İşte o elektronik posta;
Bilindiği gibi OSYM tarafından 2010 Martında fen edebiyat mezunlarına tezsiz yüksek lisans şartı kişisel gelişime katkısı olmadığı gerekçesiyle kaldırılarak, mezuniyet not ortalamasının 2.50 olması şartı getirilmiştir. Bununla birlikte mezunların birçoğu mağdur olmuş ve öğretmen olma hayalleri de sonlanmıştır.
Bilindiği gibi Fen edebiyat mezunlarının öğretmen olmaktan başka şansı bulunmadığından, bu durumda sadece üniversite mezunu olmaktan başka elde ettikleri bir şey bulunmamaktadır.
Uygulamaya bakıldığında öğretmenliğe başvuracak olanların kalitesini artırmak için pozitif bir çaba içinde olunduğu sanılabilir. Ancak yine OSYM’nin kurarak halen idare ettiği üniversitelerden de 2.00 ortalama ile mezun ederek, bir sonraki adıma yol verdikleri ise bir gerçektir. Bu durumda; bu şartın yerine ortalaması 2.50’den düşük olanların mezun olmaması daha mantıklı ve daha yapıcı olacaktı diye değerlendiriyorum.
Ayrıca bu uygulama ile OSYM’nin kurallarını koyduğu okullardan mezun olan öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyine de bir güvensizlik bulunmaktadır. O zaman bu öğrenciler neden mezun edildi veya kurumların ürün kalitesini artırmak için kurum içinde neden bir düzenlemeye gidilmemektedir.
Yapılan bu düzenleme ile müteakip dönemde mezun olacakların belki derslerine ciddiyetle eğilmeleri sağlanabilir, ancak bu uygulama başlatılmadan önce 2.00 ortalamayı yeterli görerek mezun olan -ki yeter şart bu idi- ve gerek ALES gerekse de KPSS sınavlarına çalışarak kendisini geliştiren büyük bir kitlenin tamamen önü kapanmış bulunmaktadır.
Bu durumda sorgulanması gereken husus; gerek küresel gelişmeleri gerekse de Türkiye ve Dünyadaki iş alanlarını inceleyerek görev analizi yapmayıp Fen edebiyat fakültelerinin gerekliliğinin veya gereksizliğinin ortaya konulmamasıdır. Herkesin üniversite mezunu olması önemlidir ancak iş alanının olmadığı bir üniversiteden mezun olmak veya yeter notla mezun olmasına rağmen kabul şartlarındaki kredi notunun mezuniyet notundan daha yüksek tutularak insanların önünün tamamıyla kapanması insanlarda depresyonlara da sebebiyet vereceği hesaba katılmalıdır.
Bu durum yüksek lisans için de geçerlidir. Bilindiği gibi yüksek lisans yapmak için ALES sınavından belirli bir not almak gerekmektedir. Ancak buna da 2.50 kredi kriteri getirilerek, birçok insanın önü, gelişime kapanmaktadır, yani yüksek lisans yapamamaktadır. Bu uygulamayla da üniversite döneminde 2.50 kredi notundan düşük bir notla mezun olan zeki insanlar sistem dışına itilmekte ve bu insanlardan istifade edilememektedir.
Bu tür kararların alınmasında en mantıklı olanı psikologlardan da istifade edilmesidir. Çünkü insanlarda davranış değişikliğine sebebiyet veren hususlar; düzenlemelerdir. Bu durumda mevcut düzenlemenin yeniden gözden geçirilerek;
1. Fen edebiyat fakültesi ve diğer fakültelerin ilgililerle ne kadar gerek olduğu ve ne kadar öğrenciye gereksinim duyulduğu bir kez daha sorgulanmasının,
2. Şahısların aleyhine olan uygulamaların geriye uygulanmaması ilkesinden hareketle 2.50 şartının 2010 veya 2011 yılından itibaren Fen Edebiyat Fakültelerine girecek olan öğrencilere uygulanmasının,
3. Veya 2.50 kredi notundan aşağı kredi notuyla mezun olanların da önü kapanmayacak şekilde ALES veya KPSS notlarına belirli düzenlemelerin yapılmasının daha tutarlı olacağı kanaatindeyim.
abbasguclu.com.tr
Güncelleme Tarihi: 22 Mart 2011, 00:00
