Müfettişler Derneği bir açıklama yaparak 3600 Ek Gösterge, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve müfettişlik konusunda birtakım bilgiler verdi. Açıklamanın tamamı şu şekilde:
1 Mart 2022 tarih ve 31765 sayılı Resmi Gazetede Milli Eğitim Bakanlığı’nca Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği’nin yayımlanmasının ardından okullarda kalite güvence sisteminin aktif hale getirilmesi amacıyla yeni teftiş sistemi kurulduğuna ilişkin haberlerin basın organlarında yer alması üzerine gözlerin tekrar eğitim müfettişliği mesleği üzerine çevrildiği gözlenmektedir.
Müfettişler Derneği olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlerimize tanınan 3600 ek göstergeyi yerinde bir uygulama olarak görüyor, meslektaşlarımızın bu göstergeyi sonuna kadar hak ettikleri hususunu tereddütsüz kabul ediyoruz. 1 Mart 2022 tarihinde yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Müfettişleri Yönetmeliği’nde de kurala bağlandığı üzere; illerdeki her derece ve türden resmî ve özel örgün ve yaygın eğitim kurumları ile özel öğrenci barınma hizmetleri kurumlarının rehberlik, iş başında yetiştirme, denetim, izleme ve değerlendirme, araştırma, inceleme, soruşturma ve ön inceleme çalışmaları müfettişliğimizin görev alanı içerisinde yer alan konuların başlıcalarıdır. Ayrıca müfettişlik; en az dört yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları başarı ile tamamlayarak mesleğe özel yarışma sınavı ile girilen ve belli süre meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda kanunların öngördüğü usule göre seçilerek atanılan kariyer meslek kadrolarından biridir. Bu mesleğin eğitim öğretim süreçlerine sunduğu gizil ve örtük katkı ile eğitimde kalite güvence sisteminin aktif hale getirilmesinde üstlendiği rol göz önünde bulundurulduğunda, eğitim müfettişlerin son yıllarda uğradığı mağduriyetlerin telafisi yönünde Bakanlığımızca henüz kayda değer bir adım atılmadığı müşahede edilmektedir. Özlük haklarımız konusunda uzun yıllar boyunca neredeyse hiçbir iyileştirilme yapılmaksızın, hizmetiçi eğitim ihtiyaçlarımız giderilmeksizin, yıpratılan mesleki itibarımız onarılmaksızın, boşalan liyakatlı kadrolara nitelikli atamalar yapılmaksızın çıkarılan bir yönetmelik ile tarafımıza 80 bin kurum ve 1 milyon 250 bin eğitim çalışanının teftiş ve denetim sorumluluğunun yüklenmesi mesleki manada tüm müfettişleri derinden üzmekte, motivasyonumuzu ise son derece düşürmektedir. İfade edilmesi elzem olan bir diğer husus ise, teftiş sistemi içerisinde aynı unvan, aynı kadro, aynı görev ve sorumluluğa bağlı olarak çalışmakta olan eğitim müfettişlerinin 2 farklı maaş rejimine tabi olmalarıdır ki bu durum çalışma barışı ile eşit işe eşit ücret kapsamındaki adalet algısını temelden sarsan sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle, özlük haklarımızın kariyer mesleğimize yakışır şekilde iyileştirilmesi, tüm eğitim müfettişlerinin aynı maaş ve diğer özlük hakları bakımından aynileştirilmesi, teftiş sisteminin tek çatı altında ve bölge yapılanması esasına dayalı olarak yeniden kurgulanması ve eğitim kurumlarında etkin bir rehberlik ve denetim sürecinin başlatılması yönündeki taleplerimizi kamu oyunun bilgisine, Bakanlığımızın takdirlerine saygıyla arz ederiz.