Beyoğlu Öğretmenevi’nde düzenlenen iftar programında gazetecilerle bir araya gelen Yıldız, kalite farkının asgariye düşürülmesi gereken "iyi okul" ile "dezavantajlı okul" arasındaki başarı çıtası farkının da çok açık olduğunu söyledi.
Ailelere "çocuğunu en yakın okula gönder" diyebilmeleri için bu okullardaki derslik açıklarını kapatmaları ve sınıf başına düşen öğrenci sayılarını da belli bir seviyeye çekmeleri gerektiğini anlatan Yıldız "Öğretmen açığını kapatmamız gerekiyor. Biz ilçelerde okullarımızı sıralıyoruz. ’En başarılı ilçe hangisi, parametreler nelerdir?’ diye baktığımızda gördüğümüz şey şu; nerede derslik sayısı homojense, yani belli bir seviyeye ulaşmışsa, öğretmen açığı yoksa, orada makul bir seviye yakalanıyor. Dolayısıyla da devlet olarak bize düşen çok hızlı bir şekilde, yani ’en iyilerle’, ’iyi olmayanlar’ın bir arada bulunduğu İstanbul’da, o dezavantajlı kesimlere yönelik yatırımlarımıza hız
vermektir" diye konuştu.
Muammer Yıldız, ilk olarak bu standardı oluşturmayı hedeflediklerini dile
getirerek, "Bir sorunumuz var. Mesela ’Başakşehir şu açıdan iyidir ya da
kötüdür’ diyemiyoruz. Çünkü Başakşehir’in bir görünen kısmı bir de görünmeyen
Altınşehir kısmı var. Dolayısıyla da bizim şimdi sadece İstanbul’daki temel
hedeflerimizi belirlerken, kümülatif olarak İstanbul hedefi koyduğumuz zaman
maalesef onu tutturma şansımız yok" dedi.
Bu sorunun aşılması için ilçe bazlı analizler yapmaları gerektiğini ifade
eden Yıldız, bundan sonra ilçe bazını da küçülterek, eğitim yatırımlarını bölge
bazlı yapacaklarını aktardı.
-"2003’TEN BERİ HAYIRSEVERLER 6 BİNE YAKIN DERSLİK YAPTIRDI"-
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Yıldız, kentin çeşitli yerlerinde okul
yapacak arsa dahi bulamadıklarını, bu konular üzerinde de çalışmalarını
sürdürdüklerini belirterek, bir taraftan genel bütçeden, bir taraftan İl Özel
İdaresi’nin ayırdığı kaynaktan, bir taraftan da kendi kaynaklarıyla hızlı bir
şekilde bu çalışmaları yürüttüklerini anlattı.
İstanbul’daki belediyelerin de bu konuda kamulaştırma çalışmaları
yaptığını anımsatan Muammer Yıldız, "İstanbul’da kamulaştırma çok pahalı. Bunu
yapmak çok zor. Ama belediye başkanlarımız bu konuda ilgililer. Şu anda bu konuda
belli bir noktaya geldik. Bakanlık da bunu gördü. Kamulaştırma başladı. Bütçeden
para çıktı. Biz de hızlı bir şekilde kamulaştırmaları yapıyoruz. Temelde
dezavantajlı bölgelerdeki yatırımlarımıza hız veriyoruz" ifadelerini kullandı.
Muammer Yıldız, İstanbul’da hala ciddi bir nüfus artışı olduğunu
belirterek, şöyle devam etti:
"Tüm bu unsurlar dikkate alındığında, derslik sayısında stabil
kalabilmemiz için her yıl bin derslik yapmamız gerekiyor. İstanbul’da şu an
derslik başına düşen öğrenci sayımız 44’tür. 44’ü, 43 yapabilmemiz için bizim her
yıl bin 200 dersliğe ihtiyacımız var. Biz zaten son 3 yılda 3 binin üzerinde
derslik yapmışız. Dolayısıyla da belli hedeflere ulaşabilmemiz için bunun çok
üzerine çıkmamız gerekiyor. 2023 hedeflerinde İstanbul’da derslik başına düşen
öğrenci sayısının 30 olmasını hedefliyoruz. Bizim ilköğretimde ikili öğretim
yapan okullarımızla tekli öğretim yapan okullarımız yaklaşık yüzde 50 oranında.
Dolayısıyla bizim 2023 hedefimizi bırakınız, 5 yıllık bir hedef koyarken şöyle
diyoruz; göçten kaynaklanan ihtiyaç var. İkili öğretimden tekli öğretime
geçebilmemiz için bizim dersliğe ihtiyacımız var. Bir de 45 kişilik sınıfı 30
kişilik yapmak için hedefimiz var. Bütün bu parametreleri işlettiğimiz takdirde
karşımıza yakın planda 25 bine yakın derslik ihtiyacı çıkıyor."
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Yıldız, şu anda İstanbul’da 58 bin derslik
olduğunu ve 2003 yılından bugüne kadar da 27 bin derslik yapıldığını ifade
ederek, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kamuya yapılan okul yatırımlarında
vergi muafiyetini yüzde yüze çıkartması ve bunun ’Eğitime Yüzde Yüz Destek’ diye
bir kampanyaya dönüşmesi sonucu hayırseverlerin katkısıyla bu süre içinde 6 bine
yakın derslik yapıldı. Yani ilimizde yapılan 4 okuldan birisi hayırsever
katkısıdır" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2011, 00:00