceğim, evden çıkarılırsam ne olacak sorularıyla o kadar meşgul ki biz artık gerçekten akademik faaliyetlere odaklanamıyoruz. Çevremdeki bütün akademisyenlerin tek konuştuğu şey; ekonomik sıkıntılar. Çok üzücü ama şunu da konuşuyoruz; yurt dışına mı gitsek, özel sektöre mi gitsek. Doktorların yurt dışına gitmesiyle bu Türkiye'nin de gündemine oturdu bir anlamda beyin göçü. Doktorların gittiğini çok çabuk anlayabiliyoruz çünkü hastaneye gidip randevu alamadığınızda anlıyorsunuz ama akademisyenlerin göçünü biraz geç fark edecek Türkiye. Halihazırda zaten 12 bin civarında akademisyenin yurtdışına gittiğini gösteren bir çalışma da var. Akademisyenler de gidiyorlar. Türkiye'nin zaten eğitim alanında çok problemleri var. Bunu arttıracak. Türkiye kalkınmayı, gelişmeyi bir kenara bırakın gerilemeye başlayan bir ülke olacak. Eskiden akademi çok popülerdi ve bütün başarılı öğrenciler akademiye yönlenirdi. Şu an böyle bir durum yok. Hatta bazı bölümlerde akademisyen bulamıyorlar.
ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ OLAN ARKADAŞLARIMIZIN EV KİRALAYAMADIĞI İÇİN ÖĞRENCİ YURDUNDA KALIYOR
Bazı yeni araştırma görevlisi olan arkadaşlarımızın ev kiralayamadığı için öğrenci yurdunda kaldığını duyuyoruz. Bu gerçekten çok acı bir durum. Özellikle büyük şehirlerde aldığımız maaşla biz bir ev bile tutmaktan aciz durumdayız. Bu yeni nitelikli insanların akademisyen olmasına engel olduğu gibi hali hazırda üretken, kaliteli işler çıkaran akademisyenlerin de ya özel sektöre yönelmesine ya da yurt dışına gitmesine sebep olacak. Üniversiteler giriş sınavı yapılıyor, aileler heyecanlanıyor çocuklarımız üniversiteye gidecek diye. Çocuklarınızı gönderdiğiniz üniversitelerin adının olması önemli değil. İçinde kaliteli, verimli, üretken akademisyenler yoksa eğitim kalitesi de iyi olmayacak.
YeniÇağ Gazetesi
Güncelleme Tarihi: 14 Ağustos 2023, 17:06