Selçuk, uzaktan öğretim sürecinde yapılanların MEB'in bu sürece ne kadar hızlı ve etkin şekilde uyum sağlayabildiğini gösterdiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
İş yapış biçimlerinin bütün dünyada değişiyor olması, özellikle kamu kurumlarında ve özellikle eğitimde tekrardan ele alınması gereken bir husus. Dünyanın hemen her yerinde dijitalleşme adına on yıl sonra yapılması hedeflenen birçok iş aslında 5-10 ay içinde yapılmak üzere kararlara dönüşüyor.
8-10 yıllık süreçlerde yapılması muhtemel denilen şeyler, 8-10 aylık bir süre içerisinde yapılacak noktaya geliyor. Bizim de bu duruma adapte olmamız, bu konularda öncü olmamız şart.
2023 Eğitim Vizyonu'nun iki yıl önceki dokümanına bakarsanız, bu bakış açısını taşıdığını görürsünüz. 'Yeni normal' denilen kavramın aslında 2023 Eğitim Vizyonu ile eğitimsel olarak ifade edildiğini de görme imkanımız olabilir.
Araştırma geliştirme, inovasyon ve dijital dönüşüm çalışmalarının MEB Asistan ile devam ettiğinin altını çizen Selçuk, Önümüzdeki dönemde, aylarda da çok farklı konularda ve alanlarda da yapay zeka ve makine öğrenmesi temelli uygulamaların giderek hızlandığını göreceksiniz.
Bunun örneklerini çok sık olarak yaşamaya başlayacağız. Türkiye'nin dünya çapında rekor denilebilecek sayılarla toplumun buna uyum göstermesi açısından da son derece önemli bir çalışma.
Kamuda ilk olması ayrı bir önem taşıyor. Bu kadar büyük bir potansiyeli olan 18 milyon civarında öğrencisi, 1 milyondan fazla öğretmeni, velilerin söz konusu olduğu bir kamuoyunda bu kadar ilgi görmesinin de ayrı bir önemi var.
Okullar ne zaman açılacak sorusunu MEB Asistan'a sordum
Yapılan çalışmaları MEB'in tüm süreçlerine yaymak gibi bir avantaja da sahip olduklarına dikkati çeken Selçuk, MEB Asistan bakanlık hakkında her türlü soruya cevap verecek bir durumda.
Birkaç hafta önce ben de bir soru sordum. 'Okullar ne zaman açılacak?' diye. Çünkü herkes bu soruyu bana soruyordu. Sonra cevaplara baktım. Cevapları söylemeyim.
Bakan Selçuk, çocukların geleceğe dair farkındalıkların geliştirilmesi gerektiğini, velilerin, etkileşim biçimini ve iletişim dilini dönüştürmek, öğretmenlerin dilini de bir şekilde yeni çağın terminolojisine dönüştürmek durumunda olduklarını söyledi.
Selçuk, bütün dünyaya örnek olabilecek bu robotlarla, eğitim sistemleriyle ilgili şifre alma, şifre yenileme, ders programı sorgulama, sınavlar, öğretmen görüşmesi, ders tekrarı ve çok sayıda konuda soruları yanıt bulma imkanını da gerçekleştirmiş olacaklarını aktardı.
Yeni bir kilometre taşındayız
Bu tür çalışmaların eğitimde uygulamayla teori arasındaki uzaklığı kaldırdığını belirten Bakan Selçuk, şöyle devam etti:
Bakanlık olarak yapay zekanın temelde olduğu dijital dönüşüm yolculuğumuzun yeni bir kilometre taşındayız. Bu çalışmaları, sınıfın içinde de göreceksiniz. Geçtiğimiz aylarda, yoğun bir şekilde akademik destek yazılımıyla sınavlara hazırlık konusunda dünyadaki öncü ülkelerden birisi olarak eğitimde yapay zekanın, derslere hazırlanmada yapay zekanın nasıl kullanılacağını 1 milyondan fazla öğrencinin dahil olduğu bir sistemde günlük olarak yoğun bir kullanımın nasıl mümkün olacağını da görmüş olduk.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, sanal robotların, sanal asistanların ve sohbet robotların eğitimde kullanımına dair çalışmaların başka şehirlerde ekiplerle yapıldığını, kendilerine yapay zeka zümresi ismini veren 10 farklı ilden öğretmenlerin yapay zeka uzmanlarının, akademisyenlerin bakanlık birimleriyle koordinasyon içinde oluşturduğu ekibin de çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi.
Yatayda ve dikeyde eğitimin birçok bileşeninin yapay zeka temelli olarak nasıl ele alınması gerektiğini ortaya koyduklarını ve kendilerinin aynı zamanda MEB'in 2020 ve 2040 yılı yapay zeka strateji dokümanı üzerinde çalıştıklarını anlatan Selçuk, robotik kodlama, bilişimsel algoritmik düşünme gibi transdisipliner odaklı birçok eğitim başlığının da yapay zeka ekosistemi içerisinde ele alındığını söyledi.
Selçuk, TÜBİTAK 2020 Yılı Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri finalinde bulunduğunu vurgulayarak, finalde ödül alan projelerin neredeyse tamamının yapay zeka içerikli olmasının çocukların, gençlerin dikkatlerinin nereye doğru yoğunlaştırdıklarını gösterdiğini anlattı.
Projedeki robotların bakanlığın konularıyla alakalı sorulara cevap verirken giderek akıllanmasının, daha akıllı yanıtları üretebilmesinin önünün açılmış olduğunu bildiren Selçuk, Devamlı öğrenen bir mekanizmadan söz etmiş oluyoruz. Bizim açımızdan mutluluk verici. Sonraki süreçlerimiz hakkında fikir verici bir çalışmayı tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz.
Bakan Selçuk, konuşmasından sonra MEB Asistan ile kısa bir sohbet etti, sistemin nasıl çalıştığını göstererek anlattı.
Salonda bulunan basın mensupları Bakan Selçuk'tan MEB Asistan'a "Okullar ne zaman açılacak?" sorusunu yöneltmesini istedi. Selçuk, basın mensuplarının bu talebine gülümseyerek karşılık verdi.
Bir basın mensubunun, "MEB Asistan basın mensuplarının sorularına da yanıt veriyor mu?" sorusu üzerine Selçuk, Günlük olarak buradan çıkışta da kullanabilirsiniz. Basın mensubuysanız yanıt yok diye bir şey yok.
Bakan Selçuk, "21 Eylül'de okullar nasıl açılacak?" sorusuna, "Yapay zeka dururken, bana sormanıza gerek yok." yanıtını verdi.
MEB Asistan'a "Okullar ne zaman açılacak?" sorusunu yönelten Selçuk, sistemden okulların 31 Ağustos'ta açılacağı ve yüz yüze eğitimin 21 Eylül'de başlayacağı yanıtını aldı.
Bakan Ziya Selçuk, MEB Asistan'a dair, Kamuda ilk defa, Milli Eğitim Bakanlığında dünya çapında nicel bir perspektifle yapılıyor olması da çok kıymetli. Destekleyen kuruluşumuza, emek verenlere teşekkür ediyorum.
Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2020, 22:27