Milli Eğitim Bakanlığı’nın hantal, eskimiş ve kırtasiyeci görünümünü değiştirmek için radikal değişiklikler yapmaya başlayan ve bütün birimlerde reformlar sürdüren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in öğretmen evlerinin ve sosyal tesislerinin durumu ile de ilgili devrim niteliğinde bir çalışma başlatmasını istediklerini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Eğitim camiasının ortak görüşü, öğretmen evleri, öğretmenler için `gidemesek de kalamasak da bizim` dedikleri yerler haline gelmiştir” dedi.
Gerek yer bulma, gerekse fiyat ve hizmet kalitesi anlamında polis evi, orduevi, hâkim evi gibi diğer meslek gruplarının misafirhaneleriyle öğretmen evlerinin kıyaslanmasının mümkün olmadığını söyleyen Gürkan Avcı, “Bu nedenle öğretmen evleri ve sosyal tesisleri ya satılsın yahut öğretmenlere adam gibi hizmet eden birimler haline getirilsin. Öğretmen evleri ve sosyal tesislerinin satılması durumunda buralarda istihdam edilen binlerce idareci, öğretmen ve çalışan okullardaki personel ihtiyacını karşılamış olur” dedi.
ÖĞRETMENLER KENDİ EVLERİNDE ÜVEY
Öğretmenlerden alınan bandrol paralarıyla geçmiş yıllarda yapılan kesintilerle ve milli eğitim bütçesinden ayrılan paylarla yapılan öğretmen evlerinde amacın, öğretmenlere ve ailelerine hizmet etmek olması gerekirken amacın kar etmek şekline dönüştüğünü kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Diğer kurum ve kuruluşların mensupları, kendi sosyal tesislerinin imkanlarından öğretmen evlerine oranla çok düşük fiyatlarla faydalanıyor. Oysa öğretmen evleri vali, kaymakam ve diğer mülki amirlerin, siyasilerin, yerel eşrafın misafirlerini konaklattığı, tatil yapıp dinlendiği yerler haline geldi. Kültür merkezi görünümünde olması gereken öğretmen evleri herkesin girip çıktığı kahvehanelere döndü” dedi.
ÖĞRETMENEVLERİ ÖĞRETMENE PAHALI GELİYOR
Öğretmenlerin hafta sonu çay içmek, tatillerde konaklamak için bile öğretmen evinde yer bulamadığını ifade eden Avcı, Orduevleri, polis evleri gibi diğer misafirhanelere oranla fiyatları oldukça yüksek olan öğretmen evlerinde kalmak için gelen öğretmenlere yer yok deyip otelin yolunu tarif eden bir zihniyet türetilmiştir. Öğretmenler adeta kendi evlerinde yabancı ve üvey durumuna düşmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki özellikle geçmişteki kimi şaibeli bürokratlar yüzünden öğretmenlerin büyük tepkisini alan, şikâyet ve eleştirilere neden olan öğretmen evi politikalarının biran önce değişmesi gerekmektedir” dedi.
Evet hocam, satılsın. Buralarda eğitim çalışanlarından doğru dürüst kalan falan yok. Yönetimleri desen bir muamma,çözebilene aşkolsun. Göstermelik "Yönetim" ve "Denetim Kurulu" mevcut. Yönetimden ve denetimden bi haber insanların özellikle belirlendiği kurullar. Ağaların yol geçen hanı olmuş, ye-iç-eğlen-gül ondan sonra da Öğretmenevi Müdürüne deki Allah'a ısmarladık, sen gereğini yaparsın. Sonuç olarak garibim kıvranıyor ve bir şekilde açığı kapatıyor ve başı da belalardan eksik olmuyr. Çünkü O (Müdür) bir öğretmen,asli görevi çocukları eğitip öğretmek, açık kapatmak değil.Bir defa Öğretmenevleri sırf müdürü öğretmenolsun mantığı ile arkasına ASO saçmalığı eklenerek amaca uaşılmıştır. Normalde okul veya eğitimile uzaktan yakından alakası olmayan ve tamamen "Ticari İşletme" olan bir müessesedir, yöneticileri de idari kökenli olması gerekir idi ancak böyle değil alıyorsunuz bir öğretmeni 657 sayılı DMK'nun 88. maddesine istinaden buralara MÜDÜR olarak atıyorsunuz sınavla ya da sınavsız farketmez. Böyle bir müdür kadro pozisyonuna ait Devlet PersonelBaşkanlığı Devlet Memurları Kadro Unvanları mevzuatında yok, 190 sayılı Genel Kadro Usulü Hk.Kanun'da yok. Böyle uydurma mevzuatlarla ticari ve iktisadi işletmeleri eğitim kurumu gibi gösterip işler hep EÖHS özeline çekilmektedir doğrumudur? Külliyen yanlış.Acilen Öğretmenevleri satılmalı veya müstecire verilmeli, buralarda yöneticiler dahil hiç bir Devlet Memuru istihdam edilmemeliir.Bazılarının rahatını ve keyfini bu haber kaçıracaktır ama küçük bir azınlığın mutluluğu bana göre çoğunluğun mutluluğuna tercih edilmemelidir. Buralarda görevli öğretmen kökenli idarecilerin çoğu, mevzuat ve hukuk yönünden zayıf olmalarından ötürü adlyelerde rencide oluyorlaryazık değil mi?