Çocukların bayarısızlıklarının sebeplerini araştırıp çözümü konusunda rehber öğretmenlerle iş birliği yapılması gerektiğine dikkati çeken Ataoğlu, Ne kızmak, ne üzülmek, ne öfkelenmek ne de eleştirmek bir faydası olmuyor.
Sorunu ortaya koyup 'Niye olmuyor?' Eksik olan ne? Bu sorunu tespit ettikten sonra 'Bunun için ne yapabiliriz?' diye arayış içinde olmaları lazım. Bu arayışı da en kolay okuldaki rehber öğretmenleriyle beraber yaparak çözüm yolu üretebilirler.
Milli Eğitim Bakanlığın ara tatil uygulamasının doğru olduğuna değinen Ataoğlu, uygulamanın psikolojik açıdan sürekliliği kırarak arada yeni şeyler arama, yeni bir heyecan, ivme ve motivasyon kazandırmada faydalı olacağını söyledi.
Ödülsüz öğrenme olmaz
Başarılı çocuklara verilecek ödüllerin düzeyine dair görüşlerini dile getiren Ataoğlu, insan biyolojisinin ödüle ihtiyacı olduğunu söyledi.
Ataoğlu, ödülsüz öğrenme olmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Her öğrendiğimizin, davranışımızın altında ya ödül ya da cezalandırma vardır ama zihnimizi açan öğrenme şekli, ödülle öğrenmedir. Cezayla korkutarak öğrenme zihnimizi kapatır.
Sınırlı öğrenmeler yaratır. Ödülle öğrenme zihnimizi daha çok açar, daha çok katmanlar oluşturur. Ödülle öğrenmenin iyi tarafı, insanda gittikçe artan bir istek oluşturur.
O yüzden mutlaka bir ödül olacaktır. Ödülün sınırlarını iyi belirlemek lazım. Aşırı ödül kişide hak etmediği bir şeyi öğretir ki bu da daha sonra doyumsuzluklara ve olumsuzluklara yol açar.
Yeni şeyler yapma isteğinin de önünü kapatır. Vereceğimiz ödül, içinde bulunduğumuz sosyal ve kültürel değerlere uygun olarak, ne aşırı ne de az olarak ihtiyaç kadar bir ödül içinde olması gerekiyor.
Çocukların sömestir tatilinde aile büyükleriyle bir araya gelmelerinin uygun olabileceğini anlatan Ataoğlu, en çok da kendi yaşıtlarıyla ve yeniliğe açık bir birliktelik içinde olmaları gerektiğini bildirdi.
Güncelleme Tarihi: 16 Ocak 2020, 19:28