Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı Eğitime Bakış 2018: İzleme ve Değerlendirme Raporu’nun açıklandığı toplantıda bir konuşma yapan Bakan Ziya Selçuk, Eğitim-Bir-Sen’in Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan’ı rahmetle anarak, bu tür kuruluşların Türkiye için büyük bir kazanım olduğunu vurguladı.
Selçuk, “Meslektaşlarımla birlikte olmak beni çok rahatlatıyor. Birlikte bir işi omuzluyoruz. Beraberce aynı maksada doğru yolculukta bulunuyoruz. Bu tür çalışmalar, izleme değerlendirme raporları sanıldığından çok değerli içeriklere sahip.
Çünkü bizim MEB olarak ‘bazen göz kendini görmez’ ifadesinden hareketle dışarıdan değerlendirmelere son derece ihtiyacımız oluyor. Bu ihtiyacımızın çok ilkesel bir duruşla Eğitim-Bir-Sen tarafından da karşılanıyor olması, üç yıldır da meselenin ciddiyetle ele alınıyor olması çok sevindirici bir gelişme” şeklinde konuştu.
Verilerden elde edilecek sonuçların politika önerilerine dönüşmesi bizi rahatlatacaktır
İleriye dayalı eleştirel bir rapor yayımlamanın son derece kıymetli olduğuna dikkat çeken Selçuk, şöyle devam etti: “Çünkü bu tür raporlar genelgeçer ifadelerle işlerin iyi ya da kötü gittiğine dair etiketlemeler yapmak yerine bize daha bilimsel bir netice sağlıyor.
MEB olarak, bu tür raporların artmasını özellikle istiyoruz. Ben de bir akademisyen olarak veri elde etme konusunda Türkiye’de ne kadar güçlük yaşandığına defalarca şahit oldum.
Buna şahit olmuşken MEB olarak bizim veri saklamamız mümkün değil. Biz bütün bu verileri fazlasıyla paylaşarak bu verilerden elde edilecek sonuçların politika önerilerine dönüşmesinin bizi ne kadar rahatlatacağının farkındayız.
Bundan dolayı 2023 Eğitim Vizyonu’nda veriye dayalı yönetim veri temelli eğitim, öğrenme analitiği, eğitim analitiği gibi kavramları tekrar tekrar ifade etmemizin gerekçesini de ortaya koymuş bulunuyoruz.
Okul yöneticilerinin müktesep hakları merkezde olmak kaydıyla bakış açımız ortaktır
Genel Başkan Ali Yalçın’ın okul yöneticiliği konusundaki hassasiyetine değinen Selçuk, “Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, bütün arkadaşlarımızın müktesep hakları merkezde olmak kaydıyla bakış açımız ortaktır.
Hiç kimseye sürpriz yok derken, ani değişiklikler olmayacak derken insanların müktesep haklarını riske sokmak elbette bizim değerlendirmemiz içinde yer alamaz.
Önümüzdeki süreçte de Türkiye’de sendikal hareketin öğretmenler lehine güçlenmesi ve öğretmenlerimizin daha iyi bir gelecek tasavvuru içerisinde kendilerini mutlu hissetmeleri hepimizin ortak gayesi.
Bu ortak gaye çerçevesinde hareket ediyor olabilmek beni geleceğe dair umutlandırıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Selçuk, sendikanın sadece Türkiye içinde değil, uluslararası düzeyde bağlantılar kurma ve uluslararası katkılar sağlama noktasında da yaptığı değerlendirmelerin örnek teşkil ettiğini kaydetti. Selçuk, eğitime endüstriyel olarak bakmadığını dile getirdi.
Eğitim Vizyonu öğretmeni ve öğretmenliği çok boyutlu ele almayı özellikle tercih ediyor
2023 Eğitim Vizyonu’nda da her belgede olduğu gibi eksikliklerin, fazlalıkların olduğunu kaydeden Selçuk, şöyle devam etti: “Raporun canlı bir muhteva olması bizim açımızdan önemli.
Sürekli olarak olagelen durumlara ve hadiseye göre kendimizi pozisyonlamamız ve çok daha akli davranmamız söz konusu olacaktır. 2023 Eğitim Vizyonu ile yapmak istediği birkaç temel girişim var.
Biz muhakkak suretle insanla ilgili bir hususu felsefi bir zemine oturtmak zorundayız. Zemin olmazsa şekil olmaz ve zeminsiz yapılagelen bütün şekillerde tekrar tekrar 1, 2, 3 demek zorunda kalırız.
Bu da devamlılık arz eden bir başarı grafiği ortaya konulmasına mani olur. Bütün yapılagelen işlerin, eğitim sisteminin alt sistemlerinde yapılan bütün işlerin, her bir alt sistemde yapılan bir eylemin, işlemin diğer alt sistemleri nasıl etkilediğinin simüle edilmesidir.
Yani biz okul öncesiyle ilgili okullaşma oranını artırmak konusunda bir hedefe sahipsek norm kadro nasıl etkilenir, eğitim fakültelerindeki öğretmen yetiştirme nasıl etkilenir, bunun finansal boyutu nasıl etkilenir, fiziksel dijital altyapısı nasıl etkilenir bütün bu parametrelerin hepsini aldığımız her karar için yoklamak zorundayız.
Bunu yoklamadığımızda aldığımız her karar ya da ürettiğimiz her yeni çözüm belli bir süre sonra yeni sorunumuz hâline gelir. Fizibiliteyi çok önemsiyoruz. Yaptığımız bütün alt sistem eylemlerini bir matris üzerinde ilişkilendirme ihtiyacı duyuyoruz.
Bir dünya nizamının inşası noktasında bazı rolleri olan öğretmenliği çok daha geniş bir çerçevede ele almak lazım” diyen Selçuk, “Öğretmen yetiştirmenin nasıl düzenleneceği, öğretmenliğin genel kültür hayatı bakımından nasıl değerlendirileceği, öğretmenliğin hizmet içi eğitim çerçevesinde nasıl şekillendirileceği… Bütün bunlar bizim için çok daha kapsamlı bir bakışı zaruri kılan yaklaşım oluyor. 2023 Vizyonu öğretmeni ve öğretmenliği çok boyutlu ele almayı özellikle tercih ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Tasarımlarımızı daha önce yaptıklarımızın üzerine inşa ediyoruz
Toplumda aile nasıl bir birimse okulun da eğitimde bir ana birim olduğunu kaydeden Selçuk, “Önümüzdeki süreçte çok kısa bir süre içerisinde okul profili anlamında ortaya koyacağımız yeni yaklaşım, okulları rasyonel bir şekilde izleme ve değerlendirme imkânını sağlayacak.
Okulların her birinin kendi fotoğrafını ve kendi geleceğini anlayabilme konusunda nesnel bir veri tabanı sağlamış olacak. Her bir alt başlık bir zincirin halkası gibi birbirine bağlıdır. Bu halkaların hepsini birlikte değerlendirmek zorundayız.
Biz sadece bir iki işle uğraşalım, gerisi daha sonraya kalsın demek gibi bir durumda değiliz. Yeniden bir tasarım, tasavvur yaparken daha önce yaptıklarımızın üzerine inşa ediyoruz.
Tümüyle bir şeyi yıkıp da yerine bir şey koymuyoruz. Şimdiye kadar yapılan ve müteşekkir olduğumuz birçok güzel hizmetin üzerine ‘neyi nasıl koyarız’ın peşindeyiz” diye konuştu.
Bakan Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu’nun somut olarak hayata geçmesiyle ilgili olarak, “Neyin ne zaman yapılacağıyla ilgili çok somut hedefler var orada. Hemen birkaç ay içerisinde sistemin tümüyle dönüştürülmesinin çok da rasyonel olmadığını düşünüyoruz.
Ama önümüzdeki Ocak, Şubat, Mart aylarından itibaren çok somut çalışmaların ortaya konulduğunu göreceğiz. Biz Türkiye’nin birikimine ihtiyaç duyuyoruz. Biz çocuğu merkeze alarak öğretmenimiz için, okul yöneticilerimiz için, ilçelerimiz, illerimiz için neler yapabiliriz, bunları sürekli mutfakta, sahada çalışan insanlarla değerlendiriyoruz.
Asla merkezde oturup kararlar almıyoruz. Her kararda öğretmen, yönetici, veliler, öğrencilerimiz bizim yanımızda, birlikte kararlar alıp değerlendirmeler ortaya koyuyoruz.
Genel Başkan Ali Yalçın, konuşmanın ardından Bakan Selçuk’a Eğitime Bakış 2018: İzleme ve Değerlendirme Raporu’nu takdim etti.