Bakan Özer, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen 2021 yılı Öğretmen Atama Töreni'nde, büyük bir eğitim ailesine sahip olduklarına işaret ederek, her yıl yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuğun ilkokula adım attığını, sadece ilkokullardaki toplam öğrenci sayısının 5 milyon olduğunu dile getirdi.
Eğitim sisteminin büyüklüğünü anlamak için basit bir kıyasın bile yeterli olduğuna dikkati çeken Özer, Türkiye'de ilkokulda bulunan öğrenci sayısının Hollanda, İsrail, İsveç, Belçika, Yunanistan ve Portekiz'deki toplam ilkokul öğrenci sayılarından çok daha fazla olduğunu ifade etti.
Bu kıyaslamayı yapmasının nedeninin, Türkiye'nin genç nüfus avantajına yani eşsiz insan kaynağı sermayesine vurgu yapmak olduğunu aktaran Özer, ülkenin bu muazzam avantajını toplumsal faydaya dönüştürebilmek için eğitimcilere önemli sorumluluklar düştüğünün altını çizdi.
Bakan Özer, büyük Türkiye olarak büyük hedefleri bulunduğuna işaret ederek, "2023 hedefleri çerçevesinde dünyadaki ilk 10 ekonomiden biri olma hedefimiz bulunuyor. Ülkemizin uluslararası rekabet gücünü artırabilmek için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız. Ülkemizin toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız. Ülkemizde yaşayan, tek tek her bir bireyin refahını artırmak için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız." dedi.
Bu konudaki en büyük şanslarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi eğitime ve özellikle nitelikli eğitime her zaman en büyük desteği sağlayan bir liderle çalışmaları olduğunu söyleyen Özer, Erdoğan'ın bugün töreni teşrif etmesinin de eğitime verdiği önemin bir göstergesi olduğunu ifade etti.
"Şu an görev yapan öğretmenlerimizin 700 bini son 19 yılda atandı"
Bakan Mahmut Özer, öğretmenliğin tüm kadim medeniyetlerde hep en saygın meslekler arasında yer aldığını belirterek, "İslam medeniyetinde öğretmenler yani alimler peygamberlerin varisleridir. Osmanlı ve Anadolu topraklarında ilim erbabı hep el üstünde tutulmuştur. Osmanlı şehzadeleri muallimlere emanet edilmiştir. Öğretmenlere saygı ve taltif amacıyla 'alim', 'muallim', 'hoca' ve 'üstat' gibi terimler kullanılmaktadır. Osmanlı medreselerinde ders veren müderrislere, her zaman en itibarlı meslek grubu olarak değer verilmiştir. Öğretmenlerine de saygıda kusur etmeyen medeniyetler hep yükselmiştir." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'de de bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öğretmenliğe çok büyük destekler sağladığını ve öğretmenlerin çalışma koşullarını sürekli iyileştirdiğini yakinen bildiklerini anlatan Özer, "2002 yılında ülkemizde 500 bin civarında olan öğretmen sayısı, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle destekleriyle 1 milyonu aşmış olup, şu an görev yapan öğretmenlerimizin 700 bini son 19 yılda atanmış öğretmenlerden oluşmaktadır. Bu desteklerinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle bu koşulları çok daha iyi noktalara taşıyacağız." diye konuştu.
"Eğitimi sadece akademik bir mesele olarak görmüyoruz"
"Bugün ilkokula başlayan bir çocuğumuzun söz gelimi 16 yıl sonra bir üniversite mezunu olarak gerçek dünyaya atıldığında onu nasıl bir dünyanın beklediğini bilemeyiz." diyen Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ancak şunu biliyoruz; bu çocuğumuzun okuduğunu çok iyi anlaması, sözlü ve yazılı iletişim kurabilmesi, hesap yapabilmesi, verileri yorumlayabilmesi ve eleştirel düşünebilmesi gerekmekte. Bu temel beceriler 100 yıl önce de önemliydi muhtemelen 100 yıl sonra da aynı önemini koruyacaktır. Biz eğitimi sadece akademik bir mesele olarak görmüyoruz. Eğitim akademik becerileri elbette geliştirmelidir. Ancak bununla birlikte ahlaki gelişim, karakter eğitimi, bizim için akademik becerilerin geliştirilmesi kadar önemlidir. Sağlıklı ve güvenli bir toplumun temeli sağlam bir ahlaki zeminde yeşerecektir. Bizler, çocuklarımızın duygusal, sosyal, akademik ve ahlaki niteliklerinin tümünü dengeli bir şekilde geliştirmeliyiz. Her bir çocuğumuzun karakterli bir şekilde yetişmesi, sizlerin onlara örnek olmasına bağlıdır. Her birimiz, çocuklarımızın başarılı olması kadar iyi insan olmasını, dürüst, merhametli ve sorumluluk sahibi olmasını isteriz."
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İslam medeniyetinde öğretmenlerin yüksek ahlaki vasıflara sahip topluma önderlik edecek kişiler olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Bundan dolayı büyük düşünür İmam-ı Gazali 'Hoca ağaç, talebe ise gölge gibidir. Ağaç eğri olunca gölgesi de doğru olmaz.' demiştir. O halde eğitimciler olarak bizler çocuklarımızdan beklentilerimiz doğrultusunda davranışlarımızda tutarlı olacağız. Sorumlu davranacağız. Çocuklara, velilere ve meslektaşlarımıza karşı saygılı ve adil olacağız. Sizlerin her birinizin zorlu süreçlerden ve sınavlardan geçerek atanmayı hak ettiğinizi biliyorum. Tek tek her birinizi bu başarınızdan dolayı tebrik ediyorum. Sizin gibi nitelikli öğretmenlerle her şeyi başarabiliriz. El ele vererek eğitim sistemimizi dünyanın en başarılı eğitim sistemlerinden biri haline getireceğiz. Biz, sizler için gerekli tüm kaynak ve destekleri sağlamaya devam edeceğiz. Sizlerin de koşullar ne olursa olsun her bir çocuğumuzun kaliteli eğitim alması için elinizden geleni yapacağınızdan hiç kuşkum bulunmamaktadır. Ne olursa olsun şunu aklınızdan çıkarmayın; amacımız sadece toplumun belirli bir kesiminin ideal ve kaliteli bir eğitim alması değildir. Amacımız Edirne'den Ağrı'ya, Muğla'dan Hakkari'ye kadar her bir çocuğumuzun nitelikli eğitim alması için gayret göstermeliyiz. Her bir çocuğumuz ülkemizin geleceğini inşa edecek en değerli sermayemizdir. Bizim hiçbir çocuğumuzu kaybetme lüksümüz bulunmamaktadır. İnanın eğitim sistemimizde çözülemeyecek hiçbir sorunumuz bulunmamaktadır. Yeter ki bizler gayret edelim. Sizlerin, kalbinizdeki sevgiyle tek tek her bir çocukla en iyi şekilde ilgileneceğinize inanıyorum. Siz genç öğretmenlerimizin enerji ve idealizmine yürekten inanıyorum. Bizler de bu süreçte her daim sizlerin yanında olacağız."
Bakan Özer, atanan öğretmenlere başarı dileyerek sözlerini sonlandırdı.